English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ H ] / Harrods

Harrods tradutor Espanhol

101 parallel translation
Londra.
HARRODS. LONDRES.
Harrods'a gittin mi?
¿ Has estado en Harrod's?
"Aslan terbiyecisi" yazıyor. Harrods'dan. Üzerinde ışıklı "aslan terbiyecisi" yazıyor karanlıkta da eğitebileyim diye.
¿ Quién proclamara el bien y el mal... si el bien y el mal se entretejen... para satisfacer el vasto diseño de una voluntad omnisciente?
- Harrods'ta değiştiriyorlar.
- En Harrods los hacen. ¡ No!
Şey gibi... Eski Harrods.
Parece de principios de Harrod's.
Hemen Harrods arkasında.
Justo detrás de Harrods.
Sonra Harrods'dan kaset çaldığın için tekrar hakim önüne çıkarılırsın, hakim, uzmanların raporlarını okur ve senin asılmana hükmeder.
Luego vuelves frente a His Nibs por robar los casettes de Harrods él lee los reportes de los expertos, y las sentencias que soportaras.
Harrods'dan çaldığın kasetleri geri götüreceksin.
Tienes que volver por los cassettes de Harrods.
- Hangi işten mi? - Harrods'dan çalmaktan!
- Robar de Harrods!
Bu sabah yas giysileri almağa Harrods'a göndermiştim, fakat siyah giysileri hiç sevmem.
Encargue trajes de luto a Harrods esta mañana.. pero odio el negro.
M, Harrods'da durmanı ve bir paket almanı istiyor.
M quiere que pases por Harrods a recoger un paquete.
- Harrods'un hemen arkasında.
- Está a la vuelta de Harrods. - ¿ De verdad?
Tipik bir Harrods *!
¡ Típico de Harrods!
Bu onlarda, sahte bir güvenlik hissi uyandıracaktır, ve önümüzdeki hafta da, düşman hattının en zayıf savunulan yerine saldırabilir, ve Winchester çiçek aranjman takımının Harrow'u 12'ye 1 yendiğinden beridir en anlı şanlı zaferini kazanabiliriz!
Eso los abocará a un falso sentimiento de seguridad, y, la próxima semana, podremos atacar donde la línea está realmente mal defendida, y obtener la mayor victoria ¡ desde que los almacenes Low ganaron a Harrods por 12 rebajas a una!
Harrods?
Harrods.
Burası Harrods.
Éste es Harrods.
O zaman Harrods'ta durup bir bardak su içebilir miyim?
Pues bien, te parece que nos detengamos en Harrods para un traguito de agua?
Süpermarkete giderek "mantra" alamazsınız.
No se puede ir a Harrods a comprar uno.
Onu Harrods'da görsek de olur
Verla en un almacén
Şu çizimi bitirip Paris'e yollamam gerek, sonra yemeğe gidip tüm günü Harrods'ta harcamaya ne dersin?
Y entonces, que tal si tu y yo salimos a almorzar... y pasamos el resto del día perdidas en el Harrod's, huh?
Bunu mu düşünüyorsun. - Harrods?
¿ Qué crees que es esto exactamente, Harrods?
Hayır, asla sözümden dönmedim Harrods.
No, nunca he visto ratas en Harrods.
Şimdi Mohamed, şimdi biz iyi arkadaşlarız ya, bi dahaki sefere Arrod'lara veya öyle biyere gittiğimde sevdiğim bişeyi göreceğim. Bi sorum var - onu sıyırabilirmiyim?
Mohamed, ya que somos buenos colegas, la próxima vez que vaya a Harrods y vea algo que me guste tengo una pregunta - ¿ lo puedo mangar?
O Arrods değil. Harrods.
Harrods. not'Arrods.
H ile, Harrods.
With H, Harrods. not'Arrods.
- Anlıyo musun?
- You understand? Harrods.
- Saat 3'te Harrod kulesinin yanına gelmesini söyledim.
Le dije que nos veríamos a las tres fuera de Harrods
Harrods'ta Angelica için çok güzel bir palto vardı.
Había un abrigo precioso para Angélica en Harrods.
Özel bir oda, büyük bir meyve tabağı, Harrods'takilere yaptıkları gibi.
Habitación individual, una cesta de fruta, de esas de Harrods.
Turuna biraz ara verdi ve bir yardımcısını Harrods'a video oyunu alması için gönderdi.
Acortó la visita turística y envió a un ayudante a Harrods a por un videojuego.
Harrods'dan almıştık.
Los compramos en Harrods.
- Harrods'dan mı?
- ¿ Harrods?
Harrods a gidip çocuk karyolasını ve beşiğini almamız gerekiyor.
Tenemos que ir a Harrods a recoger el corralito y la cuna.
Harrods tan M-m-mango chutney The caspian'dan beluga.
Te traje esto. Bueno, eso es muy amable de tu parte, Eugene.
Eğer üçlü ajan olmuş olsaydım, herhalde geceleri hangi taraf için çalışıyordum acaba diye düşünürdüm.
Chutney de mango de Harrods y beluga del mar Caspio. Es de más categoría que tu promedio de inglés, claro está.
Londra'daki büyük Harrods mağazası.
La gran tienda Harrods.
Paris'te akşam yemekleri, yalnız alışveriş yaomak için Harold's ı kapatmalar Kuzey ışıklarını görebilmek için jetinle Alaska'ya gitmeler Coco Chanel'in kuklasını satın almalar.
Cena en paris. Cerrando Harrods para poder comprar solo. Volando a Alaska para ver la aurora boreal.
Bunu Harrods piponuza doldurun ve için.
Bueno, puede meter esto en su pipa Harrods y fumárselo.
Annie Harrods'ta yarı fiyatına indirimli alışveriş yapıyor.
Annie compra en una oferta de Harrods.
Porto sirkesinin içinden Harrods turşularını çaldığını itiraf et. Ben de hücrede kestirmene müsaade edeyim. Buna ne dersin?
Si confiesas que robaste un paquete de pepinillos en vinagre en Harrods te dejaré echarte una siesta en una celda. ¿ Qué te parece?
Harrods üstte.
Harrods allí.
Uyanacam ve annem elimden tutuyor olcak.
Voy a despertarme, y estaré en Harrods con Mami.
Ben onlara Harrods'dan kahve makinesi aldım.
Yo les regalé una máquina de café de Harrods.
Coldspot Super Six, yarın Harrods'tan geliyor.
"Coldspot Super Six", lo traerán de Harrods mañana.
Denememiz için Harrod'ın mağazasından bunları yollamışlar.
¡ Nos han enviado esta serie de Harrods para el visto bueno!
Harrods mağazasının dışında bomba yüklü bir araba havaya uçtu altı kişi ölürken 71 kişi de yaralandı.
Un auto-bomba explotó fuera de la tienda de departamentos Harrods... matando a 6 personas e hiriendo a 71.
Mantra almak için mağazaya gidecek haliniz yok.
¿ Vas a Harrods a por un mantra?
Harrods'dan.
"Domador de leones", me lo compré en Harrods.
Harrods'dan.
De Harrods.
- Hayır, Harrods.
- No, Harrods. not'Arrods.
Harrods.
You put A instead of H.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]