Helmut tradutor Espanhol
166 parallel translation
Gemiler ve kargolarla ilgili bilgi alma konusunda uzman Koramiral Witthoeft-Emden ve tatlì dilli yardìmcìsì Helmut Raeuber de aynì derecede önemliydiler.
Igualmente importante era el pretencioso vicealmirante Witthoeft-Emden y su fino ayudante, Helmut Raeuber expertos en obtener información de embarcaciones y cargamentos.
- Helmut yüzünden mi?
- Debido a Helmut?
Oğlu Helmut, Vistula Nehri'nde öldürülmüş.
Mataron a su Helmut en en el río Vistula.
Helmut Legrand yüzünden buraya çalışmaya gelmiş.
Ha venido a servir aquí, por lo de Helmut Legrand.
Maria Wiegand'ın onunla arkadaşlık kurması ve Helmut'un evlenmek istemesi hayret edilecek bir durum.
Me sorprende que Maria Wiegand sea su amiga y que Helmut quisiera casarse con ella.
Helmut, Vistula Nehri'nde öleli iki yıl oldu.
Ahora hace dos años que murió en el Vistula.
Paul, sen eve döndün ama oğlum Helmut Rusya'da öldü.
Paul, tú estás de vuelta y mi Helmut murió en Rusia.
Oğlum Helmut köylülere asla ateş etmemiştir.
Mi Helmut nunca disparó contra las ciudades.
Paul ile Helmut çok iyi arkadaştılar.
Nuestro Paul y Helmut fueron siempre amigos del alma.
Savaşa gitmeden evvel, oğlum Helmut ve Apollonia evlenmeye karar verdiler.
Mi Helmut y Apollonia se habían prometido para casarse antes de que él marchara para la guerra.
Helmut'un aklını çelmişim güya.
Dicen que he hundido el recuerdo de Helmut en el fango.
Helmut...
Helmut...
Bu tipleri hemen tanırım, Helmut.
Puedo reconocerlos a simple vista, Helmut.
- Merhaba Helmut.
- Hola, Helmut.
Teşekkür ederim Helmut.
Gracias, helmut.
Helmut Salomon benden eşi olmamı istedi.
Helmut Salomon me ha pedido que sea su esposa.
Kabul ettim, Helmut'la evleneceğim.
Y yo he aceptado. Voy a casarme con Helmut.
Helmut...
Oh, Helmut...
Ben Helmut Salomon.
Soy Helmut Salomon.
Ah Helmut!
¡ Oh Helmut!
Helmut, eve gitmiyor muyuz?
Helmut... ¿ No vamos a casa?
- Helmut?
- ¿ Helmut?
Hayır Helmut.
No, Helmut.
Helmut, affet beni.
Oh, Helmut, perdóname.
Hayır Helmut, ben..
No, Helmut, yo...
Helmut orada mı?
¿ Está Helmut ahí?
Helmut?
¿ Helmut?
Helmut!
¡ Helmut!
Helmut.
¡ Helmut!
Evet Helmut.
Sí, Helmut.
Ama Martha, Helmut yanında.
Pero Martha, tienes a Helmut.
- Martha, Helmut burada.
- Martha, Helmut está aquí.
Helmut Unger, Avrupa'nın en kurnaz silah tüccarıdır.
Helmut Unger, el contrabandista de armas más listo de Europa.
24 saat içinde Savaş Bakanlığı'nda, Helmut Haynert'e... rapor vereceksin.
Preséntese ante el coronel Helmut Haynert... en el Ministerio de la Guerra.
Helmut ve Berlin ha!
Helmut, ¿ no?
Helmut'a, sizlerin kendinizden pek emin olamadığınızı söylemiş.
Le dijo a Helmut que eran poco seguros.
Helmut, bir gönüllü daha!
Otro voluntario.
Gri tonlarının narinliği, Helmut Newton'u anımsatıyor.
Ese gris me recuerda la obra de Helmut Newton.
Helmut gibi görünüyor bu adam.
Se parece a Helmut.
Helmut Steiner.
Helmut Steiner.
Helmut Grokenberger.
Helmut Grokenberger.
Senin adın Yo-Yo, benimki de Helmut.
Tú te llamas Yo-Yo, yo Helmut.
İçin rahat olsun Helmut, hemen döneceğim.
Vuelvo enseguida, Helmut.
Hey, hiç endişe etme Helmut.
No tienes nada que hacer.
Benimle dalaşma. Hayır. Adım Helmut Grokenberger.
Me llamo Helmut Grokenberger.
Helmut, şu kızı biraz unut be adamım!
Helmut, olvídala un poco.
Helmut'in ilk iş günüymüş.
Es su primer día.
Bak, Helmut.
Mira, Helmut.
Ama Helmut...
Pero Helmut...
- Evet Helmut.
- Sí, Helmut.
- Helmut.
Helmut.