Herpes tradutor Espanhol
769 parallel translation
Şimdi uçuk çıkıyor.
Ahora tengo herpes labial.
Bana çaput muamelesi yapılmasından bıktım usandım.
Estoy harto de que me traten como a un herpes.
Hepsi bu değil. Dudağımda... beni çok rahatsız eden bir de uçuk çıkıyor.
Y no sólo eso, sino que me está saliendo un herpes en el labio que me está matando.
Ona uçuk çıkardığımı söyledim.
Ya sabes, quería... Le dije que tenía un herpes.
Bugünlerde herkeste uçuk virüsü var.
Todos tienen herpes hoy en día.
Evlendiğimiz gün zona oldu.
El día que nos casamos le salió un herpes.
Kurdeşen korkusu.
El tiene miedo al herpes.
Olmaz canım, sende siğil olabilir.
Podrías tener algún herpes.
Herkeste siğil falan var.
Ahora hay muchos casos de herpes y otras cosas.
Bir tanesi de mantar hastalığını vajina uçuğu sanmış.
¿ Y la que tenía alergia a la levadura y pensaba que tenía herpes vaginal?
Ramon'un kliniğe gittiğini... ve bende herpes simplex 10... olduğunu öğrendiğimi söyleyin.
Dígale que Ramón fue hoy a la clínica, y descubrió que tenía... herpes simplex 10.
Dişim çok kötü ağrıyor.
Tengo un herpes.
Uzay uçuğu.
Herpes espacial.
Uçuk mu?
¿ Herpes?
Gemide uçuk var.
La nave tiene herpes.
Uzay uçuğuydu.
Era un herpes espacial.
Uzay uçuğu.
Un herpes espacial.
Ne zamandır biliyorsun?
¿ Desde cuándo saben del herpes?
New York'ta frengisi olmayan tek adam sensin herhalde.
Probablemente seas el único hombre en Nueva York sin herpes.
Mantar kapmaksızın bulutta yapıyor. - Bulut yok.
Lo harías en una nube sin herpes ni quedarte embarazada.
- Hey, Freddie, uçuğun nasıl?
- Hey, Freddie, ¿ como va tu herpes?
Çok bulaşıcı türde zona var bende.
Tengo un caso moderado de herpes.
- Yine dudağımda uçuk çıkacak.
- Me va a salir el herpes otra vez.
Herpes ve aids ortalıkta dolanmaya başladığından beri.
No desde que el Herpes y'Al D'andan por ahí.
Blanche, bu hikâyeyi dinleyerek herpes kapabilirim.
Me van a salir herpes escuchando esta historia.
Yapma Dave, AlDS kapacaksın. Veba ya da uçuk!
Dave, cogerás el SIDA, la peste o un herpes.!
Babamın silahı bende ve de bulaşıcı bir uçuğum var.
Además tengo un arma, y tengo herpes.
Betty'le yemek yemişler ve onda herpes olduğunu söylediğini anlatmış.
Almorzó con Betty y ella le dijo que tú le habías contado que tenía un herpes.
Herpes demedim.
Nunca dije herpes.
Umarım hepinizin götünde mantar biter.
Espero que te dé herpes anal.
Artık mikroplu değilim.
Ya casi no tengo herpes.
Bağırsak solucanı, tifo, malarya... Bunlardan da koruyorlar. Ve egzama.
La tiña, impétigo, malaria disentería amebiana y herpes inguinal.
"... örneğin uçuk, sitomegalo virüsü enfeksiyonu...
"... como herpes, ci-Citom...
Uçuk çıkardım, bağırsaklarım iltihaplandı.
Tuve herpes, tuve amebas.
Deri durumu nedir?
¿ Condición de la piel? ¿ Herpes?
Tanrım, Cehennemden gelmiş birşey olabilir... Eğer çatıya gittiğimde o virüs şeyini kapmışsam..
Cristo, sería un infierno si esta cosa... fuera provocado por un herpes.
Ancak dün müdürümüzün de dün gördüğü gibi koridorda "İşeme" yi yakalarsam, başınız belada demektir.
Pero si vuelvo y cojo a "Herpes" en el corredor, como lo cogió el director ayer tendremos problemas.
Lumbar dishon, pox ve dither curad brattle, bone ve brine!
Lumbago, dison, herpes y lo otro... ¡ Curas, ruidos de huesos y salmuera!
Son yıl hastalanan.
El último año tuve herpes.
Ben taş düşürürken Phil'e yakındığımı gördün mü hiç?
Cuando tuve herpes-zoster, me vió llorisquerar por ahíl?
- Gördün mü? - Taşmış maşmış.
- Herpes-zoster...
Bamtelinize basmak istemem ama, herpes virüsü hakkında konuşabilir miyiz?
No quiero abrir heridas, pero, ¿ podemos hablar del herpes?
Herpes! İnanın bana.
Es herpes, se los aseguro.
Herpesi olan kimse var mı burada?
¿ Alguien tiene herpes aquí?
Uyuyamıyorum. Zonaya yakalandım.
Sufro insomnio, herpes.
Hastalık bulaştırdı.
Me contagió un herpes.
- Zona oldu.
- Tiene herpes zoster...
Elbette cinsel yoldan geçen daha ciddi ve tedavisi olmayan hastalıklardan bahsetmiyorum.
No estoy hablando de esos herpes, Que son mucho más serios
Uçuklar...
Herpes...
"İşeme!"
"Herpes"
"Banana-fana, fo-ferpes Herpes, oh" Hey, Gorbaçov`un kafasındaki leke var ya- -
¿ Han visto la mancha de Gorbachev?