Hue tradutor Espanhol
49 parallel translation
Orada gerçekten çok zor şeyler yaşadınız.
Sufrieron muchas bajas en Hue.
Haberlere göre Kuzeylilerin bir kısmı... Hue'yu ve nehrin güneyini ele geçirmişler.
Tenemos informes de que una división norvietnamita... ha ocupado toda la ciudad de Hue, al sur del río Perfume.
Hue'ya gelip bir milyon Kuzeyliyle dövüştüğüm günü.
El día que llegué a la ciudad de Hue y peleé con un millón de norvietnamitas.
Hue röportajları, 34. kutu.
Entrevistas en la ciudad de Hue. Bobina 34.
Hue'ya geldiğimizde savaş gibiydi, bilirsiniz.
Cuando estábamos en Hue, en la ciudad de Hue... era como una guerra, ¿ sabes?
Her ay binlerce yeni asker geliyor.
Hay disturbios en Hue. Cada vez llegan más tropas de Estados Unidos.
- Ben de kurt adamın cevizlerine...
- Y pateé al Hombre Lobo en Ios hue- -
Bizimle Hue'de buluş.
Reúnase con nosotros en Hué.
Tatlım! Yumurtasal derecede şahane olmuş.
Querida, eso es "hue-cepcional".
O arabaya bir şey olursa hayaların için buz torbası al!
Si lo estropeas, ne cesitarás hielo para tus hue vos.
Da Nang birkaç gün içinde gidecekti.
Hue había caído, y Danang haría lo mismo en dos días.
Delisin sen.
¿ Eres hue'on?
Senin yüzünden işimi kaybettim.
Por tu culpa ya no puedo trabajar, hue'on.
Hue City, Tet Saldırısı.
Hue, en la ofensiva Tet.
- Hue ve Lindon da burdan sabit bakacak.
Huey y Lyndon pueden crear paz y estabilidad en el lado este,
Sydney'in en iyi aşçısını abalon çorbası için tuttum. Umarım beğenirsin.
Contraté al mejor cocinero de la ciudad, especialmente para hacer sopa Pao Hue.
Bunun abalon olduğundan emin misin? Çok yavan.
¿ Estás segura que esto es Pao Hue?
'Deewane Hue pagal'harika değil mi?
¿ No es maravillosa'Deewane Hue pagal?
- Tarif vermemi...
- Se refiere como un hue...
Hue mu?
- ¿ Hue?
Mike Duglas, Donnie Hue.
Michael Douglas, Donohue.
Hey, Hue. Nerelerdeydin?
Oye Hue, ¿ dónde has estado?
Aradığımız araca en çok bu izler benziyor.
- ¡ Eh! - Eran las hue as que más se parecían...
Bu izler, tekerleği onlarınkine benzeyen farklı bir kamyonete ait olmalı.
- Habrá otro camión con as mismas hue as - ¡ Eh! ¡ yuju! Que va en sentido contrario.
Hue yakınlarında bir kaza kurşunu yedim.
En un bombardeo cerca de Hue.
Hue'de öğrendiklerim paha biçilmez olsa da, bana çok daha ağır bedeller ödetti.
Lo que aprendí en Hue, aunque valioso, también me costó un montón.
- "Hue." diye şarkı söylerler.
- Cantan "jiu".
- Hue?
- ¿ Jiu?
Hue...
Jiu...
Hue'lar mı? Aklın neredeydi?
¡ ¿ En qué estabas pensando?
HUE Y P. NEWTON SİYAH PANTERLERİN LİDERİ
HUE Y P. NEWTON ES EL LÍDER DE LOS PANTERAS NEGRAS.
Havaya nasıl döneceğimize bak.
"Mira cómo nos hemos convertido en nada" Dekho hue hum toh hawa
Hue savaşının beşinci gününde Denizciler kuvvetlenen birleşik ordudan ayrıldı... VIETNAM SAVAŞI 1964-72... ve sonrasında saldırı başlatıldı boş ve kullanışlı binaların içinden ilerlediler ve bu binalardan biri de Hue Üniversitesi'ydi.
En el 5º día de la batalla de Hue, los marines siguieron adelante a y avanzaron entre los edificios abandonados de lo que había sido la universidad de Hue.
Hue kalesindeki savaşı anlatmıştım ve bu içinde bulunduğum en büyük savaştı.
Cubría la batalla de la ciudad de Hue, la mayor batalla en la que había estado.
BU DURUM ABD VE GÜNEY VİETNAM GÜÇLERİ TARAFINDAN KONTROL ALTINA ALINDI
La situación fue controlada por los EEUU y Vietnam del Sur, salvo en la ciudad de Hue.
HUE ŞEHRİ DIŞINDA DENİZ KUVVETLERİNE ŞEHRİ TEKRAR ALMA GÖREVİ VERİLDİ
Marines estadounidenses debían recuperarla, pero resultó una de las batallas más sangrientas de la guerra.
Hue Savaşı'nda gördüğüm ilk adam yüzünden iki kurşunla vurulmuştu.
El primer herido que vi en la batalla de Hue había sido alcanzado en la cara por dos disparos.
Hue'nin dışında bir yerlerde esir düşürülmüştü sanırım.
Creo que lo capturaron en las afueras de Hue.
Ben bir koku...
No, no hue...
Şey mi diyorsun?
Suena como hue. Suena como Huec?
Memur Danny'nin Hue Savaşı'nda havan saldırısıyla öldüğünü haberini verdi.
El oficial entregó la noticia de que Danny había muerto durante la Batalla de Hue. Un ataque mortal.
Evet.
- Sí. - Los hue...
"Burada yumurta yo..."
"Aquí no hay hue"...
Mirame a la cara, hue!
¡ No conseguiras salir de aquí!
Peki ya güney Vietnam'ı?
¿ Recuerdan Hue City?
Terk edilmiş bir gazhane Hue kentine dönüştürüldü. Dört anahtar unsur ; tahrip etme, levhaları koyma palmiyeler ve dumandı.
Los 4 elementos clave eran :
İkile!
¡ Lárgate hue'on!
Hey Hue!
- ¡ hey Hue!