Huysuz tradutor Espanhol
2,272 parallel translation
Huysuz ihtiyar, sessizsin.
Que silencio, Old man.
Huysuz ihtiyar.
Old man.
Benim huysuz ihtiyarım.
Old man.
Huysuz ihtiyar, kaç!
¡ Old man, corre!
Huysuz ihtiyar, kazanamazsın.
Old man, no puedes ganar.
Huysuz ihtiyar!
¡ Old man!
Huysuz ihtiyar.
Old man...
... huysuz...
- Sí. - Gruñón...
Neyin var huysuz adam?
¿ Qué hay malhumorado?
Onun huysuz olduğunu sanıyordum.
Creí que era el que estaba loco.
- Hayır. Charlie, dışarıdan asabi ve huysuz görünebilir ama içinde yumuşak ve duygusaldır.
Tú sabes, Charlie puede su sangrón y antipático por fuera, pero por dentro, es todo suave y pegajoso.
Tercihen Cuma geceleri.. Ben de ateşli ve huysuz kocamla sevişebilirim.
Preferentemente los viernes a la noche así podré tener sexo con mi caliente e irritable marido.
Selam. Huysuz yeşil bir dev gördünüz- -
No habrán visto por casualidad a un gigante verde malhumorado...
Sırtında insanların oturmadığı huysuz bir at gibi.
Es como un caballo mezquino que no quiere que la gente se le siente encima.
eminim Gilda kadar kötü ve huysuz olmazdı!
Aunque conociera una, no creo que sea tan mala y gruñona como Gilda.
seni üzmek istemiyorum ama sırf Rainbow Dash'in başka bir arkadaşı olması Gilda'yı huysuz biri yapmaz.
Escucha, no quiero que te enojes. Pero el hecho de que Rainbow tenga otra amiga no convierte a Gilda en una gruñona.
O bir huysuz VE hırsız VE zorba!
Es una gruñona, una ladrona y abusiva.
O tatlı kafanı eski huysuz Gilda ile yorma. Teyzeciğin Pinkie Pie herşey ile ilgilendi.
- No te calientes la cabecita con eso, tu tía Pinkie Pie se encargará de todo.
Huysuz devekuşları, zebralara tepeden bakıyor. Su birikintisinin bu dört ayaklıların tekeline geçmesinden hiç de memnun değiller.
Avestruces malhumoradas se acercan a las cebras, bastante molestas por el monopolio del charco.
Er ya da geç, huysuz erkeklerle dolu sahile çıkmaları gerekecek.
Tarde o temprano, deberán volver a la costa, a una playa ya atiborrada con machos malhumorados.
- Koca oğlan da geldi. - Koca oğlan nasıl? - Hala biraz huysuz.
Está un poco irritado.
Tatilde bile huysuz olmak yorucu olmalı.
Debe ser agotador estar de mal humor sin siquiera poder descansar durante las fiestas.
Huysuz herif!
¡ Qué mal genio!
Sebepsiz yere bukadar kapris. Ne huysuz kızsın.
Si no hay una razón, entonces sólo es un capricho de niña malcriada.
- Dişi? Huysuz?
- ¿ Hembra... irritable?
Ayıcık. Her zaman huysuz olmasına rağmen, yine de her şeyi yapıyor.
Doo Ni... aunque siempre estamos peleando... aún así me ayudó.
Oh, ve, hım, sizin canlandırmış olduğunuz huysuz büfe patronu etkileyiciydi.
Oh, y, mmm, tu interpretación del cliente disgustado de la cafetería fue cautivadora.
Artık Bay Huysuz oldun anlaşılan.
Entonces, ahora somos el señor Gruñón.
Bugün biraz huysuz galiba çünkü hiç ev satamadı.
Está probablemente, de mal humor porque no ha vendido una casa hoy.
- Huysuz şey.
- Irascible.
Bilgin olsun diye söylüyorum, Alison'un böyle huysuz davranmasının sebebi, bize Moore'den birkaç erkek oyun arkadaşı ayarlamak istemem.
Para tu información Alison actúa toda agresiva porque quiero arreglar unas citas de juego pagas con unos muchachos de Moore.
Evet, odur. Huysuz ihtiyar.
¿ Y por qué iba a querer quitarle la niña a su hija?
Ders bir, bizon çok huysuz.
Lección 1 : Los búfalos son muy gruñones.
Eğer Mara, Sita'dan tek ders alsaydı, huysuz bizondan kaçınırdı.
Qué pena que Sita no le enseñara también a Mara a evitar a los búfalos gruñones.
Julia çok huysuz ve akilli bir kadin.
Julia es una mujer muy gruñona y muy sabia.
Çok huysuz. Ona Paxil veriyorduk ama paramız yetmiyor.
Le dábamos antidepresivos, pero ya no podemos pagarlos.
Şimdi huysuz babalar.
Ahora los papás gruñones.
Huysuz ve çirkin bir yüzü var
Tiene una cara enfadada y fea
Unutma, hiçbir erkek huysuz biriyle gece geçirmek istemez.
Recuerda. ningún caballero quiere pasar una velada con una amargada.
- Huysuz oldun
- Codiciosa?
Çok huysuz biri olmuş o.
Está tan gruñona.
Çok huysuz.
Es muy nervioso.
Biraz huysuz ama ne yapayım seviyorum bu adamı.
Sigue siendo quejoso, pero es un tipo querible.
- Boşuna bu kadar huysuz değilsin. - Bovlinge...
Con razón estás gruñona.
Huysuz... Sen... Hiçbir şey yapmak istemiyorum.
Oye, cascarrabias... No quiero joderlo.
Hey, ben huysuz ve alaycıyım.
Soy taciturno y sarcástico.
Üzgünüm Abe ama sen çok huysuz bir adamsın.
Lo siento, Abe, pero es usted demasiado gruñón.
Demek istediğim, huysuz olduğum zamanlarda kimse beni sevmiyor, minik bezelyem.
La cuestión es, cuando estoy gruñón, no le gusto a nadie, dulce guisante.
Doğru, huysuz numarasını yapsan iyi olur.
Oh, sí... será mejor que te "engruñones".
Önemli değil büyükbaba, huysuz numarası yapmana gerek yok.
Está bien, Abuelo... no tienes que hacerte el gruñón.
Çok huysuz bir kızdı, hiç sevmemiştim.
Ella era malo. ¿ No le gusta.