Insignia tradutor Espanhol
1,168 parallel translation
Çünkü bakarsan üzerine gelen kocaman bir Dodge... amblemi görebilirsin.
Si lo haces, puede que veas Ia insignia de Dodge aplastándote.
Onur sahibi olmak için koluna arma gerekmez.
El honor no es solo llevar una insignia en el brazo. Firmes.
Adamla beraber okula gitmedin, ne çeşit bir etiketi olduğu umurumda değil, tanımıyorsunuz.
No habéis ido al colegio con nadie. No importa que insignia tenga, no lo conocéis.
Bu başarısı için okulun rozetiyle ödüllendirilecektir.
Para este logro, se le concede la insignia de campeón de la escuela.
Çok geçmemisti ki Forbes Dergisi Wall Street'in amiral gemisi, kisa bir biyografi yazmak için aradi.
No paso mucho tiempo hasta que la revista Forbes, el barco insignia de Wall Street llamará para una entrevista.
Ya Deuce'un simgesi ya da birisi suratını mahvetti.
La insignia de los deuces? .... o alguien se cago en tu cara?
Burası K-Bear Sabah, sabah Chris'le, birliktesiniz. Minnifield İletişim Ağı amiral gemisi.
Chris por la mañana, en la K-BHR... el buque insignia de la Cadena de Comunicaciones Minnifield.
Sınırda bir Federasyon bayrak gemisinin varlığının, onların liderlerine durumu ne kadar ciddiye aldığımız konusunda bir mesaj göndereceğini umuyoruz.
Esperamos que la presencia de la nave insignia de la Federación envíe un mensaje sobre lo seria que es para nosotros esta situación.
Federasyon bayrak gemisi kaptanı için, onun geçmişi hakkında bir şey bilmeden, nasıl bir yem tasarlayabilirdik?
¿ Cómo podríamos tentar al capitán de la nave insignia de la Federación, a menos que supiéramos algo sobre su origen?
Fakat Rekag-Seronia'ya Yıldız Filosu'nun silahlı bayrak gemisi Atılgan'da ulaşırsam, barış arabulucusu olarak görevim tehlikeye girecektir.
Pero si llego a Rekag-Seronia a bordo del Enterprise, la nave insignia de la Flota Estelar, mi misión como negociador se verá comprometida.
Şu işareti bulun, şu kaçakları bulun.
Sólo esta insignia, encuentra a los ilegales.
Efendim rozetiniz.
Su insignia.
Onu çıkartmak zorundasınız.
Se tiene que quitar la insignia!
Eğer bu paralarla bana teklif edilen rüşveti kabul etseydim,... bu kimliği takmayı haketmezdim.
Si acepté sobornos con ese dinero tan puro, no merezco llevar esta insignia de autoridad.
Bu iğne- - iki kişi.
Esta insignia... dos personas.
Bir amiral gemisi, yeni yüzyıla yol alıyor.
Una insignia que irá hacia un nuevo siglo.
- Bu Li Nalas'n sembolü.
- Es la insignia de Li Nalas.
Gorkon, amiral gemim olacak.
El Gorkon será mi buque insignia.
Amiral gemilerini bizzat ben yok ettim.
Yo misma destruí su nave insignia.
Öyle de diyebilirsin. Biz amiral gemisiyiz.
Somos la nave insignia.
Yıldız Filosu'nun amiral gemisi Kardasya sınırına neden bu kadar yaklaşır?
¿ Qué hace la nave insignia tan cerca de nuestra frontera?
Rozetimi ver ve kelepçelerin anahtarınıda.
Dame mi insignia y las llaves de las esposas.
Rozet numaran ne?
¿ Su número de insignia?
Rozetimi çaldın, Norman.
Te robaste mi insignia, Norman.
Buna karşılık baba bu amblemi oğulun soyunu şereflendirmek için değiştirdi, ama o zamandan bu yana bu kolun hiç kaydı görülmedi.
Así en desafío, el padre alteró esta insignia honrando el linaje del hijo pero no ha existido registros de esta rama nunca antes.
Ve de... rozetimi.
Y mi insignia.
Subay kepini alçaltın.
Arríen la insignia de oficial.
20 yıllık bir Klingon gemisinin, gemimizi yenip yenemeyeceğini tartışıyorlar.
Discuten si su vieja nave puede con nuestro buque insignia.
Belfast adlı bayrak gemisi çıkarmanın ilk salvosunu ateşleyecekti.
El buque insignia Belfast era el designado para abrir fuego en la invasión.
Sizinle savaştığımız yıllarda bayrak gemimizin ikinci adamıydı.
Fue el segundo comandante en un crucero insignia durante la guerra contra su gente
Çok gururlu insanlar. Kara Yıldız onların bayrak gemisiydi.
Son gente orgullosa, y la Estrella Negra era su nave insignia.
Rozetini elinden alacağım.
Esto le costará su insignia.
Bir otobüs şoförü veya vali rozeti takıyordu. "Bu ne anlatmaya çalışıyor?"
Llevaba puesta una insignia de inspector de autobús o algo asi y le preguntaron : "¿ Qué es eso?"
Sadece beyaz bir düğme. Otobüs rozeti.
Esto es un botón blanco y esto una insignia de inspector.
Rütbemi henüz takmadım ama hazırlanıyor.
Aún no tengo mi insignia, pero tengo el nombramiento.
Hâlâ rozetinin numaralarına mı oynuyorsun, Rick?
¿ Sigues jugando tu insignia, Rick?
Ben gelmesem, küçük yükümüz kaçabilirdi.
Si no hubiera venido, nuestra insignificante insignia aquí podría haber escapado.
Bir rozet kazandın.
Has adquirido una insignia.
Aktar.
- La nueva nave insignia klingon.
- Elbette. Narn Merkez Karargâhı'ndan gelen şifreli bir mesaj yakaladık.
Hemos interceptado una trasmisión codificada... del Mando Estratégico Narn a una de sus naves insignia.
Her şey yolunda giderse, yakam som altından üyelik broşun ağırlığından sarkacak.
Si todo va bien, se me doblará la solapa por el peso... de una insignia de miembro de oro macizo.
En az babamın gurur duyacağı kadar gurur duyardı benimle.
- Me alegra que estés aquí. Tienes otra insignia.
Logonun Uranus Unlimited adlı bir yatırım şirketine ait olduğunu buldum.
Logré verificar que la insignia proviene de una firma llamada Uranus Unlimited.
Yaka rozetini görmedin mi?
Es por su insignia.
- Bir rozet.
- Es una insignia.
- Ne tür bir rozet?
- ¿ Qué tipo de insignia?
Ama Rekag-Seronia'ya Atılgan'da, Yıldızfilosu'nun silahlı amiral gemisinde... varacak olursam, barışa arabuluculuk yapma görevime gölge düşecektir.
Pero si llego a Rekag-Seronia a bordo del Enterprise, la nave insignia de la Flota Estelar, mi misión como negociador se verá comprometida.
Ya da rozeti olan sevimli arkadaşının?
¿ O tú? ¿ O tu amigo el de la insignia?
Bana borcun var, vendidio!
La pinche insignia, ese. ¡ Tienes una deuda conmigo, vendido!
- Hayır, rozet, o bir hemşire.
- No, la insignia. Es enfermera.
- Bunun için fazla pahalı bir kravat.
- Es mi insignia Phi Beta Kappa.