English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ I ] / Ira

Ira tradutor Espanhol

21,935 parallel translation
Şu tarif edilemez trajedi havasının altındaki parfüm gibi üstüne sıktığın sinir.
La ira escondida debajo del inexplicable aroma a tragedia que usas como un perfume.
Öyle bir adam acele çaldığı böbreği satamamakla kalmaz, gazabımla da yüzleşir.
Un hombre tan imprudente no sólo sería incapaz de vender un riñón obtenido de un modo tan precipitado, además se enfrentaría a mi ira.
Şimdi kardeşlerim, Kattegat'ta büyük bir öfke olacak.
A esta altura, mis hermanos, habrá mucha ira en Kattegat.
Tüm bu öfkesiyle baş başa kalmış.
Ha estado solo con su ira.
Bizi İspanya'nın gazabından hiçbir şey kurtaramaz.
Nada nos salvaría de la ira de España.
O elemanın öfke kontol sorunu var.
Es obvio que tiene problemas de ira.
Bunu dene. Öfke tüm zihnine işlemiş.
La ira borboteaba, llegando a su cabeza.
Herkes şehvet veya hiddet der.
Todo el mundo se decanta por la lujuria o la ira.
Seni bulduğumda da hepiniz, öfkemin tadına bakacaksınız.
Y cuando lo haga, todos ustedes sentirán mi ira.
Eğer hissedersem eğer bu acıyı ve nefreti dışarıya çıkarırsam bir daha asla durmaz.
Así que si me dejo sentir, Si dejo que todo eso el dolor y la ira, Nunca se va a parar,
Dostum, tamam, Ben senle "Wrath of Khan" izledim beş kez.
Viejo, bien, he mirado "La ira de Khan" contigo como cinco veces.
Mantıksız şeylerden anlam çıkartıp içindeki öfke için bir hedef belirlersin.
Estás intentando encontrarle sentido a cosas que no lo tienen, buscando un objetivo para tu ira.
Şu an öfkeni onu her kim öldürdüyse ona yoğunlaştırmalısın.
Es de quien le haya matado y ahí es donde tienen que dirigir la ira.
O öfkeye nasıl odaklanacağını öğreneceksin.
Vas a aprender como enfocar esa ira...
Öldürmeye niyetli olduğu kişiler tarafından eğitildiği süre boyunca tüm öfkesini içinde gizli tutmuş.
Mantuvo su ira oculta en lo profundo de sí... mientras lo instruyó la misma gente que él intentó matar.
Anne, yapmazsan, hapse gireceksin. Tamam mı?
Madre, si no lo hace, irá a prisión. ¿ Bueno?
Bu sefer onu orada tutabileceğim süre boyunca hapse girecek.
Esta vez irá a la cárcel... por el tiempo que pueda mantenerla.
Harika iş çıkaracaksın.
Te irá genial.
Gidip bir kontrol edecek misin?
¿ No irá a ver cómo está?
Ama hemen gidiyor.
Pero ahora se irá.
Wim gidip arabayı alacak.
Wim irá a recogerlo.
Ve ayrıca Brandon'un New York'ta Juilliard'a seçmeler için başvuracağını kutluyoruz.
Y también estamos celebrando que Brandon irá a Nueva York para audicionar para Juilliard.
Hayır, gelmeyin.
No, no irá.
İyi olacaksın.
Te irá bien.
Orada olacak.
Irá.
Kitabın sahibinin peşinden gelecek.
Él irá atrás de quien lo tenga.
Eğer kayıt ortaya çıkarsa kaydı önlerim tamamen yasadışı bir kayıtsa ve bir kere mahkemede dinlenirse Tommy öyle ya da böyle Ruiz'i öldürme suçundan içeri girecek.
Si esa grabación sale a la luz, la excluiré, ya que es completamente ilegal, pero... una vez que sea puesta en plena corte, Tommy irá eventualmente a la cárcel por matar a Ruiz.
Cennete gideceğinden eminim.
Y estoy seguro de que irá al cielo.
Otobiyografimde bu olmayacak.
Así que eso no irá a mi autobiografía.
Her şey yoluna girecek.
Todo irá bien.
Ve sonunda, Tommy Egan yani Ghost, hapishaneye gidiyor.
Y finalmente a Tommy Egan. Ghost irá a la cárcel.
Nancy Philadelphia'ya giderken ben de Birlik saflarına gideceğim.
Nancy irá a Filadelfia, y yo a las líneas de la Unión.
Geldiği ormana kaçar biz de kendimizi Mississippi pamuğu için yandan çarklı vapura binmiş hâlde buluruz.
Ella se irá al bosque de donde vino, y vamos a terminar recogiendo algodón del Mississippi.
Her şey güzel olacak.
Todo irá bien.
Kaybeden çıkar.
El perdedor irá.
Annem cehennme gidecek.
Mi madre se irá al infierno.
O hiçbir yere gitmiyor siz de öyle.
No irá a ninguna parte, y tampoco ninguno de ustedes.
Evan sadece bir büyük gayret daha sonra evine, ailene gidersin.
Evan... un esfuerzo más... y se irá a su casa con su familia.
Eğer 10 dakika içinde buradan çıkmazsak, adamım oradan çıkacak. Anladın mı?
Si no nos vamos en diez minutos, mi chico se irá. ¿ Entiendes?
Eğer Thomas Kordon'u terk ederse, virüs de onunla birlikte gider.
Si Thomas deja el cordón, el virus se irá con él.
Eğer Thomas Kordon'u terk ederse, virüs de onunla birlikte gider.
Si sacan a Thomas del Cordón, ¡ el virus se irá con él!
Eğer Thomas kordondan çıkarsa, virüs de onunla birlikte çıkar.
Si Thomas deja el cordón, el virus se irá con él!
Biz üçümüz kendi başımızın çaresine bakarız.
A nosotros tres nos irá bien por nuestra cuenta.
Sen idare edersin.
Te irá bien.
Burada kalacak.
No irá a ningún lado.
Eteğin kokusunu aldığı an aklı gitti.
Un solo olfato a una falda y se irá.
Çocuk yakında gitmiş olur seninle olmak için özgür olduğumda, beraber okuyabiliriz.
El niño se irá pronto y cuando sea libre para estar contigo todo el tiempo, podemos leer juntos.
- Müsabaka için Sidney'e gidecekmiş.
Ella irá a Sídney para una pelea.
Bu acı o kadar kara ki asla gitmeyecek.
Este dolor es muy oscuro, nunca se irá.
Kameraların önüne geçtiğim anda Conway ve Brockhart'ın haklı olduğunu ve İHO meselesini yüzüne gözüne bulaştırdığını söylesem sence Dunbar'ın durumu ne olur?
Cuando yo diga ante las cámaras que Conway y Brockhart tienen razón y que tú manejaste mal la situación con la OCI, ¿ cómo crees que le irá a Dunbar?
Çünkü o yumrukları Herald'a atacaklar, bana değil.
Porque él irá contra el Herald, no contra mí.
iran 81
irak 37

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]