English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ I ] / Iskenderiye

Iskenderiye tradutor Espanhol

205 parallel translation
Burasinin batisinda 50 kilometre ileride, bir zamanlarin en büyük sehirlerinden birisi olan, ve Eratosthenes isimli adamin yasadigi, eski Iskenderiye sehri var.
Está a unos 50 km al oeste de la que una vez fue una gran ciudad : Alejandría. En esa época, en Alejandría vivió un hombre llamado Eratóstenes.
Ayni zamanda Iskenderiye Büyük Kütüphanesi'nin de yöneticisiydi.
También fue director de la gran Biblioteca de Alejandría.
Tabii ki Eratosthenes'in 21 Haziran günü, tam ögle saati Iskenderiye'de yasadigi, sopanin hiç gölgesiz durumda olmasi tecrübesinin aynisini,
Tuvo la presencia de ánimo para experimentar y preguntarse si, aquí, cerca de Alejandría una vara proyectaba sombra al mediodía del 21 de junio.
Iskenderiye'ye yakin olan bu yerde de izleyebiliriz.
Efectivamente, descubrió que sí.
Eratosthenes kendi kendisine sormus olmaliydi : Nasil olurdu da, Syene sehrindeki bir çubuk hiç gölge yapmazken, 800 km. kuzeydeki Iskenderiye'deki çubuk tam ayni gün ayni saatte, oldukça belirgin bir gölge yapardi?
Eratóstenes se preguntaba cómo al mismo tiempo la vara en Siena no tenía sombra mientras que la de Alejandría, 800 km al Norte proyectaba una sombra definida.
Birisi buradaki Iskenderiye'deki, digeri ise Syene'deki.
Una aquí en Alejandría y otra más abajo en Siena.
Eger hem Syene'deki hem de, Iskenderiye'deki gölgenin boyu ayni olsaydi, bu da dünya'nin düz oldugunu bize anlatirdi.
Si ambas varas, proyectan sombras de la misma longitud también parece lógico que sea plana.
Eratosthenes ayni anda Syene'de hiç gölge yokken, Iskenderiye'de belirgin bir gölgenin nasil izah edilecegini kendi kendine sormus olmali.
¿ Cómo podía ser que en el mismo instante, no hubiera sombra en Siena pero sí una muy considerable en Alejandría?
Gölge uzunluklarindaki farkli gözlemler, Iskenderiye ve Syene arasindaki mesafenin, 7 derecelik bir egime sahip oldugunu göstermekteydi.
Por diferencia entre longitudes de sombra unos 7 ° separan a Alejandría de Siena, a lo largo de la superficie terrestre.
Bu sabah İngilizlerle İskenderiye'ye kaçtı ama.
Pero se fue esta mañana. Con los ingleses, a Alejandría.
İngilizlerle İskenderiye'ye mi?
¿ Con los ingleses a Alejandría?
Aşçı bu sabah İskenderiye'ye kaçmış.
El cocinero huyó a Alejandría.
İskenderiye'yi alırsınız.
¿ Para qué?
İskenderiye ile Bingazi arasındaki en büyük otel bu efendim. - Kaç tane dedim.
Es el hotel más grande entre Alejandría y Bengasi.
Anlayacağınız, İskenderiye ile Bingazi arasındaki tek otel burası. Hiç tahtakurusu yok, yemin ederim.
Es el único hotel entre Alejandría y Bengasi y no tenemos chinches.
Şimdi İskenderiye ve Kahire'ye doğru ilerliyoruz.
Nos dirigimos hacia Alejandría y El Cairo.
Al Agheyla, Bingazi, Sidi Barrani, Sidi Halfaya, Matruh, Al Alameyn İskenderiye ve Kahire var.
El Agheila, Bengasi, Sidi El Barrani, Sidi Halfaya, Matruh, El Alamein. Alejandría. El Cairo.
Çarşamba İskenderiye, Pazar Kahire.
El jueves Alejandría y el domingo El Cairo.
İskenderiye ile Kahire arasında.
Está entre Alejandría y El Cairo.
Kahire ve İskenderiye'nin savunulması lazım.
Hay que defender El Cairo y Alejandría.
İskenderiye'ye ya da Kahire'ye El Alamein üzerinden saldırmak için yeniden organize olmalıyız.
Deberíamos reagruparnos e ir a Alejandría, a El Alamein o a El Cairo.
İskenderiye, Kahire umrumda değil.
Alejandría, El Cairo... tonterías.
Diyelimki öyle. Ama şunu bilmelisin, İleri kuvvetlerim İskenderiye'nin 200 kilometre yakınında.
Imagino que no, pero debe saber que mi primera línea está a menos de 200 kilómetros de Alejandría y que en menos de un mes habremos tomado El Cairo.
İskenderiye'yi istedim. Ama çölde bana ihtiyaç varmış.
Sí, pedí Alejandría pero parece que los salvajes necesitan de mis talentos.
İskenderiye'den geldiler. Mesina'dan. Kartaca'dan Kıbrıs'tan Roma'dan Korint'ten Atina'dan Frigya'dan ve Yahudiye'den.
Vienen de Alejandría Messina Cártago Chipre Roma Corinto Atenas Frigia y Judea.
İskenderiye...
Alejandría...
Bilge Sosigenes, affedersiniz ama burası Tarsus, İskenderiye değil.
Sabio Sisógenes, perdóname, pero esto es Tarsus, no Alejandría.
Eve, İskenderiye'ye, Mısır'a.
Vuelvo a Alejandría, a Egipto.
"Ne zaman istersen İskenderiye'ye gel."
"Ven a Alejandría cuando quieras".
Yıllar önce, sen genç bir süvari subayı iken İskenderiye'deki sarayda şişko bir Romalı generalin komutası altındaydın.
Hace años, tú eras un joven oficial de la caballería de Alejandría, al mando de...
İskenderiye'de çok uzun kalma!
¡ No te quedes mucho tiempo en Alejandría!
Antony, İskenderiye'ye gelip Roma ile Mısır arasındaki ittifakı görüşecekmiş.
Y Antonio vendrá a negociar la alianza entre Roma y Egipto.
Öldüğünde, diye yazıyor Marc Antony öldüğünde son arzusu sevgili İskenderiye'sine gömülmekmiş!
Cuando haya muerto, dice cuando Marco Antonio haya fallecido es su deseo ser enterrado ¡ en su amada Alejandría!
İskenderiye'de sana sadık iki lejyon kaldı.
Hay dos legiones aquí en Alejandría que aún te son leales.
Gaius Julius Sezar'ın orduları karşılık olmadan İskenderiye'ye doğru ilerliyor.
Cayo Julio César avanza sin resistencia hacia Alejandría.
- İskenderiye'de kalmak.
- De quedarme en Alejandría.
Hatırladığım kadarıyla, Sezar İskenderiye'yi iki lejyonla tutmuştu.
Recuerdo que César resistió en Alejandría con dos.
Ya sana hiç bir zarar gelmeyeceğine ve güvenle İskenderiye'ye geri getirileceğine söz verirsem?
¿ Y si te prometo que volverás sana y salva a Alejandría?
İskenderiye, Beyrut, İstanbul... beni ne kadar sevmişlerdi.
Alejandría, Beirut, Estambul. Cómo me amaron.
İskenderiye'de, Beyrut'ta geziyor.
Está paseando por Alejandría, Beirut.
Ne İskenderiye'de, ne Roma'da, ne de Camelot'da böylesi bir kraliçe görülmemiştir.
Ni en Alejandría ni en Roma, ni Camelot ha existido una reina así.
Bu akşam bir uçak alabilirsem, bu malları İskenderiye'ye götüreceğim.
Si me llevo el avión esta tarde, me llevaré el material a Alejandría.
İskenderiye'de ipek karşılığında müthiş bir anlaşma ayarlamış.
Tiene un negocio de seda entre manos en Alejandría.
İskenderiye'de yaşlı bir Yahudi harmanlamış.
Un viejo judío de Alejandría tenía la mezcla.
İngilizler, Mersa Matruh, Ma'aten Bagush, Fuka ve El-Daba'yı bırakıp geri çekilişini sürdürdü. Ta ki 30 haziran 1942'de İskenderiye'ye 100 km. mesafedeki bir demiryolu kasabasına ulaşıncaya dek :
Pasando Mersa Matruh, Maaten Bagush, Fuka y Daba, los británicos se retiraban, hasta el 30 de junio 1942 llegó a una estación a sólo 100 km de Alejandría...
Yakıt azalıyor, Rommel'in ikmal kolları büyük bir yüke katlanıp 2.250 km. uzaklıkta Trablus'ta bulunan ana üslerine gidip gelirken Montgomery 100 km. ötedeki İskenderiye'den besleniyordu.
Sin combustible, las tropas de Rommel tuvo que pasar por el enemigo, y fueron el km 2300 de su base en Trípoli, mientras que Montgomery fue 100 kilometros desde su base en Alejandría.
İskenderiye, Churchill'e, zafer çanlarını çalmasını müjdeledi. O da bunu yaptı.
Alexander advirtió Churchill tienen que tocar las campanas de la victoria,
İskenderiye Patriği Mukavkıs'a
Para Muqaquis, Patriarca de Alejandría
İskenderiye Patriği Mukavkıs'a
Para Muqaquis, patriarca de Alejandría.
İskenderiye'ye mesela.
Digamos, a Alejandría.
İlk kabul gören görüş İskenderiye Kütüphanesi'nde başarılı bir astronom olan, Claudius Ptolemy tarafından sunuldu.
La idea imperante era de Claudio Tolomeo un astrónomo y preeminente astrólogo alejandrino.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]