Italia tradutor Espanhol
4,227 parallel translation
- Angelo hakkında İtalya'da tutuklama kararı var.
Hay una orden de arrestro para Angelo en Italia.
Orada Alman denizaltıları var. Gazete okumuyor musun?
Me aseguraré de que deje los "Hijos de Italia".
Vittorio Parrella, doğum yeri İtalya, Imperia 20 Mayıs 1950!
¡ Vittorio Parrella, nacido en Italia, Imperio, el 20 de mayo de 1950!
Power Metal maceramın bir sonraki durağı İtalya'nın Ortaçağ'dan kalma şehri Bologna.
La siguiente parada en este viaje del power metal me lleva al pueblo medieval de Bolonia, Italia, con la esperanza de conocer al legendario guitarrista sueco,
Yakalanırlar da mesela İtalya'dan geldikleri anlaşılırsa, oraya geri gönderiliyorlar.
Si las impresiones digitales mostraran... que estaban en Italia, son enviadas de vuelta.
Cilalı kamyonlar getiriyor ve italyanlar satıyormuş
"Las cargan en camiones polacos, y las vendían luego en Italia."
İtalya'ya kadar sürüklenebilirdim.
Me habría desplazado por toda Italia.
Angelo hakkında İtalya'da tutuklama kararı varmış.
Angelo tiene una orden de arresto en Italia.
İtalya'dayken nişanlanmıştım.
Cuando... cuando estaba en Italia... estaba comprometido.
Göçmen bürosuna bir telefon ederim iş biter, anında İtalya'ya geri gönderirler.
Hago una llamada a inmigración... y él vuelve a Italia.
Doğal olarak, tabii ki, üçümüz ortak bir kararda buluşamayız,... bu nedenle yapımcılar aradaki farkları bulmamız için İtalya'ya bir yol gezisi yapmamız gerektiğini söyledi.
Por supuesto, nosotros tres no conseguimos ponernos de acuerdo Así que el productor dijo que tendríamos que resolver nuestras diferencias con un viaje por carretera a través de Italia.
Buluşma noktamız İtalya'nın dizinin dibinde, Lecce'nin güzel bir şehriydi. Ve oraya ilk ulaşan ;
'El punto de encuentro era la bonita ciudad de Lecce, en el "tacón" de Italia,''y yo fui el primero en llegar.'
Böylece, üç süper araba, harika havada, İtalya'dan geçiyor.
Así que, tres supercoches, buen tiempo, conduciendo a través de Italia,
İki ay boyunca, Noble ile İtalya'yı geçmeyi dört gözle bekledi ve sadece 50 km gidebildi.
Durante dos meses ha estado esperando impaciente por conducir ese Noble a través de Italia y sólo ha hecho ¡ 48 kilómetros!
Bir süper arabanın içinde İtalya'yı geçmek birden beni sarstı ve ayrıca bir diğerine de bakabiliyorum.
Simplemente me impacta, estoy conduciendo un supercoche a través de Italia, y tengo otro al que mirar.
İtalya'nın batmanın eşiğine gelmelerinin sebebi işte.
Es por esto que Italia está cerca de la bancarrota.
İtalya'da değil.
No en Italia.
Altı üstü bir kâğıt parçası.
- Ordeno que el señor Sorrento... vuelva a Italia. - Es un pedazo de papel.
- İtalya'nın başbakanı.
- El primer ministro de Italia.
Dur biraz, İtalya krallıkla yönetilmiyor mu?
Y espera, ¿ Italia no tiene rey?
Savio ile savaştan sonra, ben Gladio ile İtalya'dayken tanıştık.
Savio y yo nos conocimos tras la guerra, cuando yo estuve en Italia con Gladio.
Lafı açılmışken, neden İtalya başbakanı burada?
Hablando de eso, ¿ por qué rayos estaba aquí el primer ministro de Italia?
İtalya'nın?
¿ De Italia?
- İtalyanların kralları yok mu?
- ¿ Italia no tiene un rey?
- İtalya'ya mı gittin?
- ¿ Has estado en Italia?
- İtalya'ya mı?
- ¿ Italia?
İtalya'ya döneriz.
Volveremos a Italia.
İtalya'ya varamadık.
Nunca llegamos a Italia.
Bu, İtalya'dan çok daha iyi.
Esto es mucho mejor que Italia.
- Söylentilere göre İtalya'ya gitmiş.
- El rumor dice que huyó a Italia.
Orası İtalya'da oluyor.
Eso está en Italia.
İtalya'ya kadar sürüklenebilirdim.
Hubiese estado a la deriva todo el camino hasta Italia.
Onu İtalya'da almıştım.
La conseguí cuando viví en Italia.
İtalya!
¡ Italia!
Annem ilk defa CSI'ı ziyaret ediyor. Sonra uçağa atlayıp sevgilisiyle İtalya'ya gidecek.
Mi madre está de visita en CSI por primera vez antes de que se suba a un avión, con su novio, para ir a Italia.
- Annen İtalya'ya gitti mi?
¿ Mamá se fue a Italia?
Birlikte İtalya'ya gidecekler.
Es contador. Van a Italia juntos.
- İtalya ne olacak?
¿ Y qué pasó con Italia?
İtalya mı? *
¿ Italia?
Annem ilk defa CSI'ı ziyaret ediyor. Sonra uçağa atlayıp sevgilisiyle İtalya'ya gidecek.
Mi madre está visitando al CSI por primera vez antes de tomar el avión, para ir a Italia con su novio.
Birlikte İtalya'ya gidecekler.
Van juntos a Italia.
- Beni haftalar önce terk etti.
Me dejó hace semanas. ¿ Qué pasa con Italia?
İtalya ile savaşta değil miyiz?
¿ No estamos en guerra con Italia?
İtalya'da işler ağırdan alınıyor.
Italia, lo toman despacio.
Küçük İtalya'daki ve öteki adam hakkındaki konu.
En relación con el hombre de Pequeña Italia y el otro.
Kamyonlardan Küçük İtalya'ya ve altı saat sonra viski yudumluyorsun.
De los camiones a Pequeña Italia y seis horas después estás bebiendo whisky.
Her şeyi yoluna koymak için İtalya'ya geri döndüm.
Regresé a Italia para aclarar todo.
Yoğurdu denedin mi?
¡ Viva Italia, viva el Duce!
Onlar için tek sorun bugünün İtalya'da tatil olması.
El único problema es que hoy es festivo en Italia.
İtalya'da İngiliz üssüne yakın bir yerde büyüdüm.
Crecí en una base británica en Italia.
İtalya'da söylediğimiz gibi...
Como decimos en Italia....