Italyanlar tradutor Espanhol
824 parallel translation
Sonra Yüce İrlandalı onları saf dışı bıraktı. Ta ki İtalyanlar ve Yahudiler gelip devralana kadar.
Luego, el poderoso irlandés se libra de ellos, hasta que los italianos y los judíos se hacen cargo.
İtalyanlar, İrlandalılar, Polonyalılar ve Yahudiler beni asla avukat olarak tutamazdı.
Estos Italianos, Irlandeses, Judíos y Polacos nunca me contratarían de abogado.
- İtalyanları da sayarsınız.
Si incluyera a los italianos.
- Kimse İtalyanları saymıyor ve güvenmiyor.
Nadie cuenta con los italianos.
Burada Almanlar, İtalyanlar ve karşı tarafta da Ruslar savaşıyor ve kavganın tam ortasında da İspanyollar.
Sino Alemania, Italia y Rusia. Y los españoles están en medio.
İtalyanlar Almanlar gibi değildir.
Los italianos no somos como los alemanes.
Tek yaptığı İtalyanları hırsız, hilekar, katil kılığına sokmak.
Puede vestir a sus italianos para que parezcan ladrones, timadores o asesinos.
Bütün Alman ve İtalyanların faşist olmadığını bilmek..
Gente que mostro que no todos los alemanes y los italianos eran...
İtalyanlar, hangi partiden olursa olsun... ancak konuşmayı bilirler, nutuk atmaktan başka bir şey bilmezler.
Los italianos, sean del partido que sean, están repletos de retórica.
Sadece sahte belgeler hazırlamakla kalmayıp, kaçak Alman askerlerine yardım eden, askerlerimize saldırı planlayan, İtalyanları saklayıp onlara sığınak sağlayan, bir insanın amacı başka ne olabilir!
¿ Cómo llamaría usted a un hombre que no sólo suministra documentos falsos y refugia italianos que preparan atentados contra nuestros soldados, sino que además da asilo y presta ayuda a desertores alemanes?
Aptal İtalyanlar...
Esos estúpidos italianos...
İtalyanlar, üzümlerinin köklerinde şarap olduğu ve yüzleri de dağlara dönük olduğu için çok iyi bir şarap olduğunu söylerler.
Los italianos dicen que es tan bueno porque las vides tienen las raíces en el valle y los ojos puestos en las montañas.
- İtalyanlar ne durumda?
- ¿ Qué pasa con los italianos?
Aynen İtalyanların yaptığı gibi. Değil mi efendim?
¿ Igual que los italianos, general?
Çılgın İtalyanlar.
Ni siquiera saben adónde quieren ir. Que se vayan al diablo.
İsviçreliler üretir. Fransızlar biriktirir. İtalyanlar boşa harcar.
Los suizos lo fabrican, los franceses lo atesoran... los italianos lo pierden, los americanos dicen que es oro..
Başına üşüşen tüm o İtalyanlar.
Todos esos italianos alrededor tuyo.
İtalyanların yeğlediği bir savaş adeta.
Esta es la guerra que más les gusta a los italianos.
İtalyanların savaşmak istediğini sana kanıtlamaya hazırım!
Y estoy dispuesto a demostrarle que los italianos quieren luchar.
Öte yandan biz İtalyanlar, tiyatroya çok farklı şeyler için geliriz.
En cambio, nosotros los italianos, vamos al teatro por razones diferentes.
Belki yine İtalyanlar olarak bir araya geliriz!
¡ Hasta pronto, con todos los italianos!
Yani, zengin İtalyanlar zamanlarını sekreterlerle harcamazlar ve ajansda çalışan İtalyanlar da, ne yazık ki çok fakirdir.
Los italianos ricos no pierden el tiempo con secretarias. Y los italianos de la agencia son demasiado pobres.
- Hayır. Ben de sizin İtalyanları sevmediğinizi sanıyordum.
- Creía que le caían mal los italianos.
İtalyanlar, gerçekten kibarlıkta ustalar.
Los italianos dominan el arte de la galantería.
Gene şu İtalyanlar.
Ya están los italianos otra vez.
Bir sonraki durak Parks. İtalyanların onlara verdikleri isim bu. İtalya'nın her yerini göreceğiz.
"Firenze", así es como se dice en italiano.
- Hayır, İtalyanlar pazarlık yapmayı severler.
Perdone, lo siento. No, no, a los italianos nos gustan los regateos.
Ah şu İtalyanlar. Çok şiirsel, çok romantikler. İstediğin gibi biriyle tanışmanın hayalini kuruyorsun.
Y estos italianos, tan líricos, tan románticos, tan ingenuos.
saray İtalyanlarına ne iyi bir yerdir? İtalyan sarayı?
¿ Qué mejor lugar para hacer la corte?
Saray İtalyanları!
¿ Corte italiana?
Dikkat çekici, o İtalyanlar, ne?
- El duque también.
İtalyanların işbirliğine ihtiyacımız var, bu yüzden bana Dış İşleri'ni bağla.
Necesitamos la colaboración de las autoridades italianas, ponte al habla con el Departamento de Estado.
Burada 1915 ile 1918 arasında İtalyanlar, Alman ve Avusturyalı işgalcilere karşı durmuştur.
Fue aquí entre 1915 y 1918 donde los italianos hicieron frente a los invasores alemanes y austriacos.
İtalyanlar kadınların cepheye bu kadar yakın olmasını onaylamıyor.
A los italianos no les gusta que las mujeres estén tan cerca del frente.
Yıllardır teker teker imal ettiler. Biz İtalyanlar medeniyet uygulamakla meşgulken.
Llevan años construyéndola mientras nosotros pensábamos en la civilización.
Bir ay önce İtalyanları ancak bir mucize kurtarır diyorlardı.
Hace sólo un mes los italianos pedían un milagro.
İtalyanlar nehri tutuyor.
Los italianos están defendiendo el Río Piave.
Azizim Kont Zettor, İtalyanlar Macarlara benzemez.
Mi querido conde Zettor, los italianos no son húngaros.
İtalyanların Balosu.
El baile de los Hijos de Italia.
Ağabeyim bir keresinde böyle bir hanımı İtalyanlar Balosuna götürdü.
Un día mi hermano llevó a una dama parecida a ese baile.
Çok basit de olsa bir çizgi. İtalya'da her şey İtalyanlar için, Fransa'da ise her şey Fransızlar içindir. Başka bir neden aramaya gerek var mı?
De todas maneras, todo el mundo sabe que un árbol francés no se parece en nada como lo hace uno italiano y una colina italiana no tiene nada en común con una francesa.
İtalyanlar için ise sıradan birgün. Onlar, bu gün sadece çalışacaklar. Çiftçiler arazilerini sürmekle meşgul.
Los pobres trabajan, desde el granjero al pastor a los que se aprovechan como yo.
Bu İtalyanlar iyi insanlar canım.
Eso depende.
İtalyanlar piyade eri, Romalılar hizmet eri.
El italiano en infantería y el romano en fullería.
Biz İtalyanların kim olduğunu gösterdiniz onlara!
¿ Les habéis hecho sentir quiénes somos los italianos?
İtalyanların kim olduğunu gösterdik!
¿ Les habéis hecho sentir quiénes somos los italianos?
Hayır, bu İtalyanlar çabucak kaçıp, geride sadece boş şişe bırakıyorlar.
Estos italianos escapan rápido pero no dejan nada... a parte de botellas vacías...
İtalyanlar toplanamazlarsa, her şey mümkün olabilir.
Si los italianos no se reorganizan, sí, todo es posible.
İtalyanlar teslim olmuşa benziyor.
¡ He oído a los japoneses decir que los italianos se rindieron!
Siz İtalyanlar bu savaşı pek sevmiyorsunuz.
A los italianos no os gusta mucho hacer esta guerra
Umarım ona küçük de olsa bir yardımım dokunmuştur. Biz İtalyanlar nefrete rağmen birbirimize yardım etmeliyiz.
Espero haber hecho bien eso es lo que cuenta, ayudarnos entre italianos.