Iyisin tradutor Espanhol
10,808 parallel translation
Sen iyisin, Tia.
Irá bien, Tia.
Hatta sen bile iyisin.
Incluso como estás, irá bien.
Bir biyoloğa göre şeylerle oldukça iyisin.
Para ser bióloga, eres bastante buena con la medicina forense.
Artık daha iyisin.
Estás mejor ahora.
- Bu işte gerçekten iyisin.
Eres muy buena en esto.
Neden bu kadar iyisin?
¿ Por qué eres tan buena?
Tamam iyisin.
De acuerdo, estás bien.
Mike, sen iyisin.
Mike, estás bien.
- Sen iyisin.Sadece dinle.
- Estás bien. Solo escucha.
Neyse anladın sen beni. Şimdi daha iyisin.
De todas formas ya sabes lo que quiero decir, sólo estas... mucho mejor.
Açıkca bu üzgün, dırdırcı, çocuk yerine konan ucube gruptan çok daha iyisin.
Está claro que te lo pasas mucho mejor que este penoso grupo... de infantiles frikis quejicas ensimismados.
- Korkunç derecede iyisin.
Se te da de maravilla.
Bunda iyisin.
Se te da bien eso.
Bu konuda iyisin.
Se te da bien eso.
- En azından iyisin.
Al menos estás bien. Lo siento.
Daha fazlasini istiyorum, ve madem bu kadar iyisin özellikle sen istemelisin.
Yo quiero más, y tú también deberías... especialmente desde que eres tan buena.
Aynen, iyisin.
Sí, estás bien.
İyisin, iyisin.
Estás bien, estás bien.
Ne kadar iyisin?
¿ Cuán buenos son?
- Sadece dünya için çok iyisin.
Sólo que tú... que tú eres demasiado bueno para el mundo.
Bu işte iyisin, Carlitos, ha?
Eres bueno en eso, Carlitos.
Sen çalmakta iyisin.
Eres bueno robando.
Bu işte iyisin.
Eres buena en esto.
Hayır, iyisin. İyisin.
No, tranquilo, tranquilo.
Çok iyisin Penelope.
Eres muy buena, Penelope.
Ama bugün daha iyisin çünkü artık deneyimlisin.
Pero hoy eres mejor porque ahora tienes experiencia.
İtiraf ediyorum, iyisin.
Lo admitiré, eres buena.
Bu işte çok iyisin.
Eres muy buena en esto.
Bence işinde çok iyisin.
Pienso que eres muy buena en tu trabajo.
Çok şükür ki sen iyisin. Ölmüş olabileceğinden korkmuştum.
Gracias a Dios que estás bien.
O zaman ne kadar da iyisin?
Bueno, ¿ entonces cómo de buena eres?
Sen bu işte iyisin.
Eres bueno en esto.
Sen iyisin ama Reynolds'da iyi.
Eres buena. Igual que Reynolds.
- Köpekten daha mı iyisin sen sanki?
¿ Crees que eres mejor que un perro?
İnsanlardan daha iyisin.
Eres mejor que los humanos.
Çok iyisin.
Eres la mejor.
Bana karşı çok iyisin Colby.
Eres muy bueno conmigo, Colby.
- Steve, çok iyisin.
Qué majo eres, Steve.
Sen bu TV dizisi için çok iyisin.
Eres demasiado buena para la TV.
İyisin?
¿ Estás bien?
- Peki. İyisin.
Bien ahora.
Yanındayım. İyisin.
Estoy aquí.
İyisin.
Estás bien. Estás bien.
İyisin.
Estás bien.
İyisin.
Está bien.
İyisin, değil mi?
Estás bien, ¿ cierto?
- İyisin değil mi?
- Estás bien, ¿ verdad? - Sí, sí.
İyisin Miles.
- Eres cinco millas.
İyi misin? İyisin değil mi? Seni eve götürelim hadi.
¿ Estás bien, chica?
Mr. Peanutbutter, seni seviyorum ve iyi bir köpek olduğunu düşünüyorum. İyisin ve sevimli, komik suratını seviyorum ama rutin bir hayat süren ve asla değişmeyen çiftlerden olmak istemiyorum.
Sr. Mantequilla de Maní, sabes que te amo, y creo que eres un buen perro, sí que lo eres, y amo tu carita tierna, pero no quiero que seamos una de esas parejas atrapadas en una rutina y que nunca cambia.
- İyisin, değil mi? - Evet, evet.
- Estás bien, ¿ verdad?