English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ J ] / Jandarma

Jandarma tradutor Espanhol

205 parallel translation
Ekibi ile birlikte altı garson ve bir jandarma ile tutuştular.
"Su cuadrilla tuvo una lucha memorable con seis meseros y un gendarme".
- Jandarma!
- Gendarmes.
Jandarma öldürmek kimseye zarar vermez.
Matar a gendarmes no niega los sentimientos.
Başkan veya jandarma, birilerine bildirmeliyiz işte.
Alcaldía, gendarmería... da lo mismo, tenemos que avisar.
- Kahretsin, jandarma!
- ¡ Mierda, llegan los vigilantes!
Şimdi de jandarma geldi!
¡ Por tu culpa vienen los vigilantes!
Yalvarmasaydım jandarma geliyordu.
He tenido que remover Roma con Santiago porque los carabineros... - venían hacia aquí.
- Jandarma mı?
- ¿ Los carabineros? Sí.
Jandarma teğmene saldırdın.
Atacó a un teniente de mi guardia.
- Jandarma, su ve havlu lütfen.
- Agente, agua y toallas, por favor.
Ben de ona kızımı verdim. Jandarma.
Vamos, fuera.
Pivorelli Malandain, Tuğgeneral-jandarma şefi...
Antoine Calandré, canciller del país y contrabandista.
Jandarma'ya sor.
Pregunte a la policía.
- Ama hiçbir jandarma yaralanmadı, öyle mi?
- ¿ Y hay algún policía herido?
Bu kasaba jandarma dolu olsa da kanun kaçaklarına dokunamazlar.
El pueblo está lleno de policías ; pero el fugitivo no se deja prender.
Burayı jandarma koğuşu mu zannediyorsunuz?
¿ Se piensan que esto son los cuarteles de la policía?
Jandarma koğuşlarına saldırdık ve D'Oro Dağı'nda ikamet ediyorduk.
Asaltamos el cuartel del ejército en Montedoro.
100 jandarma ve polis çatışmalardan sağ çıkamadı.
Un centenar, entre policías y agentes, habían muerto combatiéndole.
İlk olarak Montelepre'de jandarma tarafından sorgulanmış daha sonra Palermo'da mahkemeye çıkmadan önce de itirafınızı teyit etmişsiniz, öyle mi?
Usted ha sido interrogado por la policía de Montelepre, y en Palermo ha confirmado su confesión, ¿ cierto?
Jandarma komutanıyla işbirliği yaptığımı ve bunun öncesinde de polisin bana rahatlıkla dolaşmamı sağlayacak ayrıcalık tanıdığını söylüyorum.
He dicho que colaboré con el coronel del ejército, y que antes de ello, la policía me dio absoluta libertad de movimientos.
Polis, jandarma ve diğer kolluk kuvvetleri arasındaki rekabet bu şekilde başlamış oldu.
De esta forma comenzó la rivalidad entre policía y Seguridad Pública ; y otros órganos también pertenecientes a las Fuerzas Armadas del Estado.
Jandarma, haydutlarla nasıl bir ilişkilerinin olduğu bilinmeyen Mafya'yla iletişime geçti.
La policía contactó con la Mafia ; cuya relación con la delincuencia común es difícil de definir.
Mafya'yla Jandarma'nın birlikte hareket ettiklerini göremiyor musun?
¿ No os dais cuenta que la Mafia y la policía están confabulados?
Jandarma'yla işbirliği yaptığını yazıyor.
Dice que has llegado a un acuerdo con el ejército.
Jandarma.
Policía.
"Defter Jandarma'nın elinde." dediğimde yalan söylemiyordum.
No he mentido cuando he dicho que el ejército tenía la declaración.
Jandarma'ya adamın adı hiç verilmemiş.
El ejército nunca ha sabido el nombre.
Onu öldürmek istediklerinde Albay'ın ve Jandarma'nın hayatını ben kurtardım.
Yo salvé la vida del Coronel del ejército cuando ellos querían matarlo.
Jandarma!
¡ Sr. carabinero!
Ama jandarma gelince uyanacaksınız çünkü işlediğiniz suçun cezası hapis!
Ahora llegarán los policías..... porque por eI crimen que han cometido se paga con la cárcel!
Prag'daki jandarma birliğinde telefonla her şeyi kontrol edebilirsin.
Puedes comprobarlo todo por teléfono en la comisaría política en Praga.
Jandarma emir demektir.
- ¿ Porque estás tan rígido, papá?
Jandarma nedir? Çıplak nedir?
Problematizar el tema.
- Peki, jandarma nedir, Merlot?
- Jefe... ¡ Es alguien todo desnudo!
- Doğru mu görüyorum? Bir jandarma mı? - Evet.
Ahora esto...
- Bir jandarma, bir papaz gibidir. - Ya, evet.
Un policía también es, a su manera, un pastor.
Bir jandarma arabayı geri getirdi.
¡ Un policía acabó de devolver el auto!
Önce, sahte bir kızla başladık, şimdi de, sahte bir jandarma. İkisine de yetecek aklım olduğunu söylemek için onları gerçekten bulmak istiyorum.
Primero, la hija falsa, Ahora, el policía falso... hubiese quedado sin consuelo si no volviera a encontrarlos para tener la satisfacción de decirles lo que pienso de ellos.
Duygusal bir jandarma, beni rahatsız eder...
Un policía sentimental es un policía que me preocupa, ¡ Fougasse!
Baban jandarma olduğu için mi yoksa, tablo çaldığı için mi?
¿ Porqué tu padre es policía o porqué se robó un cuadro? ¡ Mi padre no robó nada!
Bu bir jandarma için felakettir.
Es desastoso para un gendarme. ¿ Se da cuenta de eso?
Verdiğim köpekler ve üniformalar sizi jandarma devriye yapıyor. Ya gerçek devriyelerle karşılaşırsak?
Con mis perros y los uniformes, son la patrulla.
- Ben Jandarma teğmeniyim.
- Soy el teniente de los "carabinieri".
Marqui, jandarma yüzbaşısı.
Marquis, Jefe de Gendarmería.
Bildiğiniz gibi, jandarma bir ülkenin çoban köpeğidir. Çoğunlukla havlar, bazen ısırır, ama her zaman çekinilir.
Un agente está para la nación como Un perro pastor está para el rebaño.
Demek ki, bir jandarma çıplaksa, başka bir çıplağa kolayca yaklaşabilir.
Muy bien.
Onun jandarma olduğunu kanıtlayan hiç bir şey yoktur.
Por lo tanto, si la policía estuviera desnuda, puede acercarse a los desnudos,
- Dikkat, bir jandarma! - Hemen giyinin.
¡ Cuidado, un policía!
Bu yüzden, uzun süre jandarma olarak kalamayacağım.
Fuiste muy gentil por lo del auto.
Hey, jandarma!
¡ Sr. vigilante!
Jandarma da orada.
¡ Está allí un policía!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]