Javi tradutor Espanhol
395 parallel translation
Javi Damalı Jozan Kelebeği.
Scolitantides Orion.
Bingöl'ün Genç ilçesinde asker elbisesi giymiş beş PKK üyesi lokantaya saldırdı ve müşterilerin üstüne ateş açtı.
En Javi, no lejos de la ciudad de Cut, 5 militantes del PKK Disfrazados de soldados Tomaron por asalto el bar y abrieron fuego.
Javier, ne zaman söyleyeceksin?
"Javi, espera". "Es que te quería decir una cosa".
Javi, hemen buraya gel!
¡ Javi, ven aquí ahora mismo!
Javi!
¡ Javi!
Javi, çok seksi görünüyorsun.
- Qué guapo estás.
- Selam, Marcus, Javi.
Hola, Marcus. Javi.
Javi'yle çıkıyorsun!
Vas a salir con Javi!
- Arayan Javi.
Es Javi.
Javi ile birlikte olacaksın!
Vas a besar a Javi!
- Oh, öyle mi? - Hey, Javi, gel de müziğini yap.
Javi, ven a escupir tus versos!
- Nasılsın? Javi pantolonunun her yerine, kola döktü ve dans edemedi...
Javi se derramó una Coca encima y no pudo actuar, así que...
Javi ve sen soyunma odasında ne yaptınız?
¿ Qué pasó en el vestuario entre Javi y tú?
Javi.
Javi.
Öyle değil mi Javi?
¿ No es así, Javi?
Bu da Javi.
- Éste es Javi.
Selam Javi.
- Eh, Javi.
Hey Javi, bu Lisa.
Javi, ésta es Lisa.
Ama bunun dışında Javi tam bir muamma.
Fuera de eso, Javi es un misterio.
Bir süredir Paco'nun bir işi yok bu, yalnızca bizim için değil, aynı zamanda Javier için.
Paco lleva ya bastante tiempo sin encontrar trabajo. Y además, no es solamente por nosotros. Está Javi.
Geçen gün Javi'yle gitmişsiniz.
- No sé. El otro día fuiste con Javi.
Javi, gelip, burada oynamanı ve bana arkadaşlık etmeni annen mi söyledi?
Javi, ¿ tu madre te ha pedido que vinieras a jugar aquí... para hacerme compañía?
Hâlâ eve gelmedi mi? Neden bahsediyorsun, Javi?
¿ Ya te las has ligado?
Harvey nerede?
¿ Dónde está Javi?
Javi, benim gibi iyi iş ayarlayamaz sana.
Javi no puede entregarles grandes números como yo.
01 : 00'de ama bilgin olsun, Javi'nın verdiği parayı veremem sana.
- 1 : 00 A.M. Y sólo para que sepas,... no puedo pagarte la cantidad de dinero que Javi te estaba dando.
Organizatörü Javi Fernandez'le konuşun.
Debe hablar con Javi Fernández. Es un promotor.
Hayır, Javi, ama, eminim sen söylemek üzeresin.
No, Javi, pero supongo que nos lo va a decir
Javi özel projen için Atlanta'yı aradı, cuma günü Henderson geliyor, işten atılmamak için inandırıcı bi hikaye hazırlasan iyi edersin.
Y Javi llamó a Atlanta por tu proyecto especial y ahora Henderson viene el viernes así que más vale que tengas una historia muy buena si piensas seguir en el trabajo.
Biliyor musun?
- ¿ Sabes qué, Javi?
Biliyor musun, Javi? - Tamam.
- Qué, está bien.
O Avrupalı, Javi.
Me encantan la europeas.
Ben o anda seni düşündüm, Javi.
Así que pensé en ti de inmediato, Javi.
Biliyorum. Vereceğini biliyorum, Javi.
Sé que lo harás, Javi.
Balbo. Benim, Javi.
Balbo, soy yo.
- Yapamam, Javi. - İçeriye gireceğim.
No puedo, Javi.
Ayrıca Javi ortaya çıkmadı, karısı arayıp eve gelmediğini söyledi, dün akşam seninle olduğunu ikimiz de bilyoruz.
Además Javi nunca apareció y su esposa llamó para decir que no regresó anoche y ambos sabemos que estaba contigo.
Pekala, belki birincisi kazaydı, ama Javi, işten getirdiğim adam, onu buraya ben çağırdım.
A lo mejor la primera fue un accidente pero Javi, el tipo de mi trabajo, se lo puse en las fauces.
- Selam Javi.
- Hola, Javi.
Farklı. Adım Javier. Söylemiş miydim, yoksa Javi mi dedim?
Soy Javier, ¿ se lo dije?
Javi.
- ¿ Javi?
Javi ve karısından bahsediyorum.
Javi y su esposa. ¿ No era eso lo que querías?
Hayır!
Javi, basta.
Javi, bu kadarı da fazla, sorun yok, biz...
Está bien.
- Javi, sorun yok.
- Javi, está bien.
- Javi!
¡ Javi!
Elsa'dan.
- ¿ De qué hablas, Javi?
- Ben senin büyükbabanım!
- ¡ Javi!
- Bana Javi deme...
No, el resto...
O...
Es europea, Javi.
Üzgünüm, Javi.
Lo siento, Javi. ¿ Sabes?