Jennings tradutor Espanhol
914 parallel translation
İyi ve güzel, Bay Jennings, ama nasıl becereceksiniz? - Oldu bile.
En principio bien, Sr. Jennings, pero... ¿ cómo piensa hacerlo?
Kaygılanma, Bay Jennings, her şey çok iyi gidiyor.
No se preocupe, Sr. Jennings. Todo marcha sobre ruedas.
Jennings sizinle Washington'da mı buluşsun?
Y Jennings, ¿ le verá en Washington?
Merhaba Bay Jennings.
Hola, Sr. Jennings.
Bn. Jennings. Nasılsınız?
Hola, señora Jennings. ¿ Cómo está?
Geç onları, Jennings! Geç onları!
¡ Déle alcance, Jennings, déle alcance!
İşte bu Jennings! İşte bu!
¡ Eso es, Jennings, eso es!
Devam et Jennings!
¡ Siga corriendo, Jennings!
Arabayı ahıra çek, Jennings!
Devuelve el carruaje a los establos, Jennings.
- Evet, Jennings, onu getiriyorum.
- Sí, Jennings, lo acompañaré.
Jennings.
Jennings.
Teşekkürler, Jennings.
Gracias, Jennings.
- Saat 16 : 30, değil mi Jennings?
- Son las 4 : 30. ¿ No es cierto, Jennings?
Rosebud, ve adınız da gerçekten Jennings, değil mi?
Rosebud, y su nombre es Jennings, ¿ cierto?
Amerika'nın bir sonraki başbakanı William Jennings Bryan olacak.
El próximo Presidente de los Estados Unidos sera William Jennings Bryan.
Bayan Elizabeth Jennings adına telefon var.
Llaman al teléfono a la Srta. Elizabeth Jennings.
Bayan Elizabeth Jennings telefona bekleniyor.
Se solicita al teléfono a la Srta. Elizabeth Jennings.
- Bayan Jennings?
- ¿ Srta. Jennings?
- Telefona bekleniyorsunuz, Bayan Jennings.
- La llaman al teléfono.
Jenning bana ne söylerse söylesin, ben hasta bir adamım, Richard.
Soy un hombre enfermo, Richard, pese a lo que Jennings me diga.
- Adım Jennings. Sam Jennings.
- Me llamo Sam Jennings.
Çok naziksiniz, bay Jennings, ama odayı satmamaya karar verdim.
Pues, le agradezco su oferta, pero ya decidí usarlo yo mismo.
Bay Jennings, bir saniye buraya gelir misiniz, lütfen?
Sr. Jennings. ¿ Quiere entrar un momento?
Bay Brown, Bay Jennings'i gördünüz mü hiç?
Sr. Brown, ¿ ha visto al Sr. Jennings?
Her şey için teşekkürler, Bay Jennings.
Gracias por todo.
Onbaºilar : Jennings, Langley...
Jennings, Langley...
- Jennings?
- ¿ Jennings?
Anlayamıyorum, efendim. Yüzbaşı Jennings'in bir planı var.
¡ Pero el teniente tenía un plan!
Evet, evet, eminim Jennings'in bir planı vardır, ama kaçmak mı?
Seguro que tiene un plan, ¿ pero huir?
Gördün mü, Jennings? Hasta listesinde olmanın bazı avantajları da varmış.
Ya lo ve, Jennings, la enfermería tiene sus ventajas.
Çavuş Jennings ise...
Y el Teniente Jennings...
Jennings öldü.
Jennings ha muerto.
Jennings.
Jennings...
Bütün parasını bana verdi ve kendimi daha iyi hissetmem için
Me dio el poco dinero que tenía y me envió a estudiar a Jennings,
beni Jennings Koleji'ne yolladı.
para prosperar.
- Jennings, eczacı çırağı.
- Jennings, médico de a bordo.
Jennings'i buraya getir!
¡ Que venga Jennings!
Hey, Jennings, ellerini yakala.
Eh, Jennings, agárralo de las manos.
Bunu şimdiden The Washington Post'un baş sayfasında görebiliyorum... William Jennings Bryan'ın resminin hemen yanında...
Ya me lo imagino en la primera plana del Washington Post junto a una foto de William Jennings Bryan...
Kendimizi William Jennings Bryan'la akşam yemeği yerken bulabiliriz.
Quizás lleguemos a compartir la mesa con William Jennings Bryan.
Bay Jennings sana vermem için verdi.
El Sr. Jennings me pidió que te los diera.
Jennings, Hangi cehennemdesin!
¿ Dónde demonios estás?
Iyi dinle, Jennings e ulasamiyorum.
No logro comunicarme con Jennings.
Keyfini sürdüm Jennings
Lo monté, Jennings.
O farklıdır Jennings
Es diferente, Jennings.
17 Ekim Görüşmeyi yapan kişi Paul K. Jennings
17 de octubre de 1988.
Jennings nerde?
¿ Dónde está ese cochero?
İşte orda.
¿ Donde está Jennings?
Olduğun yerde kal Jennings!
¡ En marcha!
Jennings!
¿ Jennings?
Jennings!
¡ Jennings!