Jenny tradutor Espanhol
7,961 parallel translation
Jenny'nin yaptığı tavuğu da.
Y el pollo que hizo Jenny.
Her ilişkide bir süre sonra yatak odasında durgunluk olması normal.
Jenny, en una relación, es normal que haya un periodo de calma en la habitación después de un tiempo.
Anne, baba bu kız arkadaşım Jenny.
Mamá, papá, esta es... mi novia, Jenny.
İyi günler Bayan Jenny.
Señorita Jenny, buenos días.
Jenny, onun dosyasına benim hesabımla girdin.
Jenny, usaste mi usuario para entrar en su archivo.
Jenny...
Jenny...
- Jenny, Reyes...
- Jenny, Reyes...
- Jenny...
Jenny...
Jenny'ye selamını söylerim.
Le diré a Jenny que la saludaste.
Henry bir şekilde Jenny'ye parayı vermiş.
De alguna manera, Henry le hizo llegar la moneda.
Bayan Jenny ile olan son karşılaşmanızı ve annenizin meselesinde şerifin tarafını seçmendeki hislerini düşünürsek korkarım ihanete kalkışmış olabilir. Yani... Bana.
Y dado su último encuentro con la señorita Jenny, y su sentimiento de que eligió estar de parte dela sheriff en el asunto de su madre, temo que quien puede atraerle traicionar es...
Bu paranın Bayan Jenny'ye silahımı çaldırdığına inanıyorsan...
Si creéis que esa moneda hizo que la "señorita Jenny" robara mi arma...
Jenny oraya gitmiş olabilir.
Jenny debe dirigirse ahí.
Jenny'ye öyle görünse de Reyes'in tarafını tutmadım.
No me posicioné con Reyes, aunque eso le pareciera a Jenny.
Bu durumunda Bayan Jenny olaya o şekilde bakmıyor olabilir.
Quizá en su actual estado, la señorita Jenny no lo ve de esa forma.
Irving bir sebepten dolayı Henry'nin kontrolünde olduğu için ve Jenny'deki o aptal para yüzünden sadece birbirimize güvenebiliriz.
Con Irving en las garras de Henry por alguna razón, y Jenny en las de esa maldita moneda, los únicos con los que podemos contar, ahora, somos nosotros.
Bayan Jenny ustadır.
La señorita Jenny es una experta.
Bayan Jenny!
¡ Señorita Jenny!
Jenny bu öfkeyi onları yenmek için kullanmalısın.
Jenny... necesito que uses esa fuerza para vencerles.
Bayan Jenny...
Señorita Jenny...
- Jenny.
- Jenny.
Ayrıca, ehliyeti iki kere askıya alınmış olan Jenny'le pratik yaptığını biliyorum bu arada.
Además, resulta que sé que has estado practicando tu conducción con Jenny, a quien le retiraron el carnet dos veces, por cierto.
Katrina, Bayan Jenny, hatta Captain Irving kötü durumu kendi avantajımıza kullanılabilir.
Katrina, la Srta. Jenny, incluso la situación del capitán Irving podría ser usada para nuestro beneficio.
Jenny ve ben devletin gözetimi altındayken, eğer hayatımda olmasaydın... Şuanda bu rozeti giyiyor olacağımı sanmıyorum.
Cuando el estado se hizo cargo de Jenny y de mí, si no hubieses estado en mi vida... no creo que llevara esta placa ahora.
Jenny ve ben çocukken..... bize söylediği şarkıyı söylüyordu.
Y está cantando la canción que solía contarnos a Jenny y a mí cuando éramos pequeñas.
Gelmene gerek yoktu, Jenny.
No tienes que venir, Jenny.
Anne! Jenny, git buradan!
¡ Jenny, vete!
Jenny videoyu..... inceletmek için uzmana götürdü.
Jenny ha llevado el vídeo a un experto en imagen para que lo analice.
Jenny!
¡ Jenny! Abbie.
- Buradan çıkmalıyız.
No, Abbie... - Jenny. Jenny.
Hayır, Abbie... - Jenny.
Está bien.
Jenny. Sorun yok.
Está bien.
Siz de şu günlüğü bulun, Jenny.
Encuentra ese diario, Jenny.
Yo, Jenny.
Eh, Jenny.
- Abbie. - Jenny.
Estoy aquí.
Seni izledim, Jenny, Sen burada kaldığın zaman.
Te estuve cuidando, Jenny, mientras estuviste aquí.
Jenny onu güvenli şekilde Kanada sınırına götürmüştür.
La Srta. Jenny iba a entregarlo a salvo a través de la frontera canadiense.
Irving and Jenny şu anlık iyi durumdalar.
Según puedo decir, Irving y Jenny aún están bien.
Arkada bir kaçakla geçmedin, Jenny.
No con un fugitivo en la parte de atrás, Jenny.
Özür dilerim, Jenny.
Lo siento, Jenny.
- Üzgünüm Bayan Jenny.
Lo siento, señorita Jenny.
Gidip Jenny'ye bir bakmam lazım.
Tengo que ir a... a ver a Jenny.
Jenny?
¿ Jenny?
Benim annem beni ve Jenny'i severdi, fakat... sonunda bu yeterli olmadı.
Mi madre me quería y a Jenny, pero... al final no fue suficiente.
Espo ve Ryan, tabii ki Jenny ile birlikte gelir.
- Cierto. Espo y Ryan, que traerá a Jenny.
Adım Jenny.
Mi nombre es Jenny.
- Sen de değilsin Jenny!
Tampoco lo eres tu, Jenny!
Kuzenin Jenny'e sarıl bakalım.
Dale un abrazo a tu prima Jenny.
Bak Jenny.
Mira...
Jenny...
Jenny... creo que aquí abajo hay algo.
Sen Jenny'sin.
Eres Jenny.