English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ J ] / Joel

Joel tradutor Espanhol

2,711 parallel translation
Biliyorsun, ben inanmam Senin hakkında biliyorum, Joel, ama bengiremedim...
¿ Sabes? No sé tú, Joel, pero yo me metí en el tema de los huesos
Birkaç dakika önce, Bana göstermek için çalışıyorlardı Joel ofisinde.
Hace unos minutos, intentabas ponerme en evidencia en el despacho de Joel.
Sen Joel umurunda olmamalı.
Y a ti no debería importarte Joel.
Joel Goran. Nasılsın?
Joel Goran. ¿ Qué tal?
Joel : Afedersiniz.
Disculpa.
Joel.
Joel.
Joel, başlangıca kesti.
Joel, corta en la línea de base.
Joel, Charlie için bir ekran çalıştırmak ve sanatopu alacak.
Joel, protege a Charlie, y yo te conseguiré la pelota.
Ben, Joel bilmiyorum.
No lo sé, Joel.
Ben hiçbir seçim, Joel vardı.
No tenía elección, Joel.
Joel : Tamam. Neden adım yok kenara bir an için, Bayan Birk?
Vale. ¿ Por qué no sale un momento, Sra. Birk?
Joel : Charlie, sen ne düşünüyorsun? Um...
Charlie, ¿ tú qué crees? ¿ Puedes oírme?
Benameliyat, Joel yapıyorum.
Yo haré la operación, Joel.
Her neyse, o büyük oldu tekrar Joel görmek.
De todas formas, ha sido genial verte de nuevo, Joel.
[Iç çeker] istemiyorum Bak Bu sert ses, Joel, ancakhemşirelerin bazı bana söyledi... Eğeriyi bir üne sahip değilsiniz.
Mira, no quiero que esto suene duro, Joel, pero algunas de las enfermeras, me han dicho que... no tienes la mejor reputación.
Ve, Joel, o bir tarih olsaydı, muhtemelen isterdim yaklaşım üzerinde çalışmak... sadece biraz.
Y Joel, si fuera una cita, tal vez tendrías que trabajar un poco tu aproximación.
Eğer, Joel ne yapıyorsun?
¿ Qué haces, Joel?
Benim gösteri, Joel.
Es mi espectáculo, Joel.
Joel, burada bir durum var.
Joel, tenemos un problema aquí.
Joel : Hayır, böyle olmayacak.
No, eso no va a ocurrir.
Joel : Biliyor musun, ben hiç görmedim Hayatımda böyle bir şey.
Sabes, no he visto algo como esto en mi vida.
Joel : Charlie, steril?
Charlie, ¿ sigues estirilizado?
Bu benim gösterisi, Joel, tamam mı?
Es mi espectáculo, Joel, ¿ vale?
Biz Joel, o çıkardı.
Todos lo logramos, Joel.
Joel, sadece... sadece... Beni etrafında vida yok Bunu biliyorum çünkü Ben yalnız seyahat etmiyorum.
Joel, oye... no fastidies esto porque sabes que no viajo sola.
- Joel.
- Joel.
Joel gereksiz yere tahlil yapılmasına çok kızıyor.
Mira, Joel está en pie de guerra respecto a las pruebas innecesarias.
- Joel?
- ¿ Joel?
- Joel.
- ¿ Joel?
Üzgünüm Joel ama benim o hastaneyle işim bitti.
Joel, lo siento, pero he acabado con ese hospital.
Sahi mi Joel?
¿ De verdad, Joel?
Normalde bunu senden asla istemem Joel.
Mira, lo sé, Joel, yo... sinceramente, no te lo pediría.
Teşekkürler Joel.
Vale. Gracias. Gracias, Joel.
Joel, merhaba.
Joel, escucha.
Joel, çok tatlısın.
Joel, eso es dulce.
- Günaydın Joel.
- Buenos días, Joel.
Joel, baskı altında olduğunu biliyorum. Bunu bütün sevgi ve saygımla söyleyeceğim.
Joel, sé que estás bajo muchísima presión, así que te diré esto con amor y sumo respeto.
Roddy Gray, Joel Goran'la tanıştırayım. Meşhur baş cerrahımız.
Roddy Gray, este es Joel Goran, nuestro ilustrísimo jefe de cirugía.
Joel'i arar mısınız?
¿ Puede alguien llamar a Joel?
- Onu kaybedemeyiz Joel.
No podemos perderle, Joel.
Joel, ona soru sor.
Joel, pregúntale.
- Bunu iyi hatırlıyorum Joel. - Neyi?
- Recuerdo esto bien, Joel...
... o gezide harika vakit geçirmiştin.
- Joel, esa no es la cuestión. Te lo pasaste genial en ese viaje.
Joel- -
Cógelo. Joel, ¿ has encon...?
Joel!
¡ Joel!
Liberace gibi miyim yoksa Billy Joel gibi mi?
¿ Soy más como Liberace? ¿ O como Billy Joel?
İnsanlara yardım etmemiz gerekmiyor mu Joel?
¿ No debemos ayudar a la gente, Joel?
Joel?
¿ Joel?
- Joel, söylemek istediğim bu değildi.
- Segundo... te lo pasaste...
- Joel!
¡ Joel!
- Joel?
¿ Joel?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]