Kabuş tradutor Espanhol
3,410 parallel translation
Kabus görmeyi engellemenin bir yolu var mı, anne?
¿ Hay manera de evitar tener pesadillas, mamá?
Kabus görmemem için bir şey yapamaz mısın?
- No. ¿ Puedes hacer algo para que ya no tenga pesadillas?
"Kabus görmemem için bir şey yapamaz mısın?"
¿ Puedes hacer algo para que ya no tenga pesadillas?
Bu kabus ne zaman sona erecek?
¿ Cuándo terminara esta pesadilla?
Ne boktan bir kabus!
¡ Qué puta pesadilla!
Gerçek olamaz bu, sanki lanet olası bir kabus.
Esto no es real, parece una maldita pesadilla.
Üzülme. Onun için çalışmak kabus gibiydi.
Era una pesadilla trabajar para ella.
Benim annem... her şeye karışan, baskıcı, boğucu, Bill'i hiç onaylamamış bir kabus.
Mira, sé que no has hablado con Gigi en años. ¡ No!
Beni tekrar o, kabus kayasına götürmeyin.
¡ no quiero regresar a la roca de pesadilla!
Kabus gibiydi. Bruce için de çok korkutucuydu. Çünkü Bruce'un tüm amacı bizi korumak, bize bir şey olmamasıydı.
Fue sólo una pesadilla y muy aterrador para Bruce, también, porque la mentalidad general de Bruce era la protección, para cuidar de nosotros.
Baba, kabus gördüm.
¿ Papá? Tuve una pesadilla.
"Fırtınalı gecelerde tüm çocuklar kabus mu görecek?"
... "Durante las noches de tormenta, todos los niños no tendrán pesadillas?"
Ne kabus ama!
¡ Qué pesadilla!
Sanki bir kabus gibi.
Es un poco como, una pesadilla.
Çocuk yok, gereksiz gelir Ikiniz için tam bir kabus olmuş.
No chicos, los ingresos con que contarán, serán una verdadera pesadilla financiera para Uds., chicos.
Bunların hepsi sadece bir kabus Haley James.
Esto es solo un mal sueño, Haley James.
Bu bir kabus!
Qué asco. Qué pesadilla.
Bu yeterli değil. Bu bir kabus.
No son lo suficientemente bueno.
Ona de ki, hapisane tam bir kabus olabilirdi ama ben kabustan öteyim.
Ahora, dile que esa prisión podría haber sido una pesadilla, pero yo, yo soy jodidamente horrible.
Daha fazla kabus olmayacak.
No mas pesadillas.
Kabus mu?
¿ Pesadillas?
Hayır, hayır, kabus değil.
No, no, no una pesadilla.
Eminim hala kabus görüyorsun.
Apuesto que aún tienes pesadillas.
Bu bir kabus.
Mire, esto es una pesadilla.
- Kabus gibiydi.
- Fue una pesadilla.
Ayrıca bir göz küresiyle ilgili kabus görüyorum.
También tengo una pesadilla recurrente sobre un ojo.
Bu kahrolası bir kabus.
Es una maldita pesadilla.
Kabus görmektense uyanık yatmak iyidir.
Bueno, ya sabes, mejor prevenir que curar.
Kabus görmüyor musun?
¿ No has tenido pesadillas?
Adli kabus gibidir.
Es la pesadilla de un forense.
Susie, tam bir kabus olmaya başladı.
Susie está siendo un poco como una pesadilla.
Bir doktorla çıkmak kabus gibi olmalı.
Debe ser una pesadilla salir con un médico. Muchas horas.
Kapımla alakalı bir kabus gördüm ve açtığımda bu karanlık şey üstüme çullandı ve benimle uğraşıyor.
Tenía una pesadilla sobre mi puerta cuando la abrí esta oscuridad salió volando. Y parece que ha estado jugando conmigo.
Bu kadın tam bir kabus.
Esa mujer es una pesadilla total.
Mutfakta piknik planları olmayacak zira Jules Bayan Kabus'un evinde bütün gün mahsur kaldı.
Para tu información no hay picnics planeados en mi cocina... porque Jules está atascado todo el día en casa de la Sra. Pesadilla.
Bu kahrolası bir kabus.
Es una puta pesadilla.
Hindistan kabus görüyor.
La India es una pesadilla.
- Dün gece kabus gördüm.
Anoche, tuve una pesadilla maligna.
Neden bahsediyorsun sen, kabus mu?
Dormí. Stevie me enseñó como dormir.
Ethan, bu kabus gerçek korkunç yani eğer Sutton öldüyse... sence ailesi bilmeyi hak etmiyor mu?
Ethan, esa pesadilla era tan real. Es tan horrible. Quiero decir, si Sutton se ha ido...
Yataktan kalktım ve evi kontrol ettim, dışarıya baktım ama hiçbir şey yoktu. - Belki de kabus gördün.
Escuché un grito espantoso... y me desperté porque sonaba como una mujer siendo torturada.
Bunun uyanacağım bir kabus olduğunu umut edip duruyorum.
Sigo pensando que esto es alguna... Pesadilla de la que me voy a despertar.
... sana şu kabus yaşattığını söylediğin adamlar var ya Jeff ve Lester asıl kahraman onlardı.
Esos de los que hablas, esos que te dan pesadillas... Jeff y Lester... Sí, ellos fueron los auténticos héroes.
Kabus mu gördün bebeğim?
¿ Has tenido una pesadilla, cariño?
Bu bir kabus.
Esto es una pesadilla.
Yemin ederim, kabus gibi.
Te juro que es una pesadilla.
Dün akşam sende kabus gördün.
Esta noche tú tuviste las pesadillas.
- Değil.. o yok gitti Hiçbi sorun yok.. kabus bile yok
Ya sabes, desde que conseguí el incienso y las velas, no he tenido ningún problema por un par de días.
Ve tüm bunlar bir haftalık kabus değil
Y como me has contado esta historia eso me ha dado pesadillas por semanas. Seamos realistas, Sarah.
Biliyorum! Ama şehrin dışında trafik tam bir kabus olacak, yani...
Pero el tráfico para salir de la ciudad será una pesadilla, así que...
Off, kabus gibiydi.
Una pesadilla.