Kacık tradutor Espanhol
17,011 parallel translation
Eşyalarını dolabına koyarım. Ve çoktan işten çıkışını yaptım. Böylece kaçırdığın zamanlar için fazladan para almayacaksın.
Y yo ya registré tu salida, así que no te van a pagar por ningún tiempo que hayas perdido.
Savaş sırasında bir kaç kez el değiştirmiş, bu da satışını zora sokmuş bu yüzden potansiyel alıcılar için, Zürih de uzaktan teklif şeklinde bir açık arttırma gerçeklemiş.
Lo robaron varias veces durante la guerra, con lo que venderlo abiertamente es imposible, así que salió a subasta de forma secreta en Zurich, con compradores potenciales pujando a distancia.
Kızının kaçırılmasıyla ilgili bilgi almak için işkence yapıyor.
Los tortura buscando respuestas sobre la desaparición de su hija.
Son ana dek kızını kurukafa dövmeli birinin kaçırdığında ısrarcıydı.
Hasta el último momento, sostuvo que un hombre con un tatuaje con una calavera había secuestrado a su hija.
Seni yargılayacak o ve sen de beni özleyeceksin. Bunu yaparak önemli kısımlarını kaçıracak.
Me echarás de menos, ella te juzgará, y al hacerlo, se pierde lo mejor de ti.
Fakat kısa bir süre ile kaçırdık. Biz Anna'nın kaçırılmasını engellediğimizde.
Estaba programado que aterrizara hoy pero lo ha descartado hace menos de una hora después de que avisáramos a Anna Neehoff de su posible secuestro.
Kurbanlar kaçık bir milyoner Crispin tarafından, dondurulmuştu.
Las víctimas fueron congeladas criogénicamente por un lunático multimillonario llamado Crispin Crandall.
Seni kıçından vurduğum için daha kaç kez özür dilemem gerekiyor?
¿ Cuántas veces debo pedirte perdón por haberte disparado en el culo?
Bu şeker hatunlardan birini kadın kovboy ve Kızılderili gibi giyinmesini ikna etmeye çalışmamı kaçıracaksın.
Te vas a perder cómo trato de convencer a una de estas bellezas para que juegue a la Vaquera y los Indios.
Hadi ama Regina bir anlık bir şeyle bir kaç içki ile patlamaya hazır hale geliveriyorsun.
Venga, Regina, es solo cuestión de tiempo que un par de copas lleven a una raya y ¡ bum!
Deneyimlerini daha çok romantik komedi mi yoksa kaçık yaramazlık olarak mı nitelersin?
¿ Tu experiencia ha sido como una comedia romántica o como una comedia loca?
Kızın yaşı kaç, altı mı?
¿ Una niña pequeña de seis años?
Efendim. Açıkçası lanet Yong Pal yüzünden o kadar çok mafyayı elimizden kaçırdık ki -
Señor... para ser honesto... por culpa de ese maldito Yong Pal, perdimos un montón de gánsters.
Hiçbir şeyi gözden kaçırmadık.
No nos hemos pasado por alto nada.
Kaç kişinin hayatı değişecek, kurtulacak, kaç kız eğitim alabilecek biliyor musunuz?
¿ Sabe cuántas vidas serán cambiadas, salvadas, cuántas chicas podrán ser educadas?
Onun sayesinde kaç kadın yazarın bir kariyere sahip olduğunu onun vakfı sayesinde kaç küçük kız okumayı öğrendi biliyor musun?
¿ Sabes cómo muchas mujeres escritoras tener carreras a causa de él, cuántas niñas de todo el mundo que se les ha enseñado a leer a causa de su fundación?
Kılpayı kaçırmışız.
¿ Había una cámara de vigilancia?
Fakat ters bir tutsaklık beni kaçıran kişi peşimi bırakmıyor ve evimden ayrılmıyor.
Pero un rehén al revés, donde el secuestrador... me sigue a todos lados y no se va de mi maldita casa.
Bir kaç yık önce birde bire halk avukatı olmaya karar vermiş.
Y de repente lo dejó hace unos años para hacerse abogado defensor.
- Vay. Kaç kızla tanıştın?
- ¿ A cuántas chicas conociste?
Fakat, 3 kişinin hayatına karşılık kaç bin hayattan bahsediyoruz?
¿ Pero tres vidas a cambio de muchos miles?
Bu bina kaç yıllık?
¿ Qué tan vieja es esta estructura?
Bahçede Hacky Sack maratonu varmış, bir kaç saat içinde çıplak çeşme koşusu ve Aldelphi Salonu'nda bir kış dansı.
Hay un saco-a-thon Hacky en el patio, fuente desnuda ejecutar en pocas horas, y hay un baile de invierno en Adelphi Hall.
Ayrıca daha Hacky Sack'ımı alamdım ve şu anda çıplak çeşme koşusunu kaçırıyorum. Ne kadar yazık.
Además yo no llegué a mi Hacky Sack, y estoy actualmente falta la carrera fuente desnudo.
Bir kaç şımarık çocuk için yalan söyler miyim sence?
¿ Crees que me acuesto sobre unos niños malcriados?
Aman Tanrım, Hacky Sack yok, çıplak çeşme koşusu yok kış dansını da kaçırdım.
Oh, Dios mío, no Hacky Sack, sin correr fuente desnudo, y yo perdí el baile de invierno.
Onu kaçıran korsanlarla pazarlık yapmak istiyoruz ama kim olduklarını öğrenmemiz gerek.
Nos gustaría negociar con los piratas que la están reteniendo, pero necesitamos saber quiénes son.
Aradığınız kızı en başta GAM, Endonezyalı korsanlar, kaçırmıştı.
GAM, piratas indonesios, tenían a su chica antes.
Zorbalık ve adam kaçırmak senin için büyük bir ilerleme.
La extorsión y el secuestro es un salto muy grande para ti.
Evden çık, bir polis bul ve birisin seni kaçırmaya çalıştığını söyle.
- ¿ Qué? Tienes que irte del apartamento, encontrar a un policía, y decirle que alguien está intentando secuestrarte.
Artık dinlediğini bildiğime göre bir kaç soru cevaplandırmaya ne dersin?
Ahora que sé que está escuchando, ¿ qué tal si responde unas cuantas preguntas?
Yemek yaklaşık kaç dakikada hazır olur?
¿ Tienes una hora de llegada a la cena?
- Bir kaç çaprazlanmış kablo tarayıcılara bir güç dalgalanması ile kısa devre yaptıracağım.
Unos cables cruzados, Me corto los escáneres con una subida de tensión.
- Madaky'nin limuzini uzaklaşıyor nehir boyunca. Elimizden kaçırdık.
Limusina de Madaky de conducción de distancia, a lo largo del rio.
Bugün bir çok badire atlattık ; biliyorsun işte, Cromwell'e oynamak ölü numarası yapmak, hayatlarımızı riske atmak hepsi kötü bir adamı öldürmekten kaçınmak içindi.
Es sólo, que saltó a través de tantos aros de hoy, usted sabe, la realización de Cromwell... fingir una muerte, arriesgando nuestra lives- - todos para evitar la muerte de un hombre malvado.
Çünkü ailesi ile tatilde olan bir turist kaçırılıp aynı gün içerisinde ülkeye giriş çıkış yapmış ve oldukça fazla işgence görmüş.
Porque entraron y salieron el día exacto que un turista estadounidense fue secuestrado y brutalmente torturado cuando estaba de vacaciones con su familia.
Gluteal atrerde kontrast kızarıklık var. Kanamayı gözden kaçırdın.
Una mancha en la arteria superior femoral... has pasado por alto una hemorragia.
Kontras kızarıklığı gözden kaçırdığıma inanamıyorum.
No puedo creer que se me pasara ese contraste.
Noel ilahilerini kaçırmadık değil mi?
No te pierdas los villancicos, ¿ verdad?
Sistem kendi kendini yenilemede tekrarlama kapasitesine sahipse,... yeniden kalibrede, genişlemede ve çoğalmada bizden daha iyiyse,... insanlığın saltanatının kısa görüntüsü kaçınılmaz sona ulaşacaktır.
La singularidad. Cuando el sistema es capaz de superación recursiva, cuando es mejor por la recalibración, la ampliación y el desove de lo que somos, el breve bache del reinado de la humanidad llegará a su conclusión inevitable.
Bardaki olayları geri almaya çalışıyorsun ve kaçık gibi davranmanın buna hiçbir faydası olmayacak.
Usted está tratando de deshacer los acontecimientos en el bar, y actuando como un loco no va a hacer que eso suceda.
Kıçının içinde ülkeden nasıl uyuşturucu kaçırdığını da anlattın mı?
¿ Les has contado cómo colabas droga en el país metiéndotela en el culo?
Hayır, inanılmaz olan elinde sihirli değnekle gelip bir kaç dolar fırlatıyorsun ve artık iyi bir insan olduğunu düşünüyorsun.
No, me refiero a que es increíble que creas que puedas soltar unos billetes, mover una varita mágica y, de repente, dejar de ser un ser humano horrible.
- Kaç tanesi geri çıkıyor?
¿ Cuántas volver a salir?
Diğer şempanzeler, yol kesiciler ona kılavuzluk ederek diğer kaçış rotalarını kapadıklarından emin olmak için Kolobusların her iki yanına tırmanıyorlar.
Otros chimpancés, bloquean siguiendo su consejo, se colocan a los lados de de los colobos, obtienen los puntos de vista de otras rutas de escape.
Yıllardır kaç kez senin kıçını kurtardım? Batıracağın kaç yer verdim?
¿ Cuántas veces te he salvado el culo a lo largo de todos estos años... dándote cosas para echar a perder?
Bu işe başladığımızdan beri elimize geçen en iyi fırsatı kaçırdık.
Perdimos la mejor oportunidad que teníamos de hacerlo.
Bir kaç saat önce onu gözetim altına aldık.
Lo hemos tenido en custodia las últimas horas.
Ama artık kaçış imkansız.
Pero ahora, no hay escapatoria.
Vardık, Sayın Yargıç, Halka karşı Portnow meselesinde,... adam kaçırma suçunu planlama suçlamasında...
Sí, Señoría. En el caso del Pueblo contra Portnow... por el cargo de conspiración para cometer rapto... encontramos al acusado... culpable.
Bizi öldürmeye çalışan bu kaçık pislik kim?
¿ Quién es este bastardo que intenta matarnos?