Kalp krizi tradutor Espanhol
4,541 parallel translation
Aynı yıl, büyükbabamız kalp krizi geçirdi, Robbie Schultz'a da bir araba çarptı.
El mismo año, el abuelo tuvo un ataque al corazón, Robbie Schultz fue atropellado por un coche.
Dediklerine göre dondurucu deniz suyu yüzünden kalp krizi geçirmiş.
Se ahogó. Dicen que de un infarto por el agua congelado.
Buraya ilk geldiğimde büyük çaplı bir kalp krizi geçirmiştim.
Cuando llegué por primera vez aquí, tuve un ataque al masivo al corazón.
Koğuş arkadaşlarımdan biri buraya geldiğinde büyük çaplı bir kalp krizi geçirmiş. Tamam.
Una de mis compañeras de cuarto tuvo un infarto cuando llegó aquí.
Kalp krizi geçirmene izin vermiyorum.
Vale. No tienes permitido tener infartos.
Geri kalan zamanda ne yapabilirsin bilmiyorum. Belki kalp krizi geçirirsin.
No está seguro de lo que puede hacer en el tiempo que le queda, excepto tal vez tener un ataque al corazón.
Panik ataktı o, kalp krizi değil.
Eso fue un ataque de pánico, no un infarto.
Kalp krizi olmasına karşı elimde bu- - adrenalin var.
En caso de paro cardiaco, tengo esto... adrenalina.
Araba kazası.. kalp krizi.. 2 tanesi intihar
Accidente automovilístico, ataque cardíaco, dos suicidios confirmados,
Otopsi ölüm sebebinin kalp krizi olduğunu doğruluyor.
La autopsia confirma la causa de la muerte... infarto de miocardio.
Kalp krizi geçirmiş.
Él, tuvo un ataque cardíaco.
İki hafta önce kalp krizi geçirdim.
Hace dos semanas, tuve un ataque al corazón.
Anne, bana neredeyse kalp krizi geçirtecektin.
¡ Casi me provocas un ataque al corazón!
Az daha kalp krizi geçirecektim.
Casi tuve un ataque cardíaco.
Kalp krizi geçirmiş. Banyodaymış.
Sufrió una apoplejía en el baño.
Şivavası hafif bir kalp krizi geçirdi.
Su chihuahua tuvo un ataque cardíaco.
Ölüm sebebi, kas felci sonucu ciğerlerine hava gitmemesi ve kalp krizi.
Causa de la muerte... parálisis muscular y pulmones colapsados y ataque al corazón.
Geliyor musun? Ambulans ekibi kalp krizi olduğunu düşünüyor.
Los paramédicos dijeron que fue un ataque cardíaco.
Kalp krizi için bu çok fazla, James.
Esto es demasiado para un ataque cardíaco, James.
Yani öylesi bir kalp krizi değil.
Bueno, no un ataque cardíaco, como tal.
James kalp krizi geçirdi sanıyordum.
Pensé que James había tenido un ataque cardiaco.
Muhtemelen kalp krizi geçirdi ve kontrolünü kaybetti.
Probablemente tuvo un ataque cardíaco y se desorientó. Eso fue un homicidio y un encubrimiento.
Yeni hâlini gördünüz mü bilmiyorum ama kalp krizi geçirip öleceksiniz.
No sé si has visto su nuevo aspecto pero está de infarto, para morirse.
Sen aynasıza kalp krizi geçirecektim.
Le has provocado a tu cerdo un ataque al corazón.
Ben o bir kalp krizi geçiriyor düşünüyorum.
Creo que está teniendo un infarto.
Dr. Bell'le beraber kalp krizi geçirtmek için pompa kullanacağım.
Escucha, voy a manejar la bomba para hacer una parada circulatoria con la Dra. Bell.
Kalp krizi.
Fue un ataque al corazón.
Kalp krizi mi geçirteceksin bana?
¿ Intentas darme un ataque cardíaco?
Neredeyse kalp krizi geçirdim.
Por poco me da un infarto.
Babam yirmi dakika önce kalp krizi geçirip ölmüş.
Mi padre ha tenido un infarto y ha muerto hace veinte minutos.
Bu kalp krizi davasını çok ciddiye alıyorsun.
Te estás tomando esa mierda del ataque al corazón demasiado en serio.
İçe içe kalp krizi geçiren bu adam mı?
¿ Un hombre que bebía tanto que se provocó un ataque al corazón?
Tuhaf teori ve saçma oyunlarınla gelip ona kalp krizi geçirtmeye mi çalışıyorsun?
¿ Pretende que le dé un ataque al corazón? Venir aquí con sus teorías y sus trucos estúpidos.
Kalp krizi geçirmek için çok genç.
Es muy joven para haber tenido un ataque al corazón.
Sonra da belediye başkanı kalp krizi geçirdi ve herkes huzursuz oldu.
Y entonces al alcalde le da un ataque al corazón y todo el mundo se distrae.
Kalbi atıyordu. O zaman bir kalp krizi geçirebilirdi.
- De hecho, podía tener un infarto.
Ölü bir adamın kalp krizi geçirmesi?
¿ Un muerto teniendo un infarto? Hablamos de muerte cerebral, ¿ sí?
İhtiyarın teki makineyi bozdu ve kalp krizi geçiriyor taklidi yapıyor.
Un tipo viejo ha roto la máquina y está fingiendo un ataque cardiaco.
Ben de 257 metreden düşsem, kalp krizi geçirirdim.
Oye, yo también sufriría un ataque al corazón si cayera desde doscientos sesenta y seis metros.
Başlangıçta, işaretler onun köprüden atlağını gösteriyordu ama öncesinde kalp krizi geçirdiği ve sırtına doğru indiği, yaraların sağ süpraorbital kenar...
En principio, todo apunta a que saltó desde un puente. Pero dado que antes sufrió un ataque al corazón, y que aterrizó de espaldas, las heridas en el margen supraorbital derecho...
Kalp krizi olabilir.
No, no, no. Tal vez sea un ataque al corazón.
Bu çocuk kalp krizi geçiriyor.
Este chico teniendo un ataque al corazón.
Bu kadar genç birinin kalp krizi geçirdiğini gördün mü daha önce?
¿ Alguna vez has visto a alguien este joven con un ataque al corazón?
- Kalp krizi geçirdim.
Tuve un ataque al corazón. A?
Sana bir kalp krizi daha yaşatacak!
Esto le dará otro ataque al corazón!
Darryl Fisher, 16 yaşında, okul kampüsünde kalp krizi geçirdi.
Darryl Fisher, 16, ataque al corazón en su escuela secundaria del campus.
Kalp krizi, felç, diyabet, kanser... Bunların hepsi de önlenebilir ölümler.
Las enfermedades del corazón, derrame cerebral, diabetes, cáncer... las principales causas de muertes prevenibles.
Kalp krizi mi?
¿ Infarto?
Kalp krizi.
Ataque al corazón.
- Kalp krizi mi?
¿ Fue un ataque al corazón?
Fred Standford'tan bile daha çok kalp krizi geçiriyorsun ya!
Lo único por lo que podrías haber muerto... es por sobreactuar, tuviste más falsos ataques al corazón... que Fred Sandford.