Kaltak tradutor Espanhol
6,713 parallel translation
Görüşürüz, ürkütücü kaltak.
Hasta luego, perra horripilante.
Bu kaltak avcı polis kendini kurtarmak için seni bana karşı çevirmeye çalışıyor.
Esta perra policía cazadora está tratando de ponerte en contra de mí para salvar su propio pellejo.
Uğraştığın kişi zayıf beyaz Heidi Fleiss gibi bir kaltak değil.
Esto no es ninguna perra blanca flaca Heidi Fleiss usted está tratando.
Ne oldu kaltak?
¿ Qué te pasó, guarra?
- Altın vuruş mu istiyorsun kaltak?
- Con este chute tendrás un viaje de primera,
Tıklatma diye bir şey duydun mu kaltak?
¿ Has oído hablar de llamar, zorra?
Al sana, kaltak.
¡ Toma esa, perra!
Ali, buraya gel, seni küçük kaltak..
Ali, ven aquí, pequeña putilla.
Seni kaltak, her şey seninle alakalı değil.
Oye, zorra, no todo trata de ti.
O kaskı geri tak, seni kaltak!
¡ Vuelve a ponerte el casco, cabrón!
Kokuşmuş Tanrının kollarına git seni piç kaltak.
Ve en brazos de tu Dios degenerado, puto bastardo.
Nefret, tiksinme, canın cehenneme geber, kaltak vesaire içeriyor.
Odio, detesto, arruino, muerte, furcia, etc...
Kaltak hayatlarımızı mahvetti.
Esa perra arruinó nuestras vidas.
Katherine tam bir kaltak.
Katherine es una perra.
Neyin peşindesin sen be insafsız kaltak?
¿ Qué demonios estás haciendo, bruja despiadada?
Öldüreceğim seni kaltak.
- Voy a matarte, perra.
Kaltak...
Zorra...
Çünkü günün sonunda sen bir gülsün o kaltak ise sadece bir ot.
Porque al final del día, tú eres una rosa de jardín y esa zorra es maleza.
Kaltak benim tarihimi çaldı!
¡ Esa guarra me está robando la fecha!
Ve o kaltak 10 puan değerinde.
Y esa perra vale 10 puntos.
O kaltak fasulye çuvalını havada karada alır bizimkisi.
Sí, me juego a que la nuestra le da su merecido a esa perra frijolera.
Her güçlü erkeğin arkasında güçlü, kaltak suratlı, canavar bir cadı vardır.
Detrás de todo hombre fuerte hay una bruja fuerte con cara de coño. VOTE A JASON FIGUEROA COMO SENADOR DE NY
Kıpırdamayın yoksa kaltak ölür!
¡ Ni un movimiento más, o mato a la perra!
- Kaltak!
- ¡ Zorra!
Ben senin gibi asker kızı değildim, bana bakan bir ailem ve kışlık montum yoktu. Seni züppe kaltak.
No tenía un padre en el Ejército, padres que cuidaran de mí ni un puto abrigo para el invierno, zorra estirada.
Buralarda baya öfkeli kaltak var.
Hay algunas zorras rabiosas por aquí.
O sapık bir kaltak!
¡ Es una zorra psicópata!
"Ne yaptığını biliyorum kaltak, ve bildiğimi bilmeni istiyorum."
"Sé lo que has hecho, zorra, y quiero que sepas que lo sé".
Şimdi yakaladım seni pis kaltak.
Te tengo, perra mentirosa.
Bu kaltak balataları sıyırdı iyice.
Esa zorra se volvió loca conmigo.
Deli Göz yapmış gibi görünebilir, çünkü bu kaltak deli ama o yapmadı.
Puede parecer que fue Ojos Locos porque esa zorra está loca, pero no fue ella.
Beni duydun mu kaltak?
¿ Me escuchas, perra?
Seni küçük kaltak!
¡ Zorra!
Sally Langston'ı gayet iyi tanırım ve onun gerçekte kürtaj karşıtı, homofobik, öfkeli bir kaltak olduğunun ortaya çıkmasından dolayı hiçbir vicdan azabı duymuyorum.
Conozco a Sally Langston muy bien, y no tengo reparos sobre exponerla como la pro-vida, homofoba, y zorra llena de ira que realmente es
Şu kaltak.
Esa zorra.
Naber kaltak?
¡ Cómetelo perra!
- Ben kaltak değilim.
- No soy una desgraciada.
O kaltak makyajımı bozdu.
Esa perra me arruinó el maquillaje.
Seni beleşçi kaltak!
¡ Maldita zorra!
Neden kendin gelip almıyorsun seni kastarlanmış kaltak?
¡ ¿ Y porqué no vienes a por ellos, súper basura blanca?
Güzel kaltak geri döndü.
La bruja guapa ha vuelto.
Bu kaltak sarı peruğu ve alttan destekli sütyeniyle "¿ Qué, qué?" diyerek dolaşıyor. İşte tam da burada gitmem gerek.
Esa zorra siempre merodea por la ciudad con sus extensiones rubias y sus sujetadores fluorescentes con relleno y va en plan, "cuac, cuac." Tengo que irme ahora mismo.
Kaltak, lütfen.
Zorra, por favor.
Kaltak!
¡ Perra!
Sadece küçük bir tavsiye ben de yaşadığım için dikkatli ol çünkü ödeşmek büyük bir kaltak gibi seni tüketir.
Solo un pequeño consejo... solo porque he estado ahí... ten cuidado... porque la venganza es la perra más grande... cuando te consume.
Yetti artık. O kaltak buradan gidiyor.
Ya está, esa zorra se va a enterar.
Bana ihanet ettin, kaltak.
Me traicionaste, puta.
- Aynı kaltak bu gece Bueso'ya saldırmayı denedi.
- La misma zorra trató de asaltar a Bueso esta noche.
Kaltak.
Zorra.
Seni kaltak.
¡ Perra!
Seni nankör kaltak!
Desagradecida puta.