Kalıyorsun tradutor Espanhol
3,325 parallel translation
Şimdi burada mı kalıyorsun?
¿ Tú vives aquí ahora?
Odanın ortasında takılıp kalıyorsun Çünkü sandalyeyi görmüyorsun.
Estás anclado en medio de la habitación porque no ves la silla.
Sen burada kalıyorsun!
Tú te quedas aquí.
Hep geç kalıyorsun.
¡ Siempre llegas tarde!
Geriye sen kalıyorsun, Jose.
Eso te deja a ti, Jose.
- Hangi otelde kalıyorsun?
¿ En qué hotel te alojas?
Kalıyorsun, değil mi?
¿ Te quedas, verdad?
Durum şu sen otelde kalıyorsun Rachel burada seninle ilgilenir.
Pero te quedarás en el recinto, Rachel puede cuidarte.
Sen benimle kalıyorsun, arkadaşını ara.
Tú te quedarás conmigo.
Sen benimle kalıyorsun.
Tú te quedas conmigo.
Acele et, geç kalıyorsun.
Date prisa, ya es tarde.
Sen kalıyorsun!
¡ Te quedaras!
Sen burada kalıyorsun, tamam mı? Bizimle gelmiyorsun.
Nos vamos ahora y te quedas aquí, ¿ Ok?
[YARIM YAMALAK BİR TÜRKÇE İLE] Ben... Sen benimle kalıyorsun.
Estarías conmigo.
- Geliyor musun yoksa yatıya mı kalıyorsun?
- Vienes o echas una cabezadita aquí?
Ayağına kadar getirtiyorsun ve geç kalıyorsun.
¿ Haces que venga yo, y llegas tarde?
Nerede kalıyorsun, Sarah?
Así que, ¿ dónde está tu casa, Sarah?
Stan'le burada kalıyorsun.
Que tú vivas aquí con Stan...
- Dersten sonra onunla mı kalıyorsun? - Evet ne olmuş?
- Que te quedas con él, después de clase.
Stacie, koreografide çok geride kalıyorsun.
Stacie, no sigues la coreografía.
Klaus her birimize korku saçtı ama sen ona körü körüne sadık kalıyorsun.
Klaus ha aterrorizado a cada uno de nosotros, y tú sigues siendo ciegamente leal a él.
Sen de diğer yolcularla birlikte sıkışıp kalıyorsun ve hepiniz boğuluyorsunuz.
Tú y todas estas personas están debajo de él... Y te estás ahogando.
Demek, arkadaşlarınla kalıyorsun?
Entonces, ¿ estás en casa de unos amigos?
Don, geç kalıyorsun.
Don, vas a llegar tarde.
Ama bu gecelik, burada bizimle kalıyorsun gibi görünüyor.
pero por está noche parece que te quedaras aquí con nosotros.
Tuvalette çok kalıyorsun, içeride sigara içiyorsun gibi bir neden bul o zaman.
Así que así te enteras, quién toma un descanso o se mete en el baño durante mucho tiempo o si fuma en un rincón.
Nerede kalıyorsun?
¿ Dónde estás viviendo?
- Kalıyorsun. - Evet.
- Oh, te vas a quedar acá.
Kalıyorsun, bu çok komik.
- Sí. Oh, te vas a quedar acá. Eso suena divertido.
Tren istasyonunun altında mı kalıyorsun sen de?
¿ Por lo que estás,... durmiendo bajo el tren?
Burada kalıyorsun.
Te quedas aquí.
Fransızca dersine geç kalıyorsun.
Llegas tarde para tus lecciones de Francés.
Peki şimdi nerede kalıyorsun?
¿ Y dónde se está alojando?
Doğru zamanda biriyle yalnız kalıyorsun.
A solas en un instante de autenticidad con otro ser humano.
Film izlemek için otelde mi kalıyorsun?
¿ Te registras en un hotel para ver un DVD?
Sen de bu zorluklarla mücadele etmek zorunda kalıyorsun. Çok hoştu.
Y tienes que superarlo.
- Nerede kalıyorsun?
- ¿ Dónde te vas a quedar en'?
Tessa, sınıfta kalıyorsun.
Tessa, vas a suspender.
Bazen doğru şey yasadışı olan şeydir, Isabel. Burada kalıyorsun.
Bueno, a veces lo correcto no es lo legal, Isabel.
Sen burda kalıyorsun.
Tú te quedas aquí.
- Birinden hamile kalıyorsun ama ablanla konuşmuyorsun
¿ Puedes salir embarazada de un chico o de otro chico, pero no puedes hablar con tu hermana?
Hadi işe geç kalıyorsun. Gidelim!
Así que vamos, llegas tarde a trabajar.
Burda kalıyorsun.
Vas a quedarte aquí.
Sen çıkalı bir ay oluyor. Gelmiş hipodromumu almaya kalkıyorsun.
Saliste hace un mes y compras una porción de mi hipódromo.
- Merhaba. - Neredeyse geç kalıyordun. - Beni delirtmeye mi çalışıyorsun.
Oye, casi llegas tarde, ¿ intentas ponerme nervioso o qué?
Kalıyorsun.
- ¡ Sí, sí, sí!
O uçağı kontrole almasaydım hayatta kalır mıydık sanıyorsun?
� Crees que estar � as vivo, si yo no hubiese sido el piloto?
Sen burada kalıyorsun.
Pero están tras mío, no de ustedes.
- Steve'de mi kalıyorsun?
¿ Estás viviendo con Steve?
Ne yapıyorsun? Orada kal.
Agúantalo justo ahí. No hagas ninguna estupidez.
Şimdiden söyleyebilirim ki her gece barda uğraştığım barzoların yanında sen melek gibi kalıyorsun.
Pero ya puedo decirte que eres una bocanada de aire fresco...