Kaput tradutor Espanhol
273 parallel translation
Ama o zamana kadar Leo çoktan çıkmış olacak. Hikayenin sıcaklığından eser kalmayacak.
Sólo que para entonces, muchachos, Leo ya estará fuera, y la historia se habrá acabado, kaput.
Brown dosyası kapandı. Bitti. Son, artık yok.
¡ El caso Brown estará cerrado, kaput, finito...!
- Kaput.
Cierra el capó.
Frenleri tutmazsa, kaput!
Si los frenos no hubieran funcionado, ¡ kaput!
Yani... ... yani ölü, işlevsiz, bozuk?
¿ Quieres decir muerto, difunto, kaput?
Ama köprü mahvolmuş durumda.
Pero puente kaput. Bum.
Köprü yıkık.
Puente kaput.
Ama o ciddi değildi. Şimdi aşağı yukarı mahvolmuş durumda olduğum söylenebilir.
así que ahora la cosa está más o menos kaput.
Charles H. Kaput.
Charles H. Kaput.
Eğer siz araya nicht girmek Maréchal kaput.
Si usted nicht interviene, Marechal kaput.
Mahvoldu.
Kaput.
Adanın batısındaki bütün telefonlar kaput, Fendall.
No funciona ningún teléfono de la costa oeste de la isla, Fendall.
Ama telefonlar kaput. Hepsi kaput!
Pero si no funcionan los teléfonos.
Kaput tamam, Bayan Fine.
Quedo todo bien, Sra. Fine.
Onlar ile aynı kaput altında yattık yıllarca.
Hemos dormido con ellos bajo el mismo techo durante años.
Kaput.
Kaputt.
"Bu limanda, 150 Volkswagen yapmaya yetecek kadar kaporta malzemesi ve kaput bezi yok mu?"
Usted no tiene suficiente madera tejidos y las velas para hacer 150 partidos Para Volkswagen?
Hitler, pislik!
¡ Hitler kaput!
Kaput süsü.
Una ornamenta de capó.
Beceremezsen, gebereceksin.
Si no coges, estás kaput.
Ölüm.
Kaput.
Kaput.
Kaput.
Çörekleri almıştık, sonra Cilacı kaputun üzerine çıkmıştı, anadan doğma kolları açık, kaput aksesuarı gibi poz vermişti!
¡ Compramos los donuts y Waxer se subió en pelotas al capó con los brazos abiertos, como si fuera un adorno!
- Kırık kaput süsü.
- El adorno del capó roto.
Burnumu tıkar, aletime çift kaput geçirir, sonra da gider o liman orospularını bir güzel sikerdim. Ciddiyim.
Hablo en serio.
Dayanışma gitti!
Solidaridad, ¡ "kaput"!
Hitler pislik!
¡ Hitler está kaput!
Bayım müzik bitti.
Capitán, la música es kaput.
Ve, benim ufaklığa lastik bir kaput geçirerek... ben boşalınca hamile kalmamanı garanti altına alabilirim.
Y, llevando una funda de goma sobre mi amiguito, estaríamos seguros de que, al correrme, no te dejaría embarazada.
Burnun kaput.
Tu nariz es el capó.
Mafoldum.
Kaput.
Kaput süsü olarak yaşamayı hiç düşündün mü?
¿ Pensaste en pasar tu vida como adorno del bosque?
Kararımı Verdim. Kaput!
He terminado.
Okuluna gidip, hayat bilgisi ödevini gördük hani "Brezilya, kaput ve güneş ülkesi" olanı.
Fuimos a la escuela y vimos tu informe de estudios social, tu sabes, "Brasil, Tierra de Caucho y Luz del sol."
Kaput.
Està kaput.
Kaput.
kaput.
- Kaput.
- Kaput.
Kaput!
¡ Kaput!
Tank kaput.
Tank kaput.
Birkaç tane kaput alayım bari.
Necesito protección.
Onun kaput kullandığını bilmiyordum.
No sabía que papá usara condón.
- Hayır, yalnızca Hood ( kaput )
- Eres muy listo.
Bitirdim, kaput, fıni.
Estoy harto, se acabó.
Kaput üstü arma gibi göründüğünü düşünüyorsun.
Crees que parece adorno de capó.
Kaput üstü ama gibi oldu.
Adorno de capó.
Soyları tükendi, mahvoldular.
Se extinguieron, kaput.
Kaput olduk. Beni seven MacGyver`ı da sevecek..
Si me ama, ama a MacGyver.
Kaput yanıyor.
¡ Tiene quemado el capot!
Hitler kaput oldu.
Hitler fue derrotado.
Kocam da kaput olana dek kayıp durmuştu.
La cascó. -
- O döküntüyü mü, hayır.
- No, está kaput.