Kapıda tradutor Espanhol
8,604 parallel translation
Bir avukat kapıda beliriyor dönen üçkağıdı anlıyor ve birden belgeler bu hâle geliyor?
Un abogado se presenta, empieza a destaparles su plan y ¿ de repente, esto?
Adın lanet olası bir kapıda yazsa bile duvarlara bağlanmaman gerektiğini öğrenmelisin.
Incluso si tu nombre está en la maldita puerta, deberías haber aprendido a no encariñarte con unas paredes.
Soldan ikinci kemerli kapıda.
Segundo arco desde la izquierda.
Büyükelçinin kapıda beklemesini istemiyorum.
No quiero al embajador esperando a plena vista.
Kapıda bir sürü tırmalama izleri var, oraya kapatılmışa benziyor.
Hay todo tipo de marcas de rasguños en la puerta luce como si ella hubiera sido encerrada allí abajo.
Evlendiğin eleman kapıda bekliyor.
Sí, el marido de la chica está en la puerta.
Tamam, peki, burada bir kız var bu yüzden gizlice arka kapıdan gitsen harika olur böylece o da utanmadan çıkar gider.
Bueno, está bien, hay una señora aquí, es por ello que sería genial si pudiera colarse por la puerta trasera para que pueda caminar sin vergüenza.
Ona bu hareketleri kapıda bırakmasını söyledim.
Le pedí que no fuera dramática.
Kapıdan gizlice kaçmadan önce "Günaydın" ya da "Çok hoş bir akşamdı, tekrar yapalım" demek.
"Buenos días" o "He pasado un buen rato contigo. Hágamoslo de nuevo" antes de escabullirse por la puerta.
17 numaralı Mexico City, Meksika uçağı 4 numaralı kapıda biniş için hazırdır.
Vuelo número 17 a la Ciudad de México, México, abordando ahora en la puerta 4.
Peki kızlar, veda edin ve kapıda sıra olun.
Ya está, chicas. Despídanse y vayan en fila hacia la puerta.
Savaş kapıda.
La guerra se acerca.
Bunun için de, burada, tüm ordumuzla ana kapıda olmalıyız.
Para hacerlo, debemos estar en posición aquí en la puerta principal con todo nuestro ejército.
Gözlerinin bizde olmasını istiyoruz çünkü biz ön kapıda savaşırken Indra'nın ekibi arkadan tutsakları çıkaracak : Biçici tünellerinden.
Queremos su atención sobre nosotros porque mientras nosotros luchamos en la puerta principal el equipo de Indra sacará a los prisioneros por atrás por los túneles de los Segadores.
- Kapıda biri var.
Hay alguien ahí.
Jerry, 402 numaralı odadaki konuklarımız kapıda kalmışlar ve kat görevlisinden bir cevap alamıyorum.
Jerry, tengo unos invitados que se quedaron afuera de la habitación 402 y no obtengo respuesta del servicio de limpieza
Kapıda bir adam var.
Un hombre de guardia.
Ondan, her gece kapıda bekçiler adamın el arabasını arıyor.
Así que, todas las noches en la puerta, los guardas inspeccionan su carretilla.
Eğer birisi kapıdaki köpek sürüsünü atlatıp da içeri girerse bebeği alıp kaç.
Si alguien logra hacerlo a través de la exposición canina exterior, Tú y el bebé corred,
Kapıda iki adam var.
Dos ahí.
Kapıda seni bekleyen bir araba var.
En la entrada te está esperando un auto.
Kapıda durun, kimse girmeyecek.
Vigilen las puertas. Nadie entra.
- Orada, kapıda harley görüyor musun?
Ver la Harley en la puerta, no?
Kapıda beklemesi için Daniel'ı istemedin.
No querías a Daniel cuidando la puerta.
Beni ara. Kapıda bir moronla sorunum var.
Estoy con un problema en la entrada.
Kasa dairesini açamayacağım için kapıyı açmamın da bir önemi yok.
¡ Da lo mismo que abra la puerta, me es imposible abrir la cámara de seguridad!
Ne diyorsun, koduğumun kapısı var da ne demek?
- ¡ ¿ Y qué cojones quieres decir con que hay una puerta? !
Benim yok da kapıyı aç diye kafana silah dayayacak değilim.
A mí no, pero no te puedo obligar a abrir la puerta.
Ya kapıyı açarsınız ya da sizi öldürüp kapıyı biz açarız.
Abrid las puertas u os mataremos y las abriremos nosotros mismos.
- Ne? Kapı da arızalandı.
La puerta también está rota.
Kurul şimdi New York'da çalışmamı engellemenin doğru bir karar olduğunu düşünüyorsa bana kapılarını açacak yüzlerce enstitü ve doktorların olduğuna eminim.
Ahora, si el comité considera que no debo ejercer en Nueva York, hay cientos de otras instituciones y médicos quienes estoy seguro que me darán la bienvenida.
O zaman ona meselenin öyle olmadığını söyler sonra da kapı dışarı edersin.
¿ Sabes qué? , le dices que no es así, y luego la intimidad para que saque su culo de aquí.
Büyükbabamın da 1966 model beyaz kapılı mavi bir C10 yavrusu vardı.
Mi abuelo tuvo una azul C10 del 66 con banda blanca.
Yani, bir saatten az sürede buralı bir kızı kapıyor bizim gözetimimizdeyken kızı ayartıp sonra da onu görünmez yapıyor.
¿ En menos de una hora conquista a una chica, la seduce y luego la hace desaparecer?
Bayan Daughtry'nin avukatı dün gece geç saatte kapımızı çaldı bana karşı yaptıkları suçlamaları belki kaldırabileceklerini açıkladı bu da polis soruşturmasının sona erip çeke dönüşeceği anlamına geliyor.
El abogado de la Sra. Daughtry golpeó nuestra puerta tarde a la noche, explicando que sus clientes podrían estar dispuestos a retirar los cargos contra mí, significando cerrar la investigación policial, a cambio de un cheque.
Sayın Yargıç, şehri mahkemeye itaatsizlikle suçlamak ancak şehir meclisini daha da bölmeye yarar. Para cezaları da şehrin tahvil sıralamasına zarar verir. Borç kapısını kapatır ve mülk fiyatlarının düşmesine sebep olur.
Su Señoría, mantener a la ciudad en desacato solo serviría para dividir aún más al ayuntamiento y las sanciones dañarían la calificación de los bonos de la ciudad, cerraría la puerta a los préstamos y causaría un desplome en el valor de las propiedades.
Dışarıda bir ordu ana kapıya gidiyor.
Hay un ejército afuera yendo a la puerta principal.
Şimdi şu kutuyu kap, gidip Phil'in hayatını kurtaralım sonra da gelip dertleşelim.
Así que solo guárdalo, salvaremos su vida, y entonces regresaremos y escarbaremos dentro de esos deliciosos sentimientos.
Bir gece, bir cumartesi gecesi bir barın kapısındaydım. Aradı ve gece saat 2 veya 3'te dışarıda olduğum için azarladı. Kendimi kaybettim ve ona bağırdım.
Y una noche, un sábado por la noche, estoy en un bar y llama y me pone a caldo por estar fuera a las 2 : 00 o 3 : 00 de la mañana y yo me rompo y estoy gritándole
Kötü işler yapacakmışsınız hissine kapıldım şimdi bayım.
Ahora me da por pensar que tiene usted algún asunto turbio, señor.
İçeri gel. Kapıyı da kapat.
Hola, entra y cierra la puerta.
Zamanın daraldığı hissine kapılıyor. Ancak kendisi haklı da.
Ha estado con un humor de perros el último tiempo, pero tiene razón.
Ama telefon her çaldığında, biri kapıya tıkladığında ya da onları tanıyan biriyle tanıştığımda...
Pero cada vez que suena el teléfono, que alguien llama a la puerta, o cuando me encuentro a alguien que les conocía...
Önce kapının arkasındaydı sonra birden yukarıda belirdi.
- No importa. Ella estaba detrás esa maldita puerta, ¡ y entonces ella estuvo allí arriba, así como así!
Kapıya bakmadım, o da kötü bir şey yapacağımdan endişelenmiş.
No contesté a la puerta, y él estaba preocupado de que iba a hacer algo malo.
Kart çalışmayınca da kapıyı açan herhangi bir kart bulması gerekti.
Y cuando la tarjeta no funcionó, nuestro tipo se dio cuenta que necesitaba otra tarjeta para abrir esa puerta.
Üstü kapalı da sürebilirsin, kapılarını çıkartarakta,
Podías ponerles el techo, quitarles las puertas,
Yağmur bir kapı açacakmış da, isimsiz köle kral olacakmış da bunun gibi Kuzgun Kral'la ilgili abuk sabuk sözler.
Algo irrelevante sobre la lluvia haciendo una puerta y el esclavo sin nombre que será rey, y otras sandeces por el estilo sobre el Rey Cuervo.
Teşekkürler ama kapıyı sadece polise açarız ya da kurşunlar bizde kalır.
Gracias, pero... abrimos la puerta a la policía, o nos quedamos con las balas.
- Çerçeveli kapı da getirsin.
- Puerta con marco, también.
Yeni kapıcımız, bu da Illayaal.
Él es nuestro nuevo conserje y ella Illayaal.