Kapılar tradutor Espanhol
10,533 parallel translation
Kütüphane'de bir şeyler yanlış gidiyor, odalar yer değiştiriyoe kapılar kilitleniyor ve her şey daha kötüye gidiyor.
Lo que esté mal con la Biblioteca... cuartos reordenándose, puertas a ningún lado... Solo se está poniendo peor.
Diğer tüm kapıları kilitleyin.
¡ Inhabiliten todas las otras puertas!
Jenkins, çabuk kapıları kilitle.
¡ Quiero salir! ¡ Jenkins, rápido! ¡ Las puertas!
Tüm sınırları geçen ve tüm kapıları açansın.
Eres el que cruza todos los límites y abre todas las puertas.
NATO'da kapalı kapılar ardında çevrilen işlerin ne zaman olduğunu izlemesi ne kadar önemli ki?
¿ Cómo de importante es monitorizar... en que momento apagan las luces en la NATO?
Gerçekten. Kapıları kilitleyin.
Una real Cierren la base.
Yurt geneli insan avı Doğu Almanya sınır kapılarında gecikmelere neden oluyor.
Una cacería humana retrasa pasajes a través de la frontera hacia Alemania Oriental ( Cruce Helmstedt
- Saat 8.30. Kapılar bir saate açılır ancak.
Son las 8 : 30, las puertas abren en una hora al menos.
Çıkış kapılarını iyi belleyin çünkü biri yakıyor sanki!
¡ Familiarízate con la salida porque alguien está en racha! - Jay, te toca.
Pekala, öylesine kapıları açıyordum ki, çünkü ben tuhaf biriyim, birden bu harika şeyleri buldum!
Estaba abriendo algunas puertas aleatorias, porque soy una entrometida... ¡ Cuando encontré algo asombroso!
İnsanların kapılarına dayanıp hayatlarını mahvedecek haberleri vermediğim bir yere.
Sin tener que presentarse en la puerta de alguien con noticias que sabes que va a arruinar sus vidas.
Kapalı kapılar ardında nelerin olup bittiğini asla bilemezsin.
Nunca sabes qué está pasando tras puertas cerradas.
Kapıları açıp sorun mu dinliyoruz? Hayır, değerli çalışma saatlerini çatlak ve delilere ayırıyoruz.
¿ Abriendo las compuertas, dando voz, horas de oficina valiosas... a los chiflados y a los locos?
Muhtemelen sana herhangi birşey anlatmadım ama bu ay, başkan kapalı kapılar ardında bir anlaşmaya vardı Kongreye yeni bir göç yasa tasarısı sundu Partizan politikacıları ve Peter'ı bu olayın dışında tuttu.
Probablemente no debería estar diciéndote esto, pero... durante meses, el presidente ha estado trabajando en acuerdos secretos para presentar un proyecto de ley de inmigración en el congreso que no lo hará Peter debido a la política partidista.
Kapıları kapatın.
¡ Escucha cuidadosamente!
Birkaç ay önce Noel süslerini kaldırmaya buraya geldiğimde kapıları açık bir şekilde buldum.
Hace un par de meses, bajo aquí a recoger las decoraciones de Navidad, y encuentro la puerta abierta de par en par.
Bütün önemli noktaları ve sınır kapılarını izliyoruz.
Tenemos gente en las cámaras de vigilancia. Los puestos fronterizos están informados.
Cehenneme giriş kapıları olduğuna inanıyor ve henüz oraya gitmeye hazır değil.
Cree que son la entrada al infierno, y no está preparado para volver aún.
İlk önceliği reaktörü serin tutmaktır o yüzden gövde kapılarını açıyor. Ve üssü suyla dolduruyor.
Su principal prioridad es mantener el reactor fresco, así que está abriendo las compuertas externas y está inundando la base.
Cass, iç taşkın kapılarını kapatabileceğini söylüyor.
Cass dice que cierren las compuertas internas.
Tamam. taşkın kapıları kapanmadan 30 saniyemiz var.
Bien. Tenemos 30 segundos antes de que las puertas se cierren.
Kapıları aç.
Abre los portones.
- Tamam, kapat kapıları.
Bien, cierra los portones.
Kapıları patlattılar.
Se abrieron paso a través de la puerta.
Ayrıca tekne de marinada kilitli kapılar ardındaydı.
Y el barco estaba atracado detrás de una puerta cerrada en el puerto deportivo.
Kapıları kilitleyin, yangın çıkışını bloke edin.
¡ Cerrad las puertas! ¡ Cubrid la salidas de incendios!
Bir süre önce cehennemin kapılarını kapatma şansımız vardı.
Bueno, hace un tiempo, tuvimos una oportunidad para... cerrar las puertas del infierno.
Kapıları açın!
Abre la puerta!
Sana baktığımda o çocuğu görüyorum bana kapılarını kapatan çocuğu.
Es solo, la cosa es, que cuando te miro, veo a ese chico, que me cerro.
Kırmızı kapılar, bir yüzük ve diğer diller hakkında.
Sobre una puerta roja y un anillo en otros idiomas.
Burada kimse yok, kapılar kilitli değil... Bu hiç iyi değil.
No hay nadie aquí, la puerta no está cerrada... no es bueno.
İfade alma işlemleri kapalı kapılar ardında bugün başlayacak... Davayı ABD Donanması Hakim Generallerinin... ya da J.A.G. Kolordu Komutanlığı tarafından yürütülmesi bekleniyor.
Las declaraciones empiezan hoy tras las puertas cerradas de los magistrados de la Marina de los Estados Unidos, o el cuerpo de abogados de la Marina.
Kapıları ve şasiyi çelikle takviye ettik.
Tenemos acero reforzado en las puertas y el chasis.
Onlara Bob'un söylediklerinde tutarsızlıklar var dediğinde sanırım kapalı kapılar ardında alarm zilleri feci şekilde çalıyordu.
Cuando Wright le estaba diciendo a esa gente que hay un fraude en la parte de su hijo y hermano, diría que tras la cortina había una gran señal de alarma en torno a este asunto.
Büyük ayini tamamladım... ve karanlıklar lorduna bütün kapıları tek başına ben açtım.
He completado el gran rito, y yo sola abriré la puerta de nuestro oscuro señor.
Tomografi testini geçitiğimden beri sanki yeni kapılar açılıyor.
Después de haber superado el TAC, como si se abrieran nuevas puertas.
Peru'dan ithal ettiği kapıların içinde.
En puertas que importa desde Perú.
Eviniz varsa kapılarınızı açın.
Si tienes una casa, abre sus puertas.
Kapatın kapıları.
Que nadie entre ni salga.
Ama içeriden yardımla... Kapıları açacağım.
Pero contigo dentro... abro la puerta.
Bu da işe yaramazsa, koduğumun kapılarını tıklamaya başlarız artık.
Y si eso tampoco funciona, empieza a llamar puerta por puerta.
ve karanlıklar lorduna bütün kapıları tek başına ben açtım.
Yo sola abriré la puerta de nuestro oscuro señor.
Ve ben onun kapılarını kıracağım fıçısının tıpasını açacağım ve doyana kadar içeceğim.
Y haré añicos sus puertas... descorcharé sus barricas... y beberá mi relleno. Lo hice... maté a mí pequeño Jenkins, apretando mi mano izquierda... y hechicé a un hombre para forzar su amor.
Oyunlar ne kadar iyi olursa kapılar da o kadar geniş olur.
A mejores juegos, más grande la puerta.
Bu işi kapalı kapılar ardında halledeceksin.
Vas a encargarte de esto en sesión a puerta cerrada.
Kapıları tutun!
¡ Vigilad las puertas!
Yan kapıdan yüklüyor olmalılar.
Deben estar cargando la van por la puerta del costado.
Bazıları akıntıya kapıldığını söylemiş.
Algunos dicen que fueron arrastrados por la corriente.
Kapıcılarına.
A los celadores.
Kapıdan çıkar çıkmaz saldırdılar. Onlar için pişirmezsem Carter'ı öldüreceklerini söylediler.
Apenas había cruzado la... puerta cuando estos tipos salieron de la nada... me dijeron que si no cocinaba para ellos matarían a Carter.
Fuhuş, üst düzey devlet için sosyal açıdan kabul edilebilir bir şeydi politikacılar, gangster arkadaşlarının yanında genelevlere gider birkaç saat kalıp arka kapıdan sıvışırdı.
La prostitución era algo aceptado socialmente en las altas esferas del gobierno, donde los políticos podían entrar en las casas en compañía de sus amigos gánsteres y pasar un par de horas y salir discretamente por la puerta de atrás.