Karakol tradutor Espanhol
627 parallel translation
Orası karakol mu?
¿ Hablo con la policía?
Ama bu bir karakol davetiyesi.
¿ Sí? Pues, no es esa clase de boletos.
- Ben 7. Karakol'dan Komiser Millett.
- Soy el inspector Millett del 7º distrito.
Karakol mu?
¿ Policía?
Bakın, burası karakol değil!
¡ Le digo que aquí no es la policía!
Frank'ın söylediklerine göre ise Wanda onu Aralığın 22'sinde polisler karakol karakol gezdirdikleri sırada bir kaç kez görmüş.
Frank dice que ella lo vio varias veces el 22 de diciembre... cuando la policía lo llevó de estación a estación.
Chelsea Polisi, karakol şefi.
Comisaría, Policía de Chelsea.
17. karakol.
Departamento 17.
Karakol kapatıldı teğmenim.
Teniente, el fuerte está cerrado.
Umarım bu karakol... yüksek başarı oranını yeni teğmeninizin yönetimi altında da sürdürür.
Y espero que este departamento mantenga su alto nivel, con el nuevo teniente.
Detektif Dixon, 16'ıncı karakol.
Detective Dixon, de la Brigada 16.
Karakol devriyesinin geri çağrıldığını duyduk.
Acabamos de oír que han suspendido la vigilancia.
- En yakın karakol nerede?
¿ Dónde queda la estación de policía?
Ben de oranın Karakol Komutanıyım..
Soy el comandante del pueblo.
- Polisi bağlayın, altıncı karakol.
- Con la policía, comisaría del distrito 6.
6. Karakol, Komiser Muavini Allgood.
Comisaría, habla el sargento Allgood.
Karakol'a. - Biriyle kefalet parası gönderdim.
- He enviado a alguien con la fianza.
Mayıs başında Dawson'a bir karakol yapılacak.
A primeros de mayo habrá un puesto aquí en Dawson.
93. karakol harcamalarını inceleyen Başkomiser Peterson'a bildirilir.
Memorándum al Cap. Petersen por gastos de la jefatura 93.
Komiser Diamond! Dedektif. 93. karakol.
Diamond, el detective de la jefatura 93.
Şu Louis Bernard, karakol ve bütün bu casus işi hakkında sana henüz söylemediğim bir şey var.
Hay algo en todo este asunto que no te he contado todavía.
Karakol devriyesinde, Fransızlar'ın ateşlerini söndürdüklerini gördük.
Mi escuadrón está en el piquete. Los franceses apagaban sus fuegos.
- 110. Karakol.
- En el distrito 110.
Karakol doktorlarını bilirsin. Hiç tarzları yoktur.
Ya conoces a esos médicos de la policía, no tienen estilo.
Bir filmde karakol görmüştüm. Orası temizdi.
Yo vi una comisaría en el cine y parecía más limpia.
Merhaba, karakol mu?
Hola, ¿ estación de policía?
Merkez karakol, Olympia'yı arıyor.
- Sí, señor. Cuartel general llamando al "Olympia". ¿ Me reciben?
Şimdi Hood'la Prince of Wales'ı Grönland bölgesindeki karakol gemilerine destek olarak gönderebiliriz.
Ahora enviaremos al Hood y al Prince of Wales a patrullar Groenlandia. Que estén listos en una hora.
Başımıza iş açma, sokağın karşısında karakol var.
¡ No me importa nada!
Alo, karakol mu? Avukat Zacchi konuşuyor!
¡ Oiga, ¿ Comisaría Central?
- Umalım ki karakol hücresi... -... gibi olmasın.
Antes que el centro de detención...
Karakol nerede?
¿ Dónde está la comisaría?
Kız, Türkiye'deki Karakol T şefi Kerim Bey'le temasa geçip iltica etmek istediğini anlattığında makinayı bize vereceğini söylemiş.
Cuando se puso en contacto con Kerim Bey, jefe del Puesto T en Turquía, para decirle que quería desertar, le dijo que nos lo entregaría.
Burası Merkez karakol.
Aquí la central.
Alo? Karakol mu?
Hola. ¿ Policía?
Alo? Karakol mu?
Cierren las puertas.
Karakol bu yüzden apartmana el koyup, onu tahsis etti biliyor musunuz bunu?
La Comisión, por lo tanto, embarga el alojamiento y lo asigna a...
Karakol hiçbir şeye el koymaz.
No, no, aquí la Comisión de Embargos no pinta nada.
Karakol demek, işte bu çok manidar.
En la comisaría. Qué emotivo.
Öyleyse neden karakol başkanının Berlin'de kalıp Mundt'un ortadan kaldırılması için Birini ayarlamasına izin vermiyor.
¿ Por qué no deja que se quede el puesto central en Berlín y hace que alguien liquide a Mundt?
Kötü bir karakol değil.
Esta cárcel no está mal.
Burası bir karakol, suçlular için iş bulma kurumu değil.
Esto es una comisaría, no una oficina de empleo para criminales.
İki yıldızlı Karakol oteli.
Valle de Isere... Hotel del Poste, 2 estrellas.
Karakol mu?
¿ En comisaría?
Karakol saldırıya uğradığını rapor etti Efendim.
El Puesto 4 se reporta bajo ataque, señor.
Karakol saldırganlar hakkında bir bilgi verdi mi?
¿ El Puesto 4 dijo algo sobre la nave atacante, teniente?
Haritaya baktığınızda, gemimizin önünde Dünya Karakol istasyonlarının bulunduğu hattı göreceksiniz.
Si ven el mapa en sus pantallas podrán ver más allá de nuestra nave una línea de estaciones de Puestos Terrestres.
Karakol saldırıya uğradı, Romulanlıları tespit ettik...
El Puesto 4 fue atacado, señor si interceptamos a los romulanos...
Karakol sensör alanına yaklaşıyor.
Puesto 2 en el rango de los sensores, Capitán.
93. karakol.
Jefatura 93...
Yeni Knights of Pythias Binası, yeni bir köprü ve yeni karakol için... mihenk taşları yapıyor. Ne var, Twitch?
¿ Qué, Twitch?