Katır tradutor Espanhol
7,624 parallel translation
- Sylvester'in aldığı isimlere göre Vlaxco testlerine katılan insanları ayırıyoruz.
Bueno, basado en los nombre que nos dio Sylvester, estamos buscando antecedentes de la gente en la prueba.
Sana da bize katılır mısın diye soracaktım.
Iba a pedirte que... que te nos unieras.
Ona katılana kadar seninle tartışır durur ve akıl oyunlarını da çok iyi becerir.
Bueno, si no estabas de acuerdo con él, se ponía a discutir contigo hasta que te convencía, y sabía cómo jugar sus juegos de mente.
Biz Gabriel'e katıldığımız zaman o da bize katılır.
Cuando nos unimos a Gabriel... El se unirá con nosotros.
Biz Gabriel'e katıldığımız zaman o da bize katılır.
Cuando nos unimos a Gabriel... Él se unirá a nosotros.
Biz Gabriel'e katıldığımız zaman o da bize katılır.
Cuando nos unamos a Gabriel... Él se une a nosotros.
Biz Gabriel'e katıldığımız zaman o da bize katılır.
Cuando nos unamos a Gabriel, él se une a nosotros.
Bize katılır mı diye sor.
Pídele que nos acompañe.
Bana katılır mısınız?
Por favor, ¿ os unís a mí?
Şirketinin kontrolünü ele almak için onu ben kullandım ama Mike'ın seninle buluştuğu andan itibaren yaptıkları şirketini korumak içindi çünkü iş insanlara değer vermeye gelince o, benim iki katım adamdır ve bu arada senden hiç vazgeçmedi ve seni hiç satmadı.
Lo utilicé para conseguir el control de tu empresa, pero todo lo que hizo Mike desde el momento en que te conoció fue para salvar tu empresa, porque cuando se trata de preocuparse por la gente, es el doble de hombre que yo, y por cierto, nunca perdió la fe en ti, y nunca te traicionó.
Bay Walsh. Bize katılır mısınız?
Sr. Walsh. ¿ Le gustaría unirse a nosotros?
Çoklu lazer ışınları bir dizi şeklinde yükseltme odalarında hızlanıyorlar. ... katrilyon kat yoğunlaştırılıyorlar. Ta ki, ışınlar mükemmel bir eş zamanlılığa ulaşana kadar.
láser de varios haces con la raza a través de una serie de las cámaras de amplificación, intensificando por mil billones de veces, hasta que, perfectamente sincronizado, los haces convergen.
Dünya'dan 1,000 kat daha büyük olan Jüpiter güneş sistemindeki diğer tüm gezegenleri yutabilir ve hala boş yer kalır.
mil veces más masivo que la Tierra, júpiter podía tragar todos los otros planetas en el sistema solar en dos ocasiones y todavía tiene espacio para más.
... tuvalet kapaklarından on kat fazla bakteri vardır.
los teléfonos contienen diez veces más bacterias que un inodoro.
Süvarilere katılabilirim sanırım.
Creo que podría unirme a la caballería.
Cadılar Bayramı'nın saçma olduğuna inanıyorsun, ama yine de Ralph'ın partisine katılmak için kostüm giyerek vakit ayırıyorsun.
También piensas que Haloween no tiene sentido. Sin embargo tú tomaste tiempo fuera del trabajo para disfrazarte e ir a la fiesta de Ralph.
Hayır, tam tersine, daha fazla katılamazdım.
No, al contrarío, no podría estar más de acuerdo.
Yatırımlarımızı üç katına çıkarıyorum..
Estoy triplicar nuestra inversión.
Halkımızın çok katı kuralları vardır ve seni bir tehdit olarak görebilirler.
¿ Por qué? Nuestra gente tiene normas muy estrictas, y podrían percibirte como una amenaza.
Eşinizin kanındaki alkol düzeyi yasal sınırın iki katı.
El nivel de alcohol en sangre de su mujer duplicaba el límite legal.
Denersen daha da kötü olur ve ben de ona katılırım.
Inténtelo y actuará por su cuenta... y yo haré lo mismo.
Bir insan neden tüm zamanını doktor olmayı öğrenmek için geçirir ve sonra Kraliyet Ordusu Sıhhiye Birliği'ne katılır bilmek ister?
Lo que quiero saber es... ¿ por qué alguien se pasa todo ese tiempo estudiando para ser médico... y luego se enlista en la Royal Army Medical Corps?
Sizce bizim Rus çılgınlığa katılmış mıdır?
¿ Crees que los rusos nos habrán seguido hasta esta locura?
Hayır. Katılıyorum.
No, estoy de acuerdo...
İkinci katı? Dean ve ben konuştuk,... ve ilk yılın kirasını firmaya kişisel kredi vererek finanse etmeye hazırız.
Dean y yo hemos hablado... y estaríamos dispuestos a financiar el primer año de alquiler... mediante un préstamo personal al bufete.
Dürtü kontrol bozuklukları erkeklere göre kadınlarda 3 kat daha fazladır.
Es un trastorno del control de impulsos tres veces más presente en mujeres que en hombres.
Amam çoğu insan bir ceset taşımıyor bu da ağırlığı iki katına çıkarır.
La mayoría de las personas no llevan un peso adicional de 54 kilos.
Hayır, katılacağız. Bizi burada bırakma.
No, nos uniremos.
Eğer bundan vazgeçmiyorsan sanırım sana katılmam gerekecek.
Si no vas a dejar esto en paz, supongo que tendré que ayudarte.
- Hayır, katılacağım.
- No, estoy contigo.
Ve çok katıydı, sürekli bağırırdı.
Y era super-estricto, nos gritaba continuamente.
Bunlar kötü insanlar ve intikam almak isteyeceklerdir, ona katılmayı tercih etmezseniz kendinizi aşırı tehlikeye atarsınız.
Hay mala gente y querrán vengarse y vais a poneros en un peligro muy grave si elegís no acompañarlo.
Kemikleri kimliklendirme üzerine biraz yol kat ettim sanırım.
Creo que he progresado en la identificación de los huesos.
Katışıksız genlerden çok daha güçlü olan bir bağ vardır.
Es un lazo más fuerte que la mera genética.
- Hayır, Timothy ama bana katılmadan önce kahveyi bırakmanı arzu ederdim.
- No, Timothy... pero solicité que dejaras el café... antes de reunirte conmigo.
İki kat eldiven takıyorum, hazırım.
Llevo doble guante, así que no pasa nada.
- Katılmak ister misin? - Hayır, katılamaz.
No puede.
Bu tereyağı ve katı yağı en üstte çıkarır...
Eso pondría mantequilla y grasa arriba de...
Dört katına kadar da zorlarım ama iki katına da "hayır" demem yani.
Bueno, salí a comprar afuera, pero me conformo doble.
Şifre kırıcı kodu denedik ama şimdi zaman kodu iki katı hızla sayıyor.
Hemos introducido la clave, ahora el contador va dos veces más rápido.
- Hayır, çatı katına.
Al penthouse.
Katılmak isteseydin, çağırırdık da, muhtemelen nasıl olduğunu hatırlıyorsundur.
Te íbamos a preguntar si querías participar, pero seguramente te acuerdas de cómo te lo pusieron.
-... ilk katı arayabilsin. - Tamamdır.
- puedan registrar el primer piso.
Fırtına birliğine katılmaya hazır mısınız?
¿ Están listos para convertirse en soldados de asalto?
Çok az sayıda kraliçe kocasının piçinin vaftiz törenine katılır.
Pocas reinas han asistido nunca al bautizo de los bastardos de su marido.
Mary buna katılacaktır.
María estaría de acuerdo.
Birçok kişi buna katılır ama yardım etmek için ne yapabilirim?
Mucha gente estaría de acuerdo... ¿ pero qué puedo hacer para ayudar?
Raiko'ya katılıyorum. Saldırıya geçelim ve ilk iş olarak Zaofu'yu alalım derim.
Seamos ofensivos y empecemos por recuperar Zaofu.
Bu sene Noel kutlamasına katılamayacağız. Malum, doğup büyüdüğüm kasabanın sınırını geçtiğimde ölmem söz konusu.
Es que pensé que este año íbamos a saltarnos la Navidad, ya sabes, teniendo en cuenta la parte en la que muero si cruzo la frontera dentro de mi ciudad natal.
Sanırım 3. bir aday yarışa katılıyor.
Creemos que un tercer candidato se unirá a la competencia.
Granger içki için bize katılır mısın?
Granger... ¿ Nos acompañas a unos tragos?