Kek tradutor Espanhol
4,951 parallel translation
Birisi kutlama için kek aldı.
Alguien trajo quequitos de celebración.
- Kek isteyen?
¿ Alguien quiere pasteles?
Çikolatalı kek olduğunu düşünüyorsan, evet.
Si cree que es pastel de chocolate, entonces sí.
Özellikle, çikolatalı kek yok demiştim.
Específicamente pedí que no hubiera pastel de chocolate.
Çikolatalı kek sever miydi?
¿ Le encantaba el pastel de chocolate?
Size biraz kek getirdim.
Te he traído algunos popovers.
Her şeyi sana bıraksaydım şimdi kapı kapı dolaşıp kek satıyorduk.
Porque si te lo dejase todo a ti, estaríamos vendiendo magdalenas puerta a puerta.
En azından kek satardık.
¡ Al menos estaríamos vendiendo magdalenas!
Metalik katlı bir kek diyebilirsin.
Un bizcocho de capas metálicas, pudiera decirse.
Kek yapıyorum.
Un pastel al horno.
Çocukken, kendimi iyi hissetmediğimde babaannem bana çikolatalı kek yapardı.
Cuando era pequeño, mi abuela me hacía una tarta de chocolate cuando no me encontraba bien.
Bence ihtiyacı olan şey birilerine sarılmak. Çikolatalı kek de olabilir.
Creo que necesita que lo abracen y puede que algo de tarta de chocolate.
Kek değil bu, muffin.
Es una magdalena, no una tarta.
Bir küçük kek ne kadar ki?
¿ Cuanto vale un pastelillo? ¿ 2.50?
Aslında küçük bir kek 3.65 $, eğer düzine olarak alırsan 3.67 $.
3.75 vale realmente 3.67 si los compras por docena.
Artık bu sadece küçük bir kek.
- Solo quedan los pastelillos
Kapuçino ve yabanmersinli kek alabilir miyim?
¿ Puedo pedir un capuchino doble y un bollo de arándanos?
Biraz once yedigim kek alti papeldi.
Ese danés donde acabo de comer ha costado 6 pavos.
Adam ya kiraladığı işsiz bir oyuncudur ya da kesin adamın ağzında kek vardır. Hayır. 2 Borke Girls Sezon 2 Bölüm 13
No, o es un actor en paro que ella ha contratado o es que él tiene pastel en la boca.
Ya Dottie geri gelip düğün için kek siparişi verirse?
¿ Y si Dottie vuelve y encarga magdalenas para su boda?
Ya da sizi durumuzda sade kek.
O, en vuestro caso, oseros.
Sana kek yapıyordum, ama kendisini robotun içinde buldu.
Te estaba haciendo un pastel, pero terminó dentro del robot.
Kek!
¡ Magdalenas!
Elimde başından beri bir spatula var ve gözlerinin içine bakıp diyorum ki : "Herhâlde yani kek istiyorum."
Todo el tiempo tengo una espátula en la mano... y la miro directamente a los ojos, y digo... "Joder, tienes razón, quiero tarta."
Bugün kap kek Salısı.
Es martes de mantecados.
Sevgilimle birlikte kap kek yapıyoruz.
Mi mujer y yo haremos mantecados.
Eğer KEK konusunda özel derse ihtiyacın varsa, çözümü Dave Ross Şehir Üniversitesi'nden uzaklarda arama.
Bueno, si buscas el 4-1-1 en la GFC, parece no estar más lejos que... la Universidad de Dave Rose, en Champaign-Urbana.
Burası bir kek dükkânı.
Esta es una tienda de ponquecitos.
Kadının biri, yarın için verdiği 1000 tane kek siparişini teyit etmek için aradı.
Esta mujer acaba de llamarme para confirmar su orden de 1.000 ponquecitos para mañana.
Yarına kadar 1000 tane kek yapamayız.
No podemos preparar 1.000 ponquecitos para mañana.
Ama yarına kadar 1000 tane kek pişirmemiz gerekiyor. Ve dükkândaki fırınımız bozuldu. O yüzden seninkini kullanmamız lazım.
Pero tenemos que hornear 1.000 ponquecitos para mañana, y nuestro horno acaba de romperse, y necesitamos utilizar el tuyo.
Bir kek yapman James Cameron'ın Avatar'ı yapmasından daha uzun sürdü.
Te tomó el mismo tiempo tener listo ese ponquecito que a James Cameron terminar Avatar.
Bana söylemeyi unuttuğun bin kek!
¡ Los miles de ponquecitos que se te olvidó decirme!
Dört saate 1,000 kek yetiştirmem gerektiği için sabahın 4'ünde buradasın.
Bueno, estás aquí a las 4 : 00 de la madrugada, porque yo necesitaba ayuda para hacer 1.000 ponquecitos en 4 horas.
"Nice kek aylarına." Unutmamış.
"Feliz mes de la magdalena". Se acordó. Es muy dulce.
- Kek Ayı Mayıs'ta.
El mes de las magdalenas no es hasta mayo.
Dükkân kapanmadan önce geldi. Çikolatalı kek ısmarladı.
- Él vino después del cierre, ordenó una tarta de queso de chocolate
Bu kek yüzünden neredeyse hapse giriyordum.
Casi fui a la cárcel por este pastel.
Bir bakalım. Kek dükkânı için bize ne lazım?
Veamos, ¿ qué necesitamos para nuestra tienda de pastelillos?
Nasıl bi'kek?
¿ Qué tipo de magdalena?
Neyse işte, son zamanlarda başka bir kek ile görüşmeye başladım.
Así que finalmente empecé a ver una nueva magdalena.
- İki kek üst üste mi yani?
- ¿ De cacao? - Sí.
Eski kek çıkageliyor.
La vieja magdalena aparece.
Bunu yeni keke söyleyemem çünkü yeni kek, delirdiğimi düşünecektir.
Y no puedo contarle a la nueva magdalena sobre la antigua magdalena porque la nueva magdalena pensará que estoy loco.
Millet, kek zamanı.
Hora del pastel, todo el mundo.
Herkes kek yemek için yaklaşsın.
Todos adentro para el pastel.
Kek.
Un pastel.
Millet, kek zamanı.
Hora del pastel. Todo el mundo.
Tarih bize bir şey öğretiyorsa o da şudur. Durup dururken günün ortasında kek yiyelim diyorsan bir olay vardır.
Porque si la historia nos enseña algo, algo sucede cuando me pides magdalenas a mitad del día, de forma inesperada.
Buraya kahve ve kek yemeye gelmediğinize eminim.
Por lo tanto, estoy seguro de que ustedes no son aquí para tomar café y bollos.
Büyük bir kahveyle kepekli bir kek istiyorum lütfen.
Quiero un café grande y una magdalena de salvado. Vale.