Keke tradutor Espanhol
144 parallel translation
- Bu bademli keke niye bu kadar taktın?
- ¿ Qué pasa con los pasteles de almendras?
Akçaağaçlı kek yaparım diye düşünmüştüm. Erkek kardeşim Charles Akçaağaçlı keke bayılır.
Estoy haciendo un bizcocho, a mi hermano le encanta.
Peynirli keke ne dersin?
¿ Una sonrisa?
Çok isterdim, ama fırındaki keke bakmalıyım.
Me gustaría, pero debo vigilar la tarta.
Keke bakmaya gitmiştim ve arkamı döndüğümde, orada duruyordu.
Entré a mirar la tarta. Y, cuando me di la vuelta,... él estaba allí.
Juana, hamburgerle keke ne dersin?
Juana, ¿ qué te parece una hamburguesa y un trozo de tarta?
Güzel bir keke benziyor, Harold.
Se ven bien, estos brownies.
Buradan defol ve git keke bak!
¡ Lárgate de aquí! ¡ Ocúpate del pastel y de la nata!
Anneni tanıyorsam bıçağın açtığı birkaç boşluk annenin bu keke kattığı ruhu yok edemez.
Si conozco a tu madre,... unos pocos agujeros no estropearán el alma que ha puesto en esta tarta.
Ama sen ne kadar sorumsuz bir insansın ki, bana üzümlü bir keke, arabayı kullan diyorsun?
Pero eres tan irresponsable como para dejar, a una lunática, manejar un auto?
Büyük bir bağışla, bir parça keke ne dersin?
¿ Qué tal un gran donativo y un trozo de tarta?
Ondan sonra peynirli keke dalacağım.
Y luego voy a seguir por el queso.
Babamın bir peynirli keke bu kadar önem verecek kadar mı boş bir hayatı var?
iLa vida de papá está tan vacía que un trozo de pastel es tan importante?
Keke bayılırım.
Me encanta el pastel.
Keke bayılırım.
Me encanta la tarta.
Benim gibi bir meyveli keke sahip olduğu için ona beslediğin sempatiyi bilmiyor muyum?
Crees que no sé que le tienes lástima por haberse casado conmigo!
Hadi ama, keke hayır deme.
Venga, no vas a decir que no a un pastel.
Ne yapıyorsun? Sana olan öfkemi, peynirli keke karşı katıdan gaz haline geçiriyorum.
Sublimo mi ira hacia ti con torta de queso.
Duruma bakılırsa bir keke ihtiyacınız var.
No le vendría mal un pastelito.
Eskiden içindeki keke ulaşmak için önce dışındaki kaplamayı yerdim
Yo le quitaba el malvavisco para llegar a la magdalena.
Keke bayılırım.
Me encanta el bizcocho.
SU MEYVELi KEKE BAKIN.
Miren ese pastel de frutas.
Gerçekten çok heyecanlıydı ve hepsini keke boşaltmaya başladı.
Ella estaba tan emocionada que... comenzó a ponerlos sobre todas las tortas.
Dondurulmuş keke benziyor. Biliyorum.. aa...
- como una gran, tortilla congelada.
Yediği o keke koy.
Se lo pones en el brownie que comió.
Aslında bu keke yapılmış bir övgü.
Es un testamento al brownie.
- Bir parça daha keke ne dersin?
- ¿ Qué tal más torta? - Claro.
Tanrım. Islak keke bayılıyorum.
Cielos, me encanta la torta.
Bunu hallettiğimize göre çaya ve biraz meyveli keke ne dersin?
Ahora que tenemos eso resuelto ¿ qué tal un poco de té y una porción de pastel de fruta?
- Hadi keke bak, baba.
- ¿ De veras? - Ven a ver el pastel, papá.
Keke kutusunu alabilir miyim?
¿ Me alcanzas la caja del pastel?
Keke bayılırım.
Me encantan esos deliciosos pasteles.
Annenin keke ihtiyacı varmış.
Tu madre quería unos pasteles.
Hem yiyip hem de keke sahip olamazsın.
No puedes tener pan y pedazos.
- Zencefilli keke ne oldu?
- ¿ Dónde está el bizcocho?
Zencefilli keke benziyor, adamım.
Parece un muneco de jengibre.
- Keke.
- Keke.
Bence bu keke çok iyi vakit geçirtirim.
Le haría pasar un buen momento.
Bir dilim keke ne dersin?
Uh, ¿ qué tal un trozo de kugelhof?
Bir dilim keke ne dersin?
¿ Qué tal un trozo de hugelhof?
Islak keke doğru gel.
Allá abajo está húmedo como un pastelito.
Sakın keke dokunma!
No te atrevas a tocar la torta!
Keke yaklaşmaması gerekiyor, tamam mı?
Que no se acerque a la comida.
Hatta bazı bağımlılar keke katacak kadar ileri gider.
Algunos adictos incluso los mezclan en tortas.
Keke ve pudinge dikkat et...
Vamos ¡ Ocupate de la tarta, y cierra la puerta, voy caminando!
- Grace, gelip şu keke bakar mısın?
- Grace, ¿ puedes mirar la tarta?
Keke bayılırım!
¡ Me encanta el budín!
Biraz keke ne dersin?
¿ Te apetece un poco de tarta?
Onlar flört ediyorlar, gülüyorlar, ve ondan sonra o eşeğini bir yengeçli keke çevirir.
De acuerdo, es un anormal.
Çikolatalı keke ne dersin?
- Deliciosas.
Çikolatalı keke ne dersin?
- ¿ Qué tal las tortitas de chocolate?