English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ K ] / Kelebekler

Kelebekler tradutor Espanhol

451 parallel translation
Posta pulları, askeri düğmeler, kelebekler, oh, böcekler, hızlı çekimler, her türden işe yaramaz şeyler.
Sellos de correos botones militares mariposas, insectos. Fotos. Todo tipo de basura.
Kelebekler mi?
- ¿ Pesadillas?
Sıradaki parça, beyler. "Kelebekler ve Menekşeler."
Siguiente número caballeros, "Mariposas y violetas".
Göğsüne yeşil bir ejderha ve omuzlarına da kelebekler.
Un dragón verde en el pecho, mariposas en los hombros.
Küçük hobilerinden örnekler kelebekler, örgü partileri vs...
Ejemplos de sus pequeños hobbies mariposas, cosas tejidas, etc.
Kelebekler hakkında fazla bilgim yok.
No entiendo de mariposas.
Ne küçük parmaklar, kelebekler kadar narin.
¡ Qué manos tan pequeñas, como dos tortolitas!
Bu sabah nehir kıyısında mavi kelebekler gördüm.
Esta mañana he visto mariposas azules junto al arroyo.
Kelebekler!
¡ Oh, mariposas!
- Biliyorum, kulaklı kelebekler.
Un elefante y una mariposa.
Kelebekler ölü.
Éstas están muertas.
Çatal kuyruklu kelebekler ;... Çatal Kuyruklu Mikado Kelebeği ve Çatal Kuyruklu Nagasaki Kelebeğidir. Özellikle güney tropikal kökenli Çatal Kuyruklu Nagasaki Kelebeği, Japonya'daki yeni iklime alışmış örnek bir türdür.
La Arrendajo Común de Mikado, y especialmente la Gran Mormón de Nagasaki, son de origen tropical y suponen un ejemplo de especies aclimatadas a Japón.
Sadece kelebekler ve tavşanlar.
Sólo mariposas y conejos.
Karnımda kelebekler uçuşsa da tecrübeliymişim gibi davrandım.
Sentía cierto nerviosismo, pero actué como siempre.
Kelebekler!
¡ Mariposas!
Kelebekler sahiden çok moda, bayan Martindale.
Las mariposas verdaderamente están de moda, Srta. Martindale.
Bunlar son kelebekler. Yağmurlar geliyor.
Son las últimas mariposas.
- O kelebekler toplanmıyor değil mi?
- No colecciona mariposas?
Kız dev gibi kelebekler yapıyor.
:.. la chica recorta mariposas gigantescas.. :
O kelebekler yok artık
Se me han pasado los nervios
O kelebekler gitti
Se me han pasado los nervios
Kelebekler... Termitler, zebralar... Tüm bu hayvanlar ve daha fazlası bilgi göndermek ve isteklerini iletmek için telepati kullanmaktadır.
Mariposas termitas, cebras todos esos animales, y muchos más usan la telepatía para transmitir órdenes y pasar información.
Kelebekler bu delikten çıkıyor.
Desde este agujero la mariposa sale.
Kelebekler, karanlıktan danseden çiçekli bahçelere, buraya, gelecekler yakında.
Las mariposas que desde la oscuridad de los florecidos jardines, estarán pronto aquí.
Demek istediğimi anlıyor musun, ağaçlar, kuşlar, kelebekler -
¡ Sólo escucha! ¿ Sabes a qué me refiero... los árboles, los pájaros, las mariposas?
Kelebekler ve serçeler bana eşlik ederlerdi.
Atendido por mariposas y gorriones.
# Çiçekler ve kelebekler # # Ardında bir gökkuşağı yaşıyor #
# Hay flores y mariposas, # # y un arco iris lo atraviesa. #
Öpücüklerim kelebekler gibi hafiftir, okşayışlarım şeffaf bir göl gibidir.
Nuestros besos son tan ligeros como efímeros, y acarician de noche los lagos transparentes.
Eğer dünyayı ben yaratsaydım, vaktimi asla kelebekler ve nergislerle harcamazdım.
Si yo hubiera creado el mundo, no me hubiera preocupado con mariposas y narcisos.
Kelebekler gibi mi?
Como las mariposas.
İşte muhteşem Dominique ve büyüleyici kelebekler!
Y con ustedes la fabulosa Dominique y sus mariposas encantadas!
Bir kız bacaklarını açtığında, bütün sırları kelebekler gibi uçup gider.
"Si una chica abre las piernas, vuelan secretos como mariposas".
Kelebekler!
Las mariposas!
Kolunu kelebekler mi yedi?
¿ Las mariposas te comieron el brazo?
Kelebekler.
Mariposas.
Kelebekler çiçekten çiçeğe uçar.
Las mariposas vuelan hacia las flores.
Kardeşim, çok fazla sosyal kelebekler olmaya başlamadık mı sence?
Nos hemos vuelto una mariposa social, ¿ no, hermanita?
- Dizlerim titriyor artık Karnımda kelebekler uçuşuyor.
- Sí, me tiemblan las rodillas tengo cosquillas en el estómago.
Kelebekler mi?
- ¿ Maripusas?
Lazer, sülfürik asit ve kelebekler üzerine deneyler yapıyorum.
Yo estoy haciendo experimentos con láseres, ácido sulfúrico y mariposas.
Pervaneliler ve kelebekler, ışıldayarak ve parıldayarak yeni yuvalarına gidiyorlardı.
Alegres multitudes de polillas y mariposas danzaban y centellaban de aquí para allá.
Askerlik çağında delikanlılar ateşin etrafındaki kelebekler gibidir Mim.
Los jóvenes se sienten atraídos a la guerra como las polillas al fuego, Mim.
Bakalım kim hayatta kalacak! Hayat hakkında ahkam kesen sahtekar sofu ahlakından bıktım. - Hayat ne güzel, kelebekler falan.
Estoy harto de esta falsa moralidad santurrona de mierda sobre la vida. "¿ No es linda la vida?"
Esas konu, o gece verandaya çıktım. Yarasalar ve kelebekler gelmesin diye ışıkları açmadım.
El punto es que esa noche salí al porche, sin luz para no atraer polillas y murciélagos.
" Kelebekler de değişir.
"La mariposa también florece."
Kelebekler çok güzel, uçan yaratıklardır. "
Las mariposas son objetos volantes muy hermosos.
Kelebekler hakkında çok şey bildiğin anlaşılıyor.
- Sabes mucho de mariposas.
Bütün kelebekler.
Toda la ansiedad.
Bu tenha bölgelerde uzun yürüyüşlere çıkabileceksiniz. ... kuşlar, kelebekler ve mis kokulu çiçekler arasında.
Pájaros, mariposas y flores fragantes.
- Kelebekler -
- Mariposas...
İçinde kelebekler uçuşuyor.
Tienes un rayo en un bote.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]