Kerry tradutor Espanhol
1,082 parallel translation
Kerry, tomografi geri geldi.
Kerry, ya tengo el TAC.
Kerry Weaver'ı çok takdir ettim ama.
Tengo que descubrirme ante esa Kerry Weaver.
Daha önce de söylediğimi biliyorum, ama Kerry Weaver'ı başımdan çek.
Sé que te lo he dicho antes, pero tienes que librarme de Kerry Weaver.
- 6 aylık bir bebek morarmıştı. - Kerry entübasyon yapamam sandı.
- Traen a una niña de seis meses cianótica y Kerry se cree que no puedo con la situación.
- Dur. Kerry'e söyler misin?
- Espera. ¿ Puedes decirle a Kerry...?
Terry ve Kerry annemdeler. Neden onları almıyorsun?
Terry y Kerry están en casa de mi mamá.
Kerry İncil'i okuyor.
Kerry está estudiando el catecismo.
Vaftiz töreni için konuşacağım Kerry'yi ver.
Déjame hablar con Kerry sobre la comunión.
Kerry Dixon'u almadığımız için çok mutluyum.
Me encantó que no ficharamos a Kerry Dixon.
Seni seviyorum, Kerry.
Te amo, Kerry.
- Kes Kerry.
Kerry, para.
Kerry, neden bana bunu anlatıyorsun?
Kerry, ¿ por qué me cuentas esto?
- Kerry kesinlikle yakında geri dönecek.
Kerry vendrá pronto.
Nerede kaldın, Kerry?
¿ Dónde estará Kerry?
Biz biraz daha Kerry'e zaman verelim. Biz, onu bulmadan önce.
Iremos por Kerry tal vez podamos encontrar su rastro.
Kerry?
Kerry...
Kerry, saçın güzel olmuş.
Kerry, bonito corte.
Sağ ol, Kerry.
Gracias, Kerry.
- Kerry, bölebilir miyim?
- Kerry, ¿ puedo interrumpir?
- Kerry, ben...
- Kerry, estaba a punto de...
- Kerry'nin yeni bir gözdesi var.
- Kerry tiene mascota nueva, parece.
Kim mikroskopta kan hücrelerine bakmak ister?
Kerry lo lleva, pero necesitamos la sala. ¿ Quién quiere ver glóbulos en el microscopio?
- Evet. Kerry bütün gün bana bir şeyler gösterdi.
Kerry me ha enseñado cosas todo el día.
Hasta beni ihbar etmeyecek, Kerry.
El paciente no me delatará. ¿ Lo harás tú?
- Yardım lazım mı?
- Todo va bien, Kerry.
- Gerek yok, Kerry.
Gracias.
- Kerry, özel konuşabilir miyiz?
- Kerry, ¿ podemos hablar en privado? - Ahora no.
- Mutlu Noeller, Kerry.
- Feliz Navidad, Kerry.
- Kerry'e biletleri istemiyoruz dedim.
- Le he dicho a Kerry que no.
- Kerry'ye hatırlatıyordum ki bugün...
- Le estaba recordando a Kerry que...
Kerry sizinle konuşmamı istedi.
Cuando Kerry me pidió que os hablase de nuestro programa pensé :
Meraklanma Kerry, senin öğrencilerinin hiç birisi programa katılmak istemedi.
No se preocupe, Kerry, porque ninguno de sus alumnos ha decidido apuntarse al programa.
Kerry, selam. Mark planın allak bullak olduğunu söyledi mi?
Hola, Kerry. ¿ Te ha contado Mark la cagada en programación?
Ama Kerry, Acil elemanlarını kullanmama izin vermiyor.
Pero Kerry no me deja recurrir al personal de Urgencias.
- Kerry, bir dakika konuşmak istiyorum.
- Kerry, ¿ tienes un momento?
Kerry ile bana rakamlarımızı gözden geçirmek için bir gün verir misin?
Jeanie, denos otro día para volver a comprobar nuestras cifras.
Kerry, dediğin gibi, bu kişisel bir şey değil.
Kerry, como he dicho antes, no es nada personal.
Sen bana hiçbir zaman gevşek gelmedin.
Nunca me ha perecido descuidada, Kerry.
Henüz yapmaya fırsatım olmadı, Kerry.
No he tenido tiempo aún.
Kerry?
¿ Kerry?
Kerry Weaver'ın para harcamak için yeni yollar aradığını sanmıyorum.
Sólo que no creo que Kerry Weaver quiera asumir otro gasto.
Kerry bir dakikan var mı?
Kerry, ¿ tienes un minuto?
Hayır Kerry.
Vaya, Kerry.
- Kerry, bir vakayla sorunum var.
Kerry, tengo un problema con este caso.
Sadece Kerry, bu sabah.
Sólo Kerry, esta mañana.
Ben bir salağım Kerry.
Soy idiota, Kerry.
- Günaydın, Kerry.
- Buenos días, Kerry.
Zor bir durumu çok iyi idare ettin, Kerry.
Controlaste la situación muy bien, Kerry.
Kerry halledecek ama oda gerek bize.
Viene un MVA.
- Feliz Navidad, Pablo. Sağ ol, Kerry.
Gracias, Kerry.
- Sağ ol, Kerry.
- Gracias, Kerry.