Keşke tradutor Espanhol
29,689 parallel translation
Keşke ben daha büyük ve olgunken tanışsaydık. Ama seni o zamanlar tanımasaydım şimdi olduğum kişi olamazdım.
Que ojalá nos hubiéramos conocido siendo yo más mayor y más madura, pero que si no te hubiera conocido entonces, no sería quien soy hoy.
- Keşke Petal da burada olsaydı.
- Ojalá tuviera a Petal al lado.
Kaçsaydık keşke.
Debimos habernos escapado.
Keşke öyle olsa.
Ojalá.
Keşke ben de geçmişte kalsaydım.
Ojalá estuviera en el pasado.
Keşke konserimiz La Fenice'de olmasaydı.
Ojalá nuestra presentación no fuera en La Fenice.
Keşke ben de işimden kaybettiğim paralar için dava açabilseydim.
Me gustaría poder demandar por la cantidad de dinero He perdido en mi negocio.
Keşke bana bunu söylemeseydin. Biraz kalbim kırıldı.
Preferiría que no me lo hubieses dicho.
Keşke.
Ya quisiera.
Bak, Billy keşke fazlasıyla ödeme yapabilsek, ama o zaman hanımım, bana tatlı patates böreği yapmayı keserdi.
Mire, Billy, ojalá pudiéramos comprar dos coches iguales, pero mi mujercita dejaría de darme tarta de patata dulce.
Ameliyattaydın ama sen, bulabildiğim tek kişi oydu, ama öyle batırdı ki şu an, keşke benim ayağımı ters diksen.
Es que tú tenías una cirugía, y fue la única persona que encontré, pero la está cagando tanto que ojalá hubiéramos hecho un Tootsie a la inversa.
Keşke yüzünü görebilsem şimdi.
Ojalá pudiera ver tu cara.
Keşke bundan kendime pay çıkarabilseydim ama Jesse yaptı.
No, me gustaría poder tomar el crédito por ello, pero eso fue todo por Jesse.
Keşke zamanda geriye dönüp hafızamı silmememi söyleyebilsem.
Ojalá pudiera regresar el tiempo y no borrar mi memoria.
- Keşke şimdi burada olsaydın.
Me gustaría que estuvieras aquí ahora mismo.
Üzgünüm, keşke yardım edebilseydim ama nasıl edeceğimi bilmiyorum.
En este momento, me gustaría poder ayudar, pero sólo No sé cómo.
Keşke yaşanan tüm kötü şeyleri bir kalemde silebilsek.
Desearía que pudiéramos borrar todo lo malo que ha sucedido.
Keşke başka türlü biri olsa ama değil işte.
Ojalá fuera una persona diferente, pero no lo es.
Keşke ilk tanıştıklarında birbirlerine karşı gardlarını düşürebilselerdi.
Si hubieran sido capaces de bajar la guardia cuando se conocieron.
Keşke Jerry ve kokteyl barı konusunda endişelenecek vaktim olsaydı ancak benim başka problemlerim var.
Ojalá tuviera tiempo de preocuparme de Jerry su bar de cócteles, pero tengo otros problemas.
Keşke olsaydım deme. Biliyorum.
Y no digas que desearías estar más, lo sé.
Keşke en yakın arkadaşın, iki gündür bunu sana anlatmaya çalışsaydı.
Le deseo a su mejor amigo Le deseo a su mejor amigo Que había estado diciendo que durante dos días.
Keşke orayı ve neler yaptığımızı görebilseydin.
Si se pudiera ver lo que se siente allí, el trabajo que hacemos.
Keşke evlenmese miydik?
Usted desea que no se había casado?
Bu günün geleceğini hep biliyordum ve keşke senin olanı geri alman için yelken açarken keşke yanında olabilseydim.
Siempre supe que este día llegaría, y ojalá pudiera estar a tu lado zarpando para recuperar lo que es tuyo.
Keşke bunu görebilsen.
Si al menos te dieras cuenta.
Keşke bu işe hiç bulaşmasaydım.
Ojalá nunca me hubiera involucrado en esto.
Keşke bunu daha erken akıl etseymişiz.
Ojalá hubiéramos pensado en esto antes.
Keşke senin de işin olmasaydı ama öyle.
Desearía que esto no fuera tu trabajo, pero lo es.
Keşke elimde kasaba inşa edilmeden önceki orijinal araştırmalar olsaydı.
Si tan solo tuviera el estudio original de la ciudad anterior.
Keşke bilseydim.
Solo deseo haberlo sabido.
Keşke başka bir yerde doğsaydım.
Desearía haber nacido en otro lado.
bu plan çok salakça, keşke kafası olsaydı böylece vurabilirdim.
Este plan es tan estúpido que si tuviera cara le daría un golpe!
Oh, Sidney, Keşke yapabilsem.
Sidney, me gustaría poder ir contigo.
Keşke öyle bir şansım olsa.
Eso quisiera.
Zekice bir düşünce Sizz. Keşke daha fazla oyuncu aynı soruyu sorsa.
Ojalá más jugadores se preguntaran.
Keşke gelebilsem ama muhtemelen geç saatlere kadar çalışacağım.
Me gustaría, pero estoy probablemente va a ser trabajar hasta tarde.
Keşke uydudan onu izleme ihtimallerine karşı çantaya makyaj malzemesi koymasını söyleseydim.
Ya sabes, me gustaría que le dije que poner algo de maquillaje por si acaso hay algún satélites apuntando a ella.
Keşke onları yargılayacak pozisyonda olsaydım.
Me gustaría estar en una posición para juzgar con más dureza.
Keşke onu görebilseydim.
- lo sé. Sólo deseo que podía verlo.
Keşke birazını hatırlayabilseydim.
Me gustaría poder recordar parte de ella.
Keşke hepsini unutabilseydim.
A mí me gustaría poder olvidarlo todo.
- Keşke daha fazlasını söyleyebilsem.
Menos de lo que me gustaría.
Keşke Los Angeles Polisi olarak babaları oğullarına kavuşturmak için daha çok zamanımız olsa.
Es un placer por nuestra parte, señor. La Policía solo desearía poder pasar más tiempo reuniendo a padres con sus hijos.
Keşke daha fazla yardımcı olabilseydim ama birazdan müşteri toplantım var. Sonrasında konuşabiliriz.
Miren, me encantaría ayudarles, pero tengo una reunión con un cliente en unos minutos, aunque podemos hablar después.
- İt ulur... - Birbirini bulur, keşke başka şehirde bulsaymış.
Deberían emigrar, preferentemente a otra ciudad.
Keşke yüzlerimizi değiştirebilseydik.
Me gustaría que simplemente podíamos cambiar caras.
Ben.. Ben sadec.. Keske benim icin de okadar kolay olsaydi.
Solo... desearía que fuera tan fácil para mí.
Bak Nick, keşke yapabileceğim bir şey olsaydı.
Mira, Nick...
Keşke olmasaydı.
Ojalá no fuera en serio.
Demek istediğim o şey bana keşke duyma yeteneğim olmadan doğsaymışım dedirtiyor ama eğer senin için bu kadar önemliyse dinlerim.
Está bien. Es decir, esa cosa me hace desear que nací Sin la posibilidad de escuchar música,