English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ K ] / Kiloran

Kiloran tradutor Espanhol

77 parallel translation
- Kiloran isimli bir adaya gidiyorum.
Voy a una isla que se llama Kiloran.
Bayan Webster'ın, Manchester ile Kiloran Adası, İskoçya arasındaki seyahatinin rehberi.
Itinerario del viaje de la Srta. Webster. De Manchester a la isla de Kiloran, en Escocia.
Kiloran'a mı Bayan Webster? - Evet.
- ¿ Se dirige a Kiloran, Srta. Webster?
Evet, Kiloran'lı toprak sahipleri dışında herkes girebiliyor.
Sí, puede entrar cualquiera, excepto los terratenientes de Kiloran.
Ruairidh Mhór, bu havada Kiloran'a geçmek istemeyebilir.
Puede que Ruaridh Mhor no la lleve hasta Kiloran con este tiempo.
- Şuradaki tekne Kiloran'dan gelmedi mi? - Hayır.
- ¿ No es ése el barco de Kiloran?
Kiloran'dan gelen tekne Bayan Webster'ı...
El barco de Kiloran recogerá a la Srta. Webster.
- Kiloran'a seyahat eden bir dost. Anladım.
- Una compañera de viaje a Kiloran.
Oldukça büyük görünüyor.
¡ Es Kiloran! Parece enorme.
Kendisi, Kiloran'a gideceğinizi biliyor mu? Hayır.
¿ Sabe él que va a Kiloran?
Kiloran gibi ufak bir adada buna zorunlusunuz, değil mi? - O kadar da ufak değil.
Acabará por hacerlo, Kiloran es una isla pequeña.
- Keklik avlamak, somon balığı tutmak Kiloran koyunda yüzmek, Domuz Cenneti'nde piknik yapmak.
- ¿ Por ejemplo? Cazar urogallos, pescar salmones, bañarse en la bahía de Kiloran, ir de picnic a Pig " s Paradise.
Kiloran Evi göle yakın, değil mi?
La casa Kiloran está cerca del lago.
Buradan, yani kuzeydoğudan harika bir Kiloran manzarası var.
Desde la punta noroeste se ve muy bien Kiloran.
Kiloran'da evleneceğim.
- Sí. Voy a Kiloran a casarme.
Kiloran için büyük bir onur.
Es un honor para Kiloran.
Sadece Kiloran'lı toprak sahipleri üzerine olduğunu.
Sé que pesa sobre los terratenientes de Kiloran.
Ben Kiloran'lı MacNeil'ım ve Kiloran'ın toprak sahibiyim.
Soy MacNeil de Kiloran. Yo soy el terrateniente de Kiloran.
Affedersiniz bayım. Kiloran'lı MacNeil değil misiniz?
Perdone, ¿ no es usted MacNeil de Kiloran?
Seni küçüklüğünden tanırım, Kiloran.
Lo conocí cuando era un niño, Kiloran.
Babanınki gibi hafızan var Kiloran.
Tiene la memoria de su padre.
- Temelli mi döndün Kiloran?
- ¿ Vuelve para quedarse, Kiloran?
- Gemiyi bekliyorum. Kiloran'dakiler nasıl?
Estoy esperando el barco.
Bir düşüneyim.
¿ Cómo están todos en Kiloran? Bueno...
Oğlum da bana Kiloran'daki zengin adamı anlatıyordu. Senin kiracın olan adam Kiloran.
Mi hijo me estaba hablando del rico de Kiloran, el que es su inquilino.
Kiloran'lı zengin adamın parayı hiç umursadığı yok.
El rico de Kiloran no mira el dinero.
Kiloran'ın kuzeydoğusunda bulunuyor.
Está en el noreste de Kiloran, junto a Scarba.
Bu gerçekten doğru. Kiloran'dan duyabilirsin.
Es cierto, se oye desde Kiloran.
Üçüncü çapa ipinin neden yapıldığını gayet iyi biliyorsun Kiloranlı. Üçüncü ip, sevdiklerine sadık bakirelerin saçlarından yapılmış. Elbette.
Pero sabe de qué estaba hecha la tercera, Kiloran.
Kiloran adası konuşuyor.
Aquí la isla de Kiloran.
Kiloran adası konuşuyor. Benden bu kadar. Tamam.
Aquí la isla de Kiloran, cambio.
Merhaba Kiloran.
Hola, Kiloran.
Hoşça kalın Tobermory.
- Adiós, Kiloran. - Adiós, Tobermory. Cambio.
Hoşça kalın Kiloran.
Adiós, Kiloran.
Berbat bir gün Kiloran.
- Un día muy bonito, Kiloran.
- Kiloran'ın sahibi misiniz? Gerçekten mi?
¿ Es el dueño de Kiloran?
Kiloran'ı neredeyse biz tutuyorduk.
Qué interesante. Estuvimos a punto de quedarnos con Kiloran.
Üzgünüm ki Kiloran'dan elde ettiğim tek gelir o.
Son los únicos ingresos que me ha dado Kiloran.
Affedersiniz ama Kiloran'lı MacNeil değil misiniz?
¿ Perdone, no es MacNeil de Kiloran?
- Kiloran'lı John Campbell.
- John Campbell, Kiloran.
Gerçekten teşekkür ederim Kiloran.
Gracias, Kiloran.
Çok iyisiniz ama Kiloran geri dönmek zorunda olduğumu biliyor.
Es muy amable, pero Kiloran sabe que debo irme.
Kiloran böyle bir şeyden bihaber.
- Kiloran no sabe nada de eso.
Kiloran'daki zengin adam tarafından tutulmuşlar.
Los contrató el rico de Kiloran.
Lütfen, lütfen tanrım. Kiloran'a ulaşmamın ne kadar önemli olduğunu biliyorsun.
Por favor, Señor, sabes lo importante que es para mi llegar a Kiloran.
Merhaba Kenny.
- Hola, Kiloran. - Hola, Kenny.
Ama geceyi Kiloran'da geçirmeye niyetliyim.
Pienso pasar la noche en Kiloran.
- Kiloran'da kim somon avlıyor ki?
¿ Quién pesca salmones en Kiloran?
Alo, Kiloran.
Hola, Kiloran.
Kiloran!
¡ Kiloran!
- Günaydın Bridie. - Merhaba Kiloran.
- Buenos días, Bridie.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]