Kk tradutor Espanhol
1,877 parallel translation
Yalnızsan veya canın sıkkınsa gelip bir tek attığın barlardan.
Si te encuentras solo o en problemas... ven a tomarte una copa.
Bu aralar çok sıkkın gibisin.
Estás bajo mucho estrés.
Reggie, canın mı sıkkın?
Reggie, ¿ estás molesta?
E'si o zıkkımın kayıp olduğunu öğrenecekler demek.
Significa que encontrarán lo faltante.
Bırak şu zıkkımı, adamım.
- Comienza a fumar.
Ben C şıkkını seçeceğim, yukarıdakilerden hiçbiri!
¡ Sí, escojo C : Ninguna de las alternativas!
Kasabamızda insanların cayır cayır yanarak ölmesi yüzünden benim canım hala biraz sıkkın.
Yo sigo un poco deprimida por lo de la pira funeraria que arde en el centro de la ciudad.
Sıkkın ve kızgın, lanet olası boynunu kırmak ister bir haldeyim, eskisi gibi.
Aburrido y enfadado, te quiero retorcer el cuello... igual que antes.
Bu da Fındıkkıran'ı oynayabilmen için.
Aquí tienes algo extra para el Hada de Azúcar.
Zıkkımlanın!
Obstruyendo!
Çocuk birden oldukça bıkkın bir ruh haline bürünmüştü.
El muchacho, de repente, parecía extremamente fatigado.
Sıcaktan bıkkınım biraz.
Un poquito cansada, con calor.
Bu sabah canı sıkkın gibiydi.
Estaba de mal humor desde esta mañana.
- Yok, yok, canı sıkkındı.
- No, definitivamente de mal humor.
Biraz canım sıkkın.
Un tanto disgustada.
Biliyor musun, bizimle uğraşmandan bıkkınlık geldi.
Sabes que, estoy cansado de que juegues con nosotros. Espera, espera, espera.
- Bizimle uğraşmandan bıkkınlık geldi.
Dije que estoy cansado de que juegues con nosotros.
- Hayır, canı biraz sıkkındı.
No, estaba un poco disgustada.
Canı sıkkın çalışan var mı?
¿ Algún empleado descontento?
Seni yavaşlatan korse miydi yoksa dün gece zıkkımlandığın koca içki şişesi miydi?
¿ Fue el corsé lo que te retrasó, o el botellón de licor que te tragaste anoche?
Evet, tabii elindeki kaçmadan hemen zıkkımlan.
Sí, eso es, trágalo antes de que se escape.
Biraz zıkkımlanmak biraz meme görmek, biraz da tatmak.
Una poción de bebidas... echar un vistazo a algunos pechos, y ver qué puedo morder.
tüm kralıkk bnden nefret ediyor.
El reino entero me odia.
- Başka şıkkımız yok mu yani, Dr. Swanson?
Pero no tenemos alternativa, ¿ verdad, Dra. Swanson?
Canını sıkkın görünce onu teselli mi ettin?
Estaba molesta por algo y ud... ud la consoló?
Neden canın sıkkın?
¿ Por qué molestarte?
Evet, öyle, ama bulduğum bir şeyden dolayı canım sıkkın.
Sí, es cierto, pero... Es algo de lo que me he enterado lo que me molesta.
İlk şıkkı seçti.
Eligió la opción A.
Belki de bıkkınlığımın nedeni House değil her gün işe gitmek zorunda olmaktan korkmamdır.
Quizá no, estoy enfermo de House. Estoy enfermo de tener miedo de volverme loco. De ir a trabajar todos los días.
Hey Bart, dünkü çalışma testinde kader manifestosu hakkındaki paragraf için en iyi başlık sorusunda hangi şıkkı seçtin?
Hola Bart, en la práctica de pruebas del día de ayer, ¿ qué escogiste como el mejor título para el párrafo, sobre el manifiesto del destino?
Sen ve arkadaşın, Prenses Fındıkkıran, kendi fantazi öykümü yazmam için bana ilham verdiniz. Bir baba olarak deneyimlerim.
Tú y tu amiguita, la princesa loquita me inspiraron a escribir mi propia novela de fantasía basada en mis experiencias como padre
Hangisini söylerdiniz? "Bıkkınlık" mı, "Kayıtsızlık" mı?
¿ Ustedes dirían "aburrimiento" o "apatía"?
- Bıkkınlık.
- Aburrimiento.
Bıkkınlık ise ; bir sebepten öte gelen uyuşukluktur.
El aburrimiento... solo es estado del cual te pueden despertar.
- O zaman kesinlikle bıkkınlık.
- Entonces definitivamente es aburrimiento.
Bıkkınlar mı, kayıtsızlar mı?
¿ Están aburridos o son apáticos?
Sizin onlara zorla giydirdiğiniz kalın bıkkınlık pelerinini üzerlerinden çıkarıp atacaklar.
Arrojaran las pesadas túnicas de aburrimiento... que usted les ha colocado.
Bıkkınlık! Sendika!
"Aburrimiento"
Ve sen, neden herhalükârda yiyeceğim bir zıkkımı verdin bana?
¿ Y a ti que te importa lo que como?
Hey, sizi rahatsız etmek istemem ama, Omega Kappa Kappa üyeliğim ne zaman onaylanacak?
No quiero molestarte Quería saber sólo cuando tenemos la confirmación de la adhesión a "Omega KK"
"Omega Kappa Kappa" için 20 adayla başladık ve siz son üç kişisiniz.
Empezamos con 20 miembros de Omega KK y hoy quedamos, solo tres...
Geçen seneki nahoş olaylar yüzünden... eski'Omega Kappa Kappa'geleneğini tekrar uygulamaya karar verdik. diğer bir deyişle dekan bizi zorladı!
Debido a circunstancias desafortunadas del año pasado, hemos decidido volver a una vieja tradición Omega KK... o porque estamos obligadas a hacerlo
Gelecek yıl bu zamanlar, insanlar konuşurlar ; Omega kappa kappa diye de bilinen mega sürtük kızlar kulübüne ne olmuştu?
Podría ser que el próximo año las personas se pregunten : ¿ Qué les pasó a las perras estudiantes de Omega KK?
Canı sıkkın gibi görünüyor muydu?
¿ No parecía deprimido?
Gemma. Canı çok sıkkın.
Ella... está fuera de sí.
{ \ pos ( 192,210 ) } Sadece bu zıkkımı süreceğim, öyle mi?
Entonces, ¿ simplemente me froto esta mierda encima?
- Sabatino'yla dövüştükten sonra sıkkın görünüyordun.
¿ quieres algo? Bueno, parecías deprimido después de la pelea con Sabatino.
Ne zıkkım olduğunu anlamadım.
Me importa un carajo.
Aradığımız canı sıkkın bir firma ya da yatırımcı olabilir.
- Podría ser un socio descontento o un inversor a quien estamos buscando.
- Canım sıkkın.
- Estoy deprimida.
Bundan gerçekten bıkkınlık gelmişti.
Esto fue realmente enfermo.