English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ K ] / Knife

Knife tradutor Espanhol

91 parallel translation
However, I was very interested in my knife.
En cambio, les interesaba mucho mi cuchillo.
Sammy's de yumurta yiyorduk, siyah adam bıçak çektiğinde.
We were eating eggs in Sammy's when the black man there drew his knife.
Mor bıçağın üzerinde kanlı parmaklarım...
Bloody fingers on a purple knife
Bir bakalım. "Mack The Knife" değil.
dejame ver aquí No es "Mack el puñal"... no
Knife River'daki bölge finallerine kadar onca yolu uçuş hareketinin kurallara aykırı olduğunu öğrenmek için gitmişim.
Llegué hasta las finales del distrito en el Río Knife solo para enterarme que el truco del avión es ilegal.
Knife River'da biraz çalarız diyorduk, ama kamyonetimizin lastiği patladı.
Íbamos a dar un concierto en Knife River pero un neumático se averió.
Değişken, ben Bıçak, mesaj almaya hazırız, tamam.
Variable, habla Knife, prepárense para comunicarse.
Bıçak, ben Değişken, sinyaliniz beşe beş, tamam.
Knife, habla Variable, su señal es cinco por cinco, cambio.
- Bıçak, ben Değişken, tamam.
- Knife, habla Variable, cambio.
- Bıçak! Ben Değişken.
- Knife, habla Variable.
Değişken, ben Bıçak, tamam.
Variable, habla Knife, cambio.
Değişken, ben Bıçak, tamam!
¡ Variable, habla Knife, cambio!
Değişken, ben Bıçak!
¡ Variable, habla Knife!
Değişken, ben Bıçak.
Variable, habla Knife.
Değişken, ben Bıçak, hangi cehennemdesiniz?
Variable, habla Knife, ¿ dónde demonios estás?
Unit 02 kullanışlı bıçağını kaybetti maksimum seviye artı 200 derinlik
Eva Unidad Dos perdió el progressive knife. Profundidad máxima más 200.
Eğer böyle sıcak ve basınca dayanıklı ortama dayanabiliryosa bıçağın onun üzerinde etkisi olamaz!
Alta temperatura y alta presión, el objetivo puede soportar esos ataques críticos. El Prog knife es inefectivo!
"Mack the Knife" - "New York, New York."
- "New York, New York".
"Mack the Knife" bizim şarkımız mıydı?
"Mack el cuchillo" es nuestra canción?
Canımız sıkılınca çağırırdık. Ona "Hey Jimmy,'Mack the Knife'ı söyle" derdik.
Le llamábamos aburridos y decíamos :
Gamma-knife tedavisi için iyi bir aday.
Buen candidato para radioterapia.
Rusty Knife sabaha doğru biraz kasırga olmasını bekliyor.
Los equipos en cabeza se refugian en el control de Rusty Knife esperando que la mañana traiga un poco de alivio.
Uzun Bıçakların şefi Sherman dostluk sözleri etmeye geldiğinde dinledi ancak artık hiçbir beyaz adama güvenmiyordu.
Cuando el jefe de Long Knife, Sherman, fue a hablar sobre amistad, ella escuchó, pero ya no confiaba en ningún blanco.
Bu da baş... eki, üç, dürt, beş...
Y un "knife"...
Baaaaaaaş!
¡ Knife!
Eğer Gamma Knife ile yapılırsa, kesik izi olmaz.
Y si se lo hace con el bisturí de rayos gamma, no hay rastros del corte.
Teksas'ın hiçbir yerinde oynamamış "Bıçak" mesela.
Bien, "The Knife" nunca se presento en Tejas.
Bu da filmlerde gördüğünüze emin olduğum güzeller güzeli Sharon Tate ve eşi, yetenekli Roman Polanski yazdığı ve yönettiği orijinal filmi Knife In the Water, ile tanınıyor.
Ella es la hermosísima Sharon Tate, que estoy seguro han visto en films, y su esposo, el talentoso Roman Polanski, famoso por su película original Knife in the Water, la que escribió y dirigió.
Just like the one found on the knife.
Exactamente igual que el encontrado en el cuchillo.
"T" okunmuyor. Kural böyle.
La "f" es muda, como en "knife." ( cuchillo )
Lionel Barrymore dün gece Knife Fork'ta yemekteydi. Sabaha kadar şampanya içilmiş. Dans etmeye vakit kalmamış.
El Lionel Barrymore anoche, cena en el Knife Fork, champán hasta el amanecer, y no precisamente del aguado.
"The Knife" geri döndü.
el Knife está de regreso.
- "The Knife".
- The Knife.
Bu The Knife'a hüküm giydiren hâkim değil miydi?
¿ No fue él el que condenó a the Knife?
The Knife'ın peşine düşmemizin tek sebebi, senin ısrarın.
La única razón por la que se va después de the Knife, es porque usted insiste.
The Knife'dan kurtulmayı istiyormuş.
Ella quería deshacerse de the Knife.
Babam geldiğinde ise The Knife'ın peşinden gitmesi için onu zorladı.
Cuando papá llegó, le empujó para ir tras the Knife.
Onu The Knife'ın yaşadığı ve onu bulduğun sokağa götürdüler.
Se le trasladó a la calle, donde vivió y la encontró the Knife. | |
- Peki ya The Knife? - Ben sadece ondan uyuşturucuları aldım.
¿ Qué pasa con the Knife, acaba de comprar las drogas a partir de él?
Sidsel, The Knife'ın babamı öldürdüğünü gördüğümü söylememi istedi.
Ahora Sidsel quería que yo dijera que vi a the Knife matar a papá.
- Peki ya The Knife?
¿ Qué pasa con the Knife?
Cesaretin var mı, The Knife?
the atreverías, the Knife?
Bayan Skagestal, The Knife'dan uzaklaşmak için sözleşmesini yenilemek istiyor.
Mis Skagesta ¸ quiere renovar un contrato para remover the Knife.
The Knife, yakalandı ve kız da ayrıldı. Doğru mudur?
the Knife se rompió, y ella se corta, sola, verdad?
"Bıçak 3D" de harika bir duygusal sahnesi var.
Le salió genial una escena emocional en Knife 3D.
Benim adım Bay Bıçak.
¡ Mi nombre es... Sr. Knife!
Bıçakçı Jack, seni öldü sanıyordum.
Jack Knife, creí que estabas muerto.
Knife Skillz. "Z" ile.
Cuchilloz Cortantez, con "z".
Kalbin üzerinde bir bıçak, sadece öğrendiğim küçük bir numara.
Un pequeño truco que aprendí en "Knife to the Heart".
Mack the Knife'ı söylemek, hatırlarsınız.
Cantando "Macki Navaja", os acordáis. También tenemos la banda country de heavy metal después de eso.
Like shining blades of a knife And it ripped right through the flesh Of the children
Como las hojas brillantes de un cuchillo y rasgaron la carne de los niños del sol y la luna y la tierra y algún dios indio cosió la herida en un agujero lo colocó en nuestras barrigas para recordarnos el precio que pagamos

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]