English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ K ] / Kocanız

Kocanız tradutor Espanhol

6,374 parallel translation
Belki de eski kocanızın sunduğu bu küçük tatile bir de bu açıdan bakmalısınız.
Tal vez un modo de ver esto es que su ex le está ofreciendo unas pequeñas vacaciones también a usted.
Kocanız George ile konuştum. Eski kocam.
Tuve una charla con el esposo George.
Kocanızın genlerinden gelen bir hastalığı var,... onun erken bunaklığa yatkın olduğunu gösteren işaretler var.
Su esposo tiene un marcador genético que podría indicar una aparición prematura de demencia.
Majestelerinin Ordusu'ndan bir memur kocanız ve Bay Woodhull'la tartıştıktan öldü.
Un oficial del ejército de Su Majestad está muerto tras un altercado con su marido y con el Sr. Woodhull.
Şimdi kocanız hapiste ve Bay Woodhull ortalıkta yok.
Ahora, su marido ha sido enviado a la cárcel y el Sr. Woodhull está desaparecido.
Kocanız gittikten ve evinizde yalnız başınıza olmanızdan dolayı nasıl hissettiğinizi biliyorum.
Sé cómo se debe sentir sin su esposo, sola en su casa.
Radha Reddy Hanım, kocanız altı yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Señora Radha Reddy, su esposo recibió una condena de 6 años de prisión.
Kocanızın kendine veya bir başkasına zarar vermesini istemiyorum.
No quiero que su esposo se haga daño o le haga daño a alguien más.
- Bozuklukları analiz ettiğimizde ne size ne de eski kocanıza ait bir iz, bir parmak izi bulamayacağız...
Entonces, cuando analicemos las monedas no encontraremos evidencia suya o de su ex en ellas. Ninguna huella- -
Ben kocanızı çağırayım.
Buscaré a tu marido.
Kocanız verdiği hangi sözü tutmamış olabilir?
¿ Qué promesa pudo haber roto su esposo?
Köpeğiniz bahçeme ilk daldığı zaman da kocanız böyle demişti.
- Eso es lo que dijo su marido la primera vez que su chucho destrozó mi jardín.
Kocanız bize katılmayacak mı?
¿ Su marido no se unirá a nosotros?
Kocanız iyi biri.
Es un buen hombre, su marido.
Kocanızın bahane neydi?
¿ Cuál fue la excusa de tu marido?
"Hanımefendi, sıradaki pozda domuzu kocanızın kucağına koyar mısınız?"
"Señora, para la siguiente toma, ¿ le importaría poner el cerdo en el regazo de su marido?"
Doug Calahan kocanızın başbakan olabileceğine inanıyordu.
Doug Calahan pensaba que su esposo podía ser primer ministro.
Douglas Calahan'ı kocanızı öldürmekten ve Bayan McDonald'ı kasıtsız öldürmekten suçluyoruz.
Estamos acusando a Douglas Calahan por el homicidio de su esposo y por el homicidio involuntario de la Sra. McDonald.
Kocanız yurt dışına gitmemiş, sizi terk etmiş.
Su esposo no está de viaje, la abandonó.
Peki ya kocanız?
¿ Qué hay con su esposo?
Bayan Fortescue, kocanızın Soho'daki pornografik sinema baskınında tutuklandığının farkında mısınız?
Sra. Fortescue, ¿ sabe que su marido fue arrestado en una redada a un cine pornográfico en Soho?
Ölen kadınların her ikisinin de kocanızın faaliyetlerini öğrendiklerini ve ifşa etmekle tehdit ettiklerini düşünüyorum.
Creo que las difuntas se enteraron de las actividades de su esposo y amenazaron con revelarlo.
Bayan Gerard, kocanızın cesedinin neden bu sabah bulunduğunu sorabilir miyim?
Sra. Gerard ¿ puedo preguntar por qué no descubrieron el cuerpo de su marido hasta esta mañana?
- Sinek balıkçılığı. Kocanızın mı?
- Pesca con mosca. ¿ De su esposo?
Sizin ailelerinizi tanımaz, Sizin karınızın adını, ya da kocanızın adını bile bilmez, Size tek bir soru bile sormamıştır, neden, biliyor musunuz?
El no conoce a sus familias, ni el mombre de sus esposos, esposas, nunca les a hecho una sola pregunta.
Kocanızın katil olduğunu nereden biliyorsunuz?
¿ Cómo saber si su marido es un asesino?
Sadece nerede bilmek istiyorum Kocanız o gece gitti
Solo quiero saber dónde fue tu esposo esa noche
Kocanızın hesabıyla ilgili konuşmak için aramıştım. Hesabın ödemesi üç aydır yapılmıyor da.
Llamo para hablar de la cuenta de su marido, que lleva un retraso en el pago de tres meses.
Sonra kocanız ortaya çıktı ve sizi kurtardı.
Pero su esposo vino y la rescató.
Kocanızın yemeğe beklemesinin ne demek olduğunu iyi bilirsiniz.
Ya sabes como es cuando tu marido está esperando la comida.
- Farkında olmayabilirsiniz ama kocanız Napoli'ye gitmeden önce kasalarımızdan muazzam miktarda para çekti.
No podéis daros cuenta de que según vuestro esposo partió para Nápoles, retiró una enorme suma de nuestras arcas.
- Kocanız nerede?
¿ Dónde está tu marido?
Kocanızın sizi aldattığını öğrendiğinizde onun için en önemli şeyi elinden aldınız.
Cuando descubrió que su marido le engañaba le quitó lo que más le importaba.
Geçen gece Crestview tecavüzcüsü olarak da belirlediğimiz kocanız tarafından tecavüz edilip öldürüldü.
Fue violada y asesinada anoche por su marido a quien también hemos identificado como El violador de Crestview.
Kocanızı soruşturmalarımızdan eleyip, yola devam etmek istiyoruz.
Solo queremos poder eliminar a su esposo de nuestra investigación y seguir adelante.
Kocanızın davranışları hakkında polise haber vermenizi tavsiye eden Paul Spector mıydı?
¿ Entonces fue Paul Spector quién te sugirió que llamases a la policía sobre el comportamiento de tu marido?
Mutlu bir çocuk, antidepresan gibi. Ama bitkisel olanlardan. Kocanızın takı çekmecenizde bulduklarından değil.
Un niño feliz es como un antidepresivo, pero natural, no del tipo de los que tu marido encuentra en tu cajón de las joyas.
Odada bir mutfak bıçağı bulduk. Kocanızın elinin tam yanındaydı.
Encontramos un cuchillo de cocina en el suelo del comedor... cerca de la mano de su marido.
Kocanızın eylemleri için cezalandırılıyor olduğunuz için samimiyetle özür dilerim ancak şüpheli değil teyit edilmiş bir isyancıdır, hanımefendi.
Lamento sinceramente que esté siendo castigada por las acciones de su esposo pero es un rebelde confirmado, señora, no un sospechoso.
Kocanız evliya olmadığı hakkında garip bir yorumda bulundu.
Su marido hizo un comentario extraño, dijo que no era un santo.
Kocanızın birkaç kişisel eşyası var.
Acabamos de recibir algunos de los efectos personales de tu marido.
Kocanız ne işle uğraşıyor?
¿ A qué se dedica su marido?
- Tabii, tabii. Öncelikle, kocanız için ne kadar üzüldüğümü söylemek istiyorum.
Bueno primero que todo, me gustaría decirle cuánto siento lo de su esposo.
Kocanız gibi bir adamla evlenmek için farklı türde bir kadın...
Sé que hay que ser un cierto tipo de mujer para... estar casada con un hombre como su marido.
Sanırım kocanızın işlerine dâhil olma seviyenize göre değişir.
Supongo que eso dependería de su nivel de participación en sus asuntos.
Kocanızın yaptığı gibi adaletten kaçmayı mı umuyorsunuz?
¿ Esperáis evadir a la justicia igual que hizo vuestro marido?
Kocanızın...
No quieres que tu marido... novio.
Bu sefer ne farklı biliyor musunuz, Bayan Florrick,... kocanızın soruşturulduğu diğer zamanlardan farkı?
¿ Sabes qué es diferente esta vez, Sra. Florrick, de todas las otras veces en que su esposo fue investigado?
Hanımefendi, eminim kocanızın Kansas kadar büyük bir beyni vardır ama parmağınızdaki yüzük, sizi bilim insanı yapmaz.
Señora, seguro que su marido tiene un cerebro del tamaño de Kansas... pero ese anillo no la... hace una científica.
Umarım kocanız bir an önce iyileşir.
Espero que su esposo se recupere pronto.
16 yaşında olan kararsız bir çocuğu kullandın kocanı öldürmesini sağladın ve sıradan bir şiddet olayı olarak göstermeye çalıştın.
Te aprovechaste de la inestabilidad mental de un chico de 16 años y le usaste para matar a tu marido y lo diseñaste para que pareciera un estallido aleatorio de violencia.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]