Kolye tradutor Espanhol
1,704 parallel translation
O ne güzel kolye öyle hayatım.
Huy, querida, qué collar más apropiado.
O kolye benim anne.
Ese collar es mío.
- Belki de bir kolye?
- ¿ Un collar, quizás?
Patlama sırasında kurbanın derisine bir kolye yapışmış.
Parece que un collar se fundió con la piel de la víctima por la explosión.
İlginç bir kolye. Bu mu?
Ese es un colgante interesante.
Kolye kime ait demiştiniz?
¿ A quién dices que perteneció este colgante?
- Kolye nerede?
- ¿ El collar?
Büyük, altın bir kolye.
Una cadena gruesa de oro sólido.
Kolye süsünün ne olduğunu açıklamam mı gerekir?
¿ Necesito explicar qué es un colgante?
Fibonacci serisi kullanılarak yapılan logaritmik spiral de dahil olmak üzere tüm kavram bu kolye süsü ile temsil ediliyor.
El concepto está representado por este colgante incluyendo la espiral logarítmica creada usando la Secuencia de Fibonacci.
Bu kolye süsü bir anahtar gibi.
El colgante es como una clave.
Alışveriş merkezinde yapılan soruşturmada... Mitchell'ın kolye yapacak kadar deniz kabuğu aldığı ortaya çıktı.
El sondeo en el centro comercial resultó con una empleada de almacen que dijo que Mitchell compró un bolso lleno de conchas de puka, suficientes para un collar
Cadı... kolye mi yoksa kız kardeşinin hayatı mı?
Que Es mas valiosa para ti? La runa o la vida de tu hermana?
Kolye kırıldı.
- La runa ha sido destruida.
- Sadece bir kolye, anne.
Serena, ¿ no crees- - - Es un collar, mamá.
Kolye çok zarif. Sadece...
Es sólo que...
Bu nasıl bir kolye?
- ¿ Qué tipo de collar es éste?
Şanslı kolye takasımız işe yaramış gibi!
Parece que el cambio de nuestros collares de la suerte funcionó
Sanki kolye kor ateş gibi oluyor ve sonra elin...
Es como, brillando en el colgante, y luego en la mano y luego...
Okulda bulunan bir kolye vardı.
Ese es su pendiente.
O kolye Berserker'lar denilen bir...
El colgante pertenece a esta raza
BİÖT'in kayıtlarına göre bu aşırı kötü uzaylı asker ırkı ordularını kurmak için bir sürü kolye yollamış.
De acuerdo a la UNIT son una raza malefica de soldados que construian sus ejercitos y los armaban con estos colgantes.
Bay Langer, kolye yüzünden.
Sr Langer, es el pendiente.
Kolye bir izleme cihazı.
Es un dispositivo de rastreo.
Aynı zamanda dişlerini söker, kolye yapar ve o dişleri yaptığım masraflar karşılığında takas ederim.
Además tomo un diente, lo rodeo de plástico, lo pongo en este collar y luego reemplaza a mi diente.
Bu bir kolye.
Es un collar.
Yedi elmaslı altın bir kolye. Bir adet zümrüt akçe.
Un collar de oro, siete diamantes y una esmeralda.
Mesela, dokuz sandık hazine, bir kolye...
Por ejemplo : nueve cofres, un collar con...
Bu yadigâr bazen bir kitap, kolye ya da tablo olabilirmiş.
Tal vez un libro o un collar o una pintura.
Bu çok hoş bir kolye.
Qué collar más bonito.
Güzel kolye.
Es un collar precioso.
Sana yaptığım kolye nerede?
¿ Y el collar que te hice?
Erkek arkadaşın kolye oyununu kazanıyor.
Tu novio está ganando el juego de los collares.
Bu nasıl bir kolye?
¿ Qué clase de collar es ése?
Altığım kolye eline geçti mi?
¿ Te llegó el collar que te regalé?
Kolye filan umurumda değil benim.
Me dan igual los collares.
- Ne, kolye mi?
¿ El pendiente?
Bu Maria'nın portresinde taktığı kolye.
Es el collar de María, el del retrato
Bu kolye, 150 yıldır ailemizde bulunuyor.
Lleva en la familia más de 150 años.
Bu kolye sana nasıl geçti?
¿ De dónde la sacaste?
Birbirlerine çok benziyorlar. Kolye de zaten Anita'nın.
Las dos se parecen pero el collar era de Anita.
- Bay Miller, bu kolye annemden kalma.
Miller, el colgante me lo dio mi mamá...
Bu kolye anneme aitti.
Este colgante era de mi mamá.
Kadın mutfakta inci kolye takıyor.
Ella está usando perlas en la cocina.
Kardeşlerim, nazarlık kolye ister misiniz?
Mi hermano, usted quiere un collar mágico? Obtener vosotros al cielo.
Elinde de kolye yoktu, "Ashley" diyen bir sokak delisi vardı.
Sólo un chico que dijo que Ashley estaba en problemas.
- Anneme kolye yapıyorum. - Öyle mi?
- Un collar para mamá.
Bu kolye annenindi
Esto era de tu madre.
Onlara bunları kolye olarak verebiliriz.
Podemos hacer collares con esto.
Yüzük veya kolye gibi bir şey?
- Un anillo, un collar...
Elinde bir kolye vardı.
Um, es un cazarecompensas.