Korktu tradutor Espanhol
1,554 parallel translation
Bence yarısı korktu.
Yo creo que asustamos a la mitad.
İki yıl boyunca başkentteki her kadın gece dışarı çıkmaktan korktu.
Era estudiante en Georgetown y durante dos años todas las mujeres en Washington temían salir por la noche.
Afrika soyundan geldiğini farketmiş, ama sizin yapacaklarınızdan korktu bu yüzden yüzünün rengini beyazlatmaya çalıştı!
Pero tenía tanto miedo de lo que usted haría que trató de blanquearse la piel.
Donanmalı çocuk korktu, ama kamyonu bize vermeyecek.
El chico naval está asustado pero no nos va a entregar el camión.
İşte şimdi korktu.
Ahora te tiene miedo.
Biraz korktu ama iyi.
Está asustado, pero está bien.
Ron'un oğlu göz teması kurmuyor, nadiren konuşuyor, ve sen ona sarılmaya çalışınca korktu.
El hijo de Ron no mantiene contacto visual, apenas habla y enloquece cuando tratas de abrazarlo, digo, ¡ diablos!
- Epey korktu.
- Tiene miedo.
İyi yanı oda arkadaşım çok korktu Newyork Üniversite'sinde transfer oldu, bu da demek ki Lana ve ben yine aynı çatı altındayız.
La parte buena es que mi compañera de cuarto se asustó tanto que se cambió a la Universidad de New York lo que significa que Lana y yo estamos otra vez bajo el mismo techo.
- Baksana. - Ölümüne korktu.
Mírala, está muerta de miedo.
Sadece korktu.
Lo entrené para hacer muchas cosas.
Yeğenim Molly - kanı görünce, çok korktu.
Mi sobrina Molly vio la sangre y enloqueció.
Beth Shalom Sinagogundan gelenler korktu ve ıslandı.
Mojando y aterrorizando a los del Templo Beth Shalom.
Diğerleri benim sihrimden korktu.
Las otras tenían miedo de mi magia.
Ama ona kötü şans getireceğinden korktu.
Pero le preocupaba que eso pudiera traerle mala suerte.
İspanya'nın bu hazineye her şeyden çok ihtiyacı vardı, ama Engizisyon Başhakimi çok korktu.
España deseaba este tesoro más que a ninguna otra cosa pero el inquisidor le temía en igual medida.
Yıkılmaktan korktu.
Miedo a que lo golpeen.
Leon'nun gözü korktu.
Leуn esta asustado.
Pası yine kesecekler diye korktu.
Estб muy preocupado de tirar otra intercepciуn.
Bataklıkta bir şeylerden korktu.
Se azoró con algo que vio en el agua.
Ama korktu, bu yüzden komşusundan yardım istedi. Ve ben orada adamla yüz elli bomba için anlaşma yaptım.
Por miedo, busca donde el vecino y le robo 150 pastillas de éxtasis.
Diğer kızların hepsi bunu denemeye korktu.
Todas las otras chicas no lo intentan por miedo
Diğer kızların hepsi içeri girmeye korktu.
Todas las otras chicas no lo intentan por miedo
Millet kaşar filan diye korktu.
Pensó que la iban a llamar perra.
Belki de peşine takılmasından korktu.
O quizás tuvo miedo de que ella quisiera atraparle.
Korktu mu?
¿ Está asustado?
- Andrew da korktu.
Igual que Andrew.
Özür dileriz, eşim biraz korktu.
Lo siento. Mi esposa está algo nerviosa.
Gözüm mü korktu?
? lntimidado?
Korktu, hepsi bu.
Le entró miedo, eso es todo.
Sarah, çok korktu.
Sarah esta cagada de miedo.
- Yaban Kedileri'nin yıldızı korktu mu?
¿ El lince superestrella tiene miedo?
Hepsi benden korktu.
Todos se asustaron por mi.
Bak şu işe. Dev korktu.
El gigante se espantó!
Bir gün erkek kardeşim ağaca tırmanmaya korktu fakat ben onu zorladım sonra da düştü ve öldü.
Un día... mi hermano estaba demasiado asustado para subirse a los árboles. Pero le obligué. Y él cayó y murió.
İnsanlar korktu.
La gente tiene miedo.
Çok korktu.
Está asustado.
Korktu gibi.
- No es nada. me asusté!
Bak korktu, kaçıyor.
Mira, se asusta y huye.
İşini kaybedip sınırdışı edilmekten korktu.
Tenía miedo de que la deportaran.
Çok korktu.
Muy asustada.
Annem, Tonya'nın kötü şeyler öğrenmesinden korktu bu yüzden kendi bildiği şeyleri öğretti.
Mi padre estaba preocupado de que Tonya aprendiese las cosas equivocadas, asi que mi madre le enseño algunas cosas.
Mantıklı olarak korktu ve ben de oradan ayrıldım. Ama maalesef gece orada bitmedi.
Obviamente, ella se enojó, y yo me marché pero, por desgracia, la noche no terminó allí.
Haliyle gözüm korktu.
Así que... estaba un poco asustada de tomarme ésas.
Kızınız Dylan'a kancasını taktı. Dylan dediklerini yapmazsa ödeneği çekmesinden korktu.
Su hija tenía atrapada a Dylan, Dylan temía que si no hacía lo que ella quería, ella retiraría los fondos
Annesinin kaseti göreceğinden çok korktu.
Estaba asustado de que su madre viera la cinta.
Oh evet! O her zaman, matkabı kullanmaktan korktu, bu yüzden deliği sadece boyadı.
Si... siempre tuvo miedo de usar el taladro así que pintó el agujero de la entrada.
ölmekten korktu.
– Está muerta de miedo.
Bu tehlikeli bir hayvan. Sadece korktu.
- Es un animal peligroso.
Bizden korktu baksana.
- Sí, tiene miedo.
Sanırım korktu.
Regresa a tu cuarto.