Krug tradutor Espanhol
111 parallel translation
Mösyö Krug, sizi yeniden görmek ne kadar güzel.
Monsieur Krug, qué gusto volver a verlo.
Ama Bay Haverstock ile tanışmamıştınız Mösyö Krug.
No le he presentado al Sr. Haverstock, monsieur Krug.
Mösyö Krug Barovia elçiliğinden.
Monsieur Krug es miembro de la embajada de Baruvia.
Ama bu Mösyö Krug.
Si es monsieur Krug.
Mösyö Krug'un bu işle ilgisi ne?
¿ Qué tiene que ver monsieur Krug?
Mösyö Krug'u uzun zamandır...
Conocemos a monsieur Krug- -
Krug geçen gece Van Meer'i buraya getirdi.
Krug trajo a Van Meer aquí anoche.
Krug ile dip dibeydim.
Estuve tan cerca de Krug como de usted.
Daha önce, bu türden şeylerle uğraşmak zorunda kalmamıştım. Eksik olma Krug!
Jamás tuve que lidiar con este tipo de cosas, gracias a usted, Krug.
En iyisinin Mösyö Krug'u göndermek olduğunu düşündüm.
Creí que era mejor echar a monsieur Krug.
Eğer dediklerin gerçekten doğruysa Krug'u telaşlandırmamak çok önemli oluyor.
Si lo que usted dice es cierto es importante que Krug no sospeche nada.
Krug ile olan tüm yazışmalarımı getirir misin?
¿ Podrías traerme toda mi correspondencia con Krug?
Şu boğazlı kazak giyen Krug, benim için yeni biri.
El tipo del suéter de cuello alto, Krug, es nuevo para mí.
Ortadan kaybolmuştun, ben de Krug'u takip ettim ama o eski tuzaklardan biriyle karşılaştım.
Como usted había desaparecido, seguí a Krug pero descubrí la misma ratonera.
Mesele gideceğiniz yer değil, sadece Krug seni tanıdığından orayla bir bağlantı kurabilir.
No es el lugar, es que Krug podría relacionarlos con él.
- Krug ve Van Meer ile alakalı.
- Es sobre Krug y Van Meer.
28 yapımı bir şişe Krug gönderin.
Súbame una botella de Kruger del 28. - Excelente.
- Gerçek adı Wilhelm Krug.
- ¿ Quién es La Bota? - Su verdadero nombre es Wilhelm Krug.
- Krug, defterin Maasdam'da olduğunu sandı.
- Ya veo. - Krug pensó que Maasdam tenía el libro.
Krug.
Krug.
Birkaç şişe Krug 52'den sonra olmaz.
Tras dos botellas de Krug del 52, no puedo.
Krug! Brug!
¡ Krug, Brug!
Junior Stillo gayri meşru oğludur. Krug Stillo, 1966'da üç cinayetten dolayı ömür boyu hapse mahkum edilmişti bir rahip ve iki rahibeyi öldürmüştü.
Junior Stillo es el hijo ilegítimo del líder de los dos prófugos Krug Stillo, quien estaba cumpliendo cadena perpetua por el asesinato triple de 1966 de un sacerdote y dos monjas.
Krug Stillo'nun kendi oğlunu eroine alıştırdığı söyleniyor genç çocuğun hayatını kontrol etmek için.
Krug Stillo se le conoce por haber metido a su propio hijo en la heroína para así controlar la vida del joven.
Krug'la anlaşamaman gerçekten utanç verici bir durum.
Sabes, es realmente una pena que no te lleves mejor con Krug.
Onu izlesen iyi olur, Krug!
¡ Mejor vigílalo, Krug!
Bu iyiydi, Krug!
Buena, Krug!
- O haklı, Krug. - Sen kes sesini!
- Ella tiene razón, Krug.
Hey, Krug. Ne cehennemdeyiz?
Hey, Krug. ¿ Dónde diablos estamos?
Krug gelene kadar.
Solo hasta que Krug vuelva.
- Krug ise rüzgâr.
- Krug es el viento.
Kızı kaybedersek Krug çok kızacak
Krug se va a enojar de verdad mucho porque la perdimos.
Kaçaklarla ilgili yeni bilgiler ulaştı. ... Krug Stillo ve Gelincik Podowski ve iki suç ortağı..
Tenemos un boletín de última hora sobre los fugitivos Krug Stillo y Comadreja Podowski y sus dos cómplices.
"Krug." Çok hoş.
"Krug." Que bonito.
- Krug.
- Krug.
- Krug?
- ¿ Krug?
Krug, buradan gitmeliyiz!
¡ Krug, tenemos que salir de aquí!
Üzgünüm, Krug.
Lo siento, Krug.
Krug ve Jones efendim.
"Sala de Interrogación ASN 14 : 53" Krug yJones, señor.
Jones, Fiedler, Krug, siz yerde hedefleri izleyeceksiniz. Ben söyleyince hareket edeceksiniz.
Jones, Fiedler, Krug están a nivel de la calle siguiendo a los blancos.
- Benim işaretimle gelin.
- Krug, cuida el perímetro.
- Hemen 17. kata gelin.
Krug, Jones, suban enseguida al piso 17.
Krug, balkon!
¡ Krug, al balcón!
Krug, arkaya.
¡ Krug, por atrás!
Elimizde Krug Grand Cuvee 1981 var.
Tenemos un Krug Grand Cuvée de 1 981.
Bay Krug, Alvarez Kliniği'ne giriş kağıtlarınız.
Sr. Krug, sus papeles para la clínica Alvarez.
Yetkili ağızlara doğru bir veya iki kelime edip rüşvet olarak da bir iki kasa Krug verseydim, seni sınır dışı ederlerdi.
Si hago una llamada y envío unas cajas de licor... te enviarán a casa en el siguiente avión.
Hey, Krug...
Oye, Krug...
Bolly, Krug hepsi benden. - Korkarım çalışıyoruz.
- Temo que estamos trabajando.
Majesteleri, Krug...
Su Majestad, los krug- -
Krug beni öldürür.
Krug me matará.