Kukla tradutor Espanhol
1,652 parallel translation
Kale merdivenlerinin nerede olduğunu biliyor musun? İşte orada kukla satıyor.
Vende marionetas, en la escalera del castillo.
Ben bir kukla değilim.
No soy un títere.
Girdap ucube şov, kukla çocuğu sunar.
Los tontos del Vórtice jugando a las marionetas.
İçlerinden biri kukla tavsiye etmiş. O da kuklasını bir daha bırakmamış.
Uno de ellos le recomendó una marioneta y no ha dejado de usarla.
Bu iki Kukla, uzun soluklu şov Susam Sokağı'nda ev arkadaşlarıydı.
Estos dos "muppets" son compañeros de cuarto en "Plaza Sésamo".
Gelecek salı Ah Zhong usta bir kukla gösterisi yapacak.
Quería saber si el martes... El maestro Ah Zhong hará una demostración de marionetas.
Umarım Laura Nightly kukla gibi giyinmemiştir.
Espero que Laura Nightly no salga vestida como toyer o algo así.
O sadece bir kukla.
Es sólo un títere.
Faz teknolojisi hakkında bilgilerim için mi, yoksa halkla ilişkiler için bir kukla olarak mı.
¿ Por mis conocimientos de la tecnología del cambio de fase o como relaciones públicas?
Hey, sizi salaklar kukla oyunu izlemek ister misiniz?
Hola, pardillos, ¿ queréis ver un espectáculo de marionetas?
- Yapma, Trumbo. Kukla şovu gibi adı var.
Por favor, Trumbo, suena como un show de marionetas.
Kukla işini hiç denedin mi?
¿ Alguna vez hiciste el "telegrama"?
Sadece sıradan bir kukla sever hancı, ha?
Solo una amante de las marionetas ordinaria ¡ eh!
Ama kara bir kukla ustası gibi insanları kontrol ediyor.
Pero controla a la gente. Como un titiritero malvado.
7 numara, Pierre Louys'in 1937'de yazdığı "Kadın ve Kukla" adlı eserinin ender bulunan ve mükemmel durumda bir baskısı Edouard Chimot'un baştan çıkaran resimleriyle...
Número 7 : una rara edición de "La Femme et le Pantin" de Pierre Louis. Un ejemplar en perfecto estado, de 1937.
Bu adam bir kukla.
El tipo es una marioneta.
Kukla değil, işbirlikçi! En azından nükleer silahları bulma konusunda.
No un títere, un socio, al menos cuando se trata de encontrar esas armas nucleares.
Bir kukla değil, bir ortak...
No un títere, un socio.
Superman'i kendine nasıl kukla yaptın?
¿ Cómo has conseguido hacer de Superman una marioneta?
Seni keşfettiğimde kukla oynatıyordun.
¡ Abrías para un títere cuando te encontré!
Kukla gösterimiz var. Jazz gösterimiz var.
Tendremos un show de títeres vamos a tener algo de jazz... sólo bromeo.
Adamın beni kukla gibi görmesini sevmiyorum. Ama çok yakında bunu yeniden düşünmesi gerekeceğini hissediyorum.
No me gusta el hecho que el tipo piense que soy una marioneta, pero bastante pronto, va a tener que reconsiderar eso.
Tek görevi amcanı geri getirmek olan güçsüz bir kukla.
Un doppleganger impotente, encargado de una tarea. Traer a tu tío.
"Harbiden tepemi attırdın kukla suratlı!"
"Te lo dije... No me busques las vueltas, puto enano"
Bağımsızlık bu değil. Bu yanlızca kukla hükümet.
Eso no es independencia, eso sólo una marioneta del Gobierno.
O bir kukla, salaklar.
Es un muñeco, muñecos.
O kukla değil.
El maniquí de Coco.
Hepsi kukla değil, tamam mı?
Y no todos son unos mandamases.
Cadılar kukla.
No hablo de brujas, imbécil. Las brujas son putas.
Takımınızın görevi, bir kukla manken tarafından temsil edilen yaralı askeri bulmak.
El objetivo del grupo es encontrar un soldado herido... representada por una muñeca.
Siz çocuklar, biraz kukla kıçı kurtarmaya hazır mısınız?
Estan listas para cuidar del muñeco?
Sonrasında cesetleriyle saygısız bir şekilde kukla gösterisi yapılacak.
Y luego habrá una obra de títeres irrespetuosa realizada con sus cadáveres.
Manhattan'da bir otel de kukla gösterisi izlerken.
Vimos Muppets Take Manhattan en el hotel.
O hükümet bir kukla.
Ese gobierno es una farsa.
Senin kukla kuşların benim ayak işlerimi hallettiler.
Tus muñecos hicieron todo el esfuerzo.
Çocuğu kaçırmak için bir oyuncak bebek, kukla kullandı.
Usó un muñeco, una marioneta para atraer al niño.
Daha kukla şovu varmış.
He escuchado que el hace títeres.
Bizler kukla değiliz.
No somos títeres.
ERIC DOYLE DOYLE'UN KUKLA TİYATROSU Meredith Gordon.
Meredith Gordon...
Bir süre önce, insanlı bir kukla gösterisinin yıldızlarıydık. Babam bir seri katille çalışıyor ve ben acı hissetmiyorum.
Protagonizamos un espectáculo de marionetas humanas mi papá trabaja con un asesino en serie y yo no puedo sentir dolor.
Onları orada ne tutacak sanıyordun, seni kukla?
¿ Cómo piensas que se aguantan ahí arriba, imbécil?
Güvenlik, kamera kayıtları, kukla makineleri...
Guardaespaldas, cámaras de seguridad, autos vigilados.
O kutunun içindeki açığa çıkarsa üzerimde sahip olduğun kukla hakimiyetin sona erecek.
Esta es la sala de conferencias, obviamente. La sala de descanso está por aquí. ¿ Por qué fuiste a ver a un psiquiatra?
Seni asla bir kukla olarak görmedim.
Vale.
Seni kontrol edecek mi? Kontrol etmekten kastın kukla gibi mi?
¿ Controlarte, como "sigue mis órdenes?" ¿ Como una clase de títere?
Kukla Ustası, veya Chucky!
¡ "Puppetmaster", o "Chucky"!
Kukla fazlasıyla can sıkıyor.
La marioneta es extremadamente molesta.
Evet, bir kukla olduğunun farkındayım.
Y, sí, sé que él es una marioneta.
Chicago'daki bir şirketten sipariş ettiğim tahta bir kukla tamam mı? İyi geceler.
Buenas noches.
Kukla gösterisine.
- A Puppet show.
DOYLE'UN KUKLA TİYATROSU Onu tanıdığını söylemişti.
Ella dijo que lo conocía.