Kâbus tradutor Espanhol
1,353 parallel translation
- Aman Tanrım, asıl kâbus bu!
¡ Oh, Dios mio. Esto es una pesadilla!
Kâbus görüyorum sandım.
Creí que tenía una pesadilla.
Birçok gece kâbus gördü.
Ella tuvo varias malas noches.
- Ha, kâbus.
Una pesadilla.
- Galiba bir kâbus gördüm. - Bak sen şu işe.
Supongo que tuve una pesadilla.
Eğer kâbus görüyorsan, uyanacaksın.
Si esto es una pesadilla, despertarás.
Hepsi buraya gidiyor. Tanrım. Bundan kötü kâbus olur mu?
- ¿ Habrá peor pesadilla que esto?
Evet. Bundan kötü kâbus olur.
Sí, había una peor pesadilla.
Benimkiler hep kâbus.
Los míos son todos pesadillas.
- Kâbus görüyordu.
- Tiene pesadillas.
Geriye kalan tüm semptomların sadece kâbus olma ihtimali oldukça yüksek.
Es más probable que los síntomas que pueda padecer sean sólo pesadillas
Anlayamadığım şey, neden yağmur kâbus görmeye sebep oluyor.
Sólo que no consigo entender por qué la lluvia desencadena pesadillas.
Bu harika, çünkü ev bulmak bir kâbus.
Qué bueno, porque la vivienda aquí es una pesadilla.
Ölümünden önceki gece kâbus görmüştü ama.
Él tuvo una pesadilla el día antes de su muerte.
Nasıl bir kâbus?
¿ Qué tipo de pesadilla?
En beter kâbus bu olsa gerek.
¡ Esto es la madre de todas las pesadillas!
- Rüyaların Erkeği'nin kız kardeşi tam bir kâbus çıktı.
- La hermana del Dr. Encanto es bruja.
Sadece kâbus görüyordun.
Tuviste una pesadilla.
Tam bir kâbus.
¡ Esto es una pesadilla!
İki departmanı bir araya getirmek bile bir kâbus oluyorsa üçüncü katmak ne işe yarayacak?
Si integrar 2 departamentos es una pesadilla ¿ Cómo va a mejorarlo añadir un tercero?
Tanrım. Bu bir kâbus olmalı.
Esto es una pesadilla
Randevulaşma kâbus gibi.
Las citas son una pesadilla.
Kâbus gibi başlayan bir rüya.
Un sueño que comenzó como una pesadilla.
Çok fazla kâbus gördüğünü söyleyen olmuş muydu?
¿ Alguna vez te dijeron que tienes muchas pesadillas?
Beni dinle, bu bir kâbus.
Escúchame, ésto es una pesadilla.
Molly, kâbus sona erdi.
Molly, terminó la pesadilla.
Bu bir kâbus. Bu lanet bir kâbus!
Es esta noche, esta puta pesadilla!
Manhattan'da cocuk yetistirmek kâbus gibi bir seydir. Biz de Ossing'e tasindik.
Siempre es una pesadilla educar niños en Manhattan por ende nos mudamos a Ossining.
O tam bir kâbus Ted ama bunu daha sonra konussak?
Es una gran pesadilla, Ted. ¿ Podemos hablar de esto después?
Ben kâbus görüyorum.
Yo... Tengo una pesadilla.
Nasıl bir kâbus?
¿ De qué trata la pesadilla?
Ne tür bir kâbus?
¿ Sobre que trata la pesadilla?
Gece boyunca kâbus gördüğümü biliyorum ve bu...
Tuve pesadillas toda la noche y...
Bir şey yok. Bir kâbus gördün sadece.
Sólo es una pesadilla, nada más.
İnsan böyle olacağına inanamıyor. En kötü kâbus.
Uno no cree que vaya a ser así tu peor pesadilla.
- Kâbus gibi bir senaryo.
- Un escenario pesadillesco.
- Onunla ilgili hiç kâbus görmedim.
Yo no tengo pesadillas sobre ella.
Bu kötü bir kâbus olmalı.
Es una pesadilla.
Ve tüm bu kâbus yeniden mi başlasın?
¿ Y dejar que la pesadilla comience nuevamente?
Bir kâbus gördüm.
Tuve una pesadilla.
Dün gece kâbus görüyordun.
Anoche tuviste una pesadilla.
Bir kâbus gördü.
Tuvo una pesadilla.
Köre benziyor muyum? - Kâbus görüyordun.
Era una pesadilla.
Uyandım mı ben? Kâbus muydu bu?
¿ He despertado, era una pesadilla?
Belki sadece kâbus görüyorum.
Quizás sólo estoy teniendo una pesadilla.
İnanılmaz derecede gerçekçi berrak bir kâbus.
Una increíblemente vívida... y lúcida pesadilla.
Kötü bir kâbus gibiydi, değil mi?
Hice realidad tu peor pesadilla, ¿ verdad?
Kâbus sanmıştım.
Creí que había sido una pesadilla.
Alt tarafı kâbus işte.
Es decir, fue sólo una pesadilla.
Kâbus muydu?
¿ Tuviste una pesadilla?
Kâbus muydu bu sadece?
¿ Solo ha sido una pesadilla?