English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ K ] / Kısmetse

Kısmetse tradutor Espanhol

41 parallel translation
kısmetse başka bir akşam.
Será alguna otra noche, tal vez.
Sonsuza dek asker, zaman zaman da şairim ve kısmetse kral ben olacağım.
Soy un soldado constante. A veces poeta y seré rey.
Her şey yolunda, ertesi gün kısmetse çıkıyoruz yola.
Todo va bien, nos vamos pasado mañana.
Kısmetse, bu hayatta bir ara veya bilahare ışığının karşısında durup kendimi ifade edebilirim.
Dios mediante, alguna vez en ésta o en la otra vida compareceré ante su luz y le declararé mi amor.
Kusura bakma, kısmetse gelecek yıl, " hiç değil.
Lo siento, mejor suerte el proximo año. "
Kısmetse.
Ya veremos, porque...
Kısmetse İstanbul.
Estambul, si Dios quiere.
Eğer kısmetse bir araya geliriz, değilse de gelmeyiz. Hey, Sameer!
Así que, nos encontraremos si estamos predestinados, sino no.
Bir de sana bak! Kısmetse bir araya geliriz, değilse de gelemeyiz. Ha?
Y mírate. "Nos encontraremos si estamos destinados, sino no". ¡ Qué tonterías!
Kısmetse bir araya geliriz. - Veriyor musun musun?
Nos encontraremos si estamos predestinados.
Kısmetse, tahkikatım beyhûde olmayacak.
Con suerte, la búsqueda no será en vano.
Kısmetse gelecek seansta tamamlarız artık.
Retomaremos esto en nuestra próxima sesión, ¿ de acuerdo?
Kısmetse hasat balosuna evde olurum.
Ojalá la acompañe al baile de la cosecha.
Bugün kısmetse Cuma'yı Fatih Camii'nde kılayım dedim.
Deseo ir a la Mezquita de la Fe para mis rezos de viernes.
Umarım bir gün, kısmetse orda benim için yaptığını oğlun da senin için yapar.
Pues espero que algún día, si Dios lo quiere tu hijo haga por ti lo que hiciste tú por mí ahí adentro.
Kısmetse.
Si Dios quiere.
Kısmetse, Noah, eve tek parça halinde gelecek.
Noah volverá a casa en una sola pieza, antes de lo que piensas, si Dios quiere.
Sadece oraya çıkıp futbolumuzu oynarız ve kısmetse Eyalet Şampiyonluğu'na biraz daha yaklaşırız.
Simplemente estamos aquí para jugar al football, y, si Dios quiere, estar a un partido más cerca del Estatal.
Üçgün içinde adetim başlayacak, kısmetse.
Me llega mi periodo en tres días, si Dios quiere.
- Kısmetse, ne zaman dönersin?
- ¿ Si Dios quiere, cuándo estarás de regreso?
Günün birinde kısmetse bunu başaracağız ve Clay Jefferson gibi iyi adamlar bir daha asla böyle zor durumda kalmak zorunda olmayacak.
Algún día, si Dios quiere, lo haremos de tal manera que los hombres buenos como Clay Jefferson nunca sean puestos otra vez en situaciones imposibles.
Daha büyük işlere kısmetse.
Ahorraré dinero con trabajos más grandes.
70. doğum günümde bir kez daha yapmak istiyorum. Kısmetse, tabii.
Lo haré una vez más cuando cumpla mis 70 años, si Dios quiere, por supuesto.
Kısmetse.
Dios quiera.
Harcamaları kısıp, ve kısmetse sevgili Baş Rahib'imizin fidye parasını ödemek için ben, şu anki yetkili Baş Rahip olarak Kingsbridge Katedrali inşasının durdurulmasını emrediyorum.
Con objeto de ahorrar gastos y, si Dios quiere conseguir el rescate exigido por nuestro buen prior yo, como subprior ordeno que los trabajos en la catedral de Kingsbridge se detengan.
Senden artık para almıyorum Mildred, kısmetse daha öfkem geçmeden her bir kuruşunu ödeyeceğim!
¡ Ya he aceptado el último centavo de ti y, antes de que muera, te devolveré todo!
Kısmetse çalışacağım.
Almenos lo haré.
- Bu sene kısmetse üçüncü döneme seçimlere hazırlanıyoruz.
- ¡ Felicitaciones!
Kısmetse bana saldıranlara verecek vaktim olur.
Si Dios quiere, tendré tiempo suficiente para ponérselos a mis atacantes.
Kısmetse geri vereceğim..
Que Dios lo pague
Eğer, belki, kısmetse...
Sí, tal vez sí podría...
Kısmetse, yarın sabaha.
Si Allah quiere, mañana por la mañana.
Kısmetse.
Dios mediante.
Kısmetse, Mekke'ye mi gidiyorsun Hmoud?
¿ Vas a La Meca, Hmoud?
Kısmetse 9 ay içinde senden yeni bir parçayı hayatımıza alacağız.
Si Dios quiere, en nueve meses, estaremos dando la bienvenida a una nueva tú a este mundo.
- Kısmetse, yakında olacak.
- Pronto, si Dios quiere.
Kısmetse kırmızı patatesleri de alacağım.
Si Dios quiere también obtendré la de papas rojas.
Kısmetse sen cephede kılıç kullanmayacaksın ama ben zamanında kullandım.
Bueno, que Dios quiera, que nunca tengas que desenvainar una espada en batalla, pero yo lo hice.
Eğer kısmetse firmanız sefil müvekillerinizden topladığı üç beş kuruş parayla batmayıp ayakta durabilirse savcılıktan bir şeyler isteyeceğiniz zamanıın da geleceğine adınız gibi emin olabilirsiniz.
Si, Dios mediante, su estudio no se viene abajo por el peso de las gallinas y las frutas que estuvieron cobrando de su clientela indigente, llegará el momento en que necesiten un favor de la fiscalía.
Güzel haberse, yine işleri yoluna girdiğinde paranı alacaksın. Ve zamanla, kısmetse sağlığına da kavuşacaksın.
Las buenas noticias son que tan pronto la reactives recibirás tu dinero y, con el tiempo, si Dios quiere, tu salud.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]