Ld tradutor Espanhol
239,879 parallel translation
Yıldız tanıkları öldüyse, yok.
No si sus testigos estrella están muertos.
Ayrıldım. Onun için tam zamanlı çalışmaya başladım.
Me fui y empecé a trabajar para él a tiempo completo.
Çipin, Helldritch'in elinden çıkarıldıktan 20 saniye sonra cihaza takılması lazım.
Hay que conectar el chip a este dispositivo antes de que pasen 20 segundos al extraerlo de la mano de Helldritch.
Ayrıldılar.
Se han separado.
Yanıldığını kanıtlayayım.
Deja que te demuestre.
Onu bagaja koydum. Sonra aniden arabama çarpıldı ve bayılmış olmalıyım.
Lo tenía en el maletero, y entonces, de repente, me dieron un golpe, y debo haberme desmayado.
Ayıldığımda papaz yardımcısı kaçmıştı.
Y vine, y el diácono se había ido.
17 Temmuz 1996'da kaçırıldı.
Secuestrada el 17 de julio de 1996.
29 Kasım 2016 2016 av mevsimi açıldı.
La temporada de caza 2016 ya está abierta.
Yaklaşık 20 yıldır hemşireleri öldürüyorsun, Joe.
Más de dos décadas matando enfermeras, Joe.
- Pekala kızım bugün derste nasıldı?
Y... - ¿ qué tal ha estado hoy?
Bu yıldız, kocasına eşinin aldattığını söylediğin için.
Esta estrella es por decirle a un cónyuge que su pareja le era infiel.
Görü için Liv 2 yıldıza erişti.
La segunda estrella de Liv por una visión.
Süper yıldız kime gidiyor?
¿ Quién es una superestrella?
- Sana altın yıldız vereceğim ama buraya çok çok daha ciddi bir şey konuşmak için geldim.
Te doy una estrella dorada por el garito, pero estoy aquí para hablar contigo de algo muy muy serio.
Ön lastiklerimiz patlatıldı.
Los neumáticos delanteros han reventado.
Koşun nasıldı?
¿ Qué tal la carrera?
Eğer bunu sokakta görsen çöpe atıldığını düşünmezdin, değil mi?
Bien, si ves eso en la calle, ¿ pensarías que lo han tirado? Pensarías que lo han perdido.
Bugün nasıldı?
¿ Qué tal el día?
Evet, bizimkiler bir süre ayrıldığında sürekli başka birileriyle çıkmaya başlamalarından korkmuştum.
Sí, cuando mis padres se separaron aquella vez, estuve todo el tiempo preocupada por si empezaban a salir con otras personas.
Sana nasıl kullanıldığını gösteririm.
Puedo enseñarte cómo funciona.
Yapmaları gerektiği gibi onlara yaklaştıklarımızı bildirirler KGB çıldırıverir, adamlarını ülkelerine çağırır soruşturmaları bir ömür sürer.
Si informan de nuestro acercamiento, como deben hacer, en la KGB se vuelven tan locos, que envían a la gente a casa, a investigarlos indefinidamente.
Tribünler çıldırıyor.
La multitud enloquece.
Philip'e Afganistan'daki savaşın şaka gibi olduğunu düşündüğü için psikiyatri hastanesine atıldığını söylediğinde ne olacak? O zaman ne olacak?
¿ Y cuando le cuente a Philip que fue recluido en una institución psiquiátrica porque piensa que la guerra en Afganistán es un chiste... que pasará entonces?
- Anlaşıldı mı?
¿ De acuerdo?
Benden sıkıldın mı?
¿ Te has cansado de mí?
Bu riske değmez, anlaşıldı mı?
No vale la pena el riesgo. ¿ De acuerdo?
Randevun nasıldı?
¿ Qué tal la cita?
Randevun nasıldı?
¿ Cómo te fue la cita?
Anne, Matthew'dan ayrıldım.
Mamá, he roto con Matthew.
Katıldığında, savaştan önce ve sonra yaptıklarımızla ilgili ne kadar şey biliyordun?
Cuando te alistaste, ¿ cuánto sabías sobre lo que hicimos antes y después de la guerra?
Bunca yıldır yanımızdaydı ama bence sadece işini yapıyordu.
Todos estos años de nuestro lado... Creo que solo hacía su trabajo.
Bence artık bu işlerden sıkıldı.
Creo que se ha cansado de esto.
- Anlaşıldı.
Entendido.
Deirdre benden ayrıldı.
Deirdre ha roto conmigo.
Bunca yıldır onu bir daha göremedim, o tanıdığım kızı.
Todos estos años... Nunca he vuelto a ver a esa niña que fue.
Sycamore'da yeni Hint restoranı açıldı.
Está ese nuevo indio en Sycarmore.
Bakıcılık nasıldı?
¿ Qué tal haciendo de niñera?
O senaryolar yirmi yıl önce yazıldı, o zamandan beri kendilerini geliştiremediler mi sizce?
¿ No crees que hayan elevado el listón en los veinte años desde que se escribieron esos guiones?
Ceza kampı nasıldı?
¿ Cómo era el campo de prisioneros?
Ona tam olarak nasıl yapıldığını gösterdim.
Le enseñé cómo hacerlo exactamente.
Yuri'yle arası nasıldı?
¿ Cómo era la relación de Yuri con ella?
Kırk yıldır oraya gitmiyorum.
No he estado allí en 40 años.
Anneme sarıldım ama o da vuruldu.
Y muchachos. Yo me abracé a mi madre. Pero también la ejecutaron.
Anlaşıldı mı?
¿ Está entendido?
Bu sadece... bütün her şey... iyi bir haber olmadan veya onun yanıldığını kanıtlamadan eve dönemem.
Es que... es algo importante... No puedo regresar a casa hasta que pueda... demostrarle que se equivoca o... hasta que tenga buenas noticias.
Halk yollardan uzak durmaları ve evde kalmaları yönünde uyarıldı.
Se le ordena a la gente que se aleje de las calles y se ponga a cubierto.
Nasıl kullanıldığını hatırlıyor musun?
¿ Te acuerdas de cómo pilotearla?
Evet bütün yollar kapatıldı.
Sí, los caminos están bloqueados.
Açıldığı zaman onu getireceğim.
Cuando se abran, lo llevaré.
- Çıldırdınız mı?
- ¿ Por qué estabas