English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ L ] / Lenta

Lenta tradutor Espanhol

2,145 parallel translation
Kalbinden yavaş ilerleyen enfeksiyon. Beynine pıhtı gönderiyor.
Una infección lenta en su corazón lanzó coágulos hacia su cerebro.
Bu acımasız, yavaş çekim gülüşmeler sadece hayal gücümün bir ürünü.
La cruel risa en camara lenta es solo tu imaginacion.
Eskiden ödünü patlattığın bir oda dolusu aşağılık, yavaş çekim gibi sana gülüyor.
Se estan riendo de ti en camara lenta por un cuarto lleno de inferiores que tu los usas para aterrorizar.
Özellikle yavaş çekim gibi olunca.
Partirularmente en camara lenta.
Acımasız, ağır çekim gülüşlere neden olan bir video.
Un video que ha inducido a la crueldad, risas en cámara lenta.
Orada bir sürü acımasız yavaş çekim kahkaha var.
Un montón de risa lenta y cruel va aquí.
Birbirimizin kollarına yavaş çekim koşuyor gibi olmalıydı.
Debíamos correr a los brazos de la otra en cámara lenta. - Esto está mal.
Ağırdan alacağım.
Bueno, lo estoy poniendo a cámara lenta.
Elektrikli tencere.
Es una olla de cerámica lenta.
Bazen epey yavaş olabiliyorsun da!
¡ Puede ser tan lenta a veces!
Yavaş ve korkunç bir ölümdü.
Una lenta y horrorosa muerte.
En azından yavaşlatabilecek.
¿ O la hace más lenta, por lo menos?
Kalacak bir yerin, bu çocuğa verecek yiyeceğin olmalı.
Un lugar para pasar el tiempo. Tirar a cámara lenta algunas migajas.
Ruth Öğretmen rakamlar konusunda kafasının biraz ağır işlediğini söylüyor ama ben yardım edebilirim bence.
La maestra Ruth dice que es lenta para los números, pero puedo ayudarla.
Ama sizi çatıda bulmaları fazla uzun sürmedi.
No es lenta para encontrarlo en el techo.
Biraz geç duydu, önemli değil.
Ligeramente lenta, pero nada importante.
Bir araba geldiğinde zaman yavaş bir filmde gibi
Era como un sueño, ver este coche... Como una película en cámara lenta cuando un coche va llegando.
Yavaş ol kovboy
Lenta vaqueros
Ve tabii bu çok asil bir davranış olduğu için dramatik ve yavaş bir modda yürüyeceğim.
Y porque esto es tan noble, voy a caminar dramáticamente en cámara lenta.
Bu çok yavaş.
A cámara lenta.
Bu çok yavaş.
También a cámara lenta.
Neden o dul yavaş yürüyor?
¿ Por qué la viuda camina a cámara lenta?
Vites değişimlerinde yavaştın.
Fuiste lenta en los cambios de marcha.
Bu aynı insanların büyük bir araba kazasının yavaşlatılmış versiyonunu anlatmaları gibi.
Así es cuando la gente describe un choque de auto en cámara lenta.
Şimdi, yavaşça ve dikkatlice silahını kaldır parmağını avucundan ve kolundan bağımsız olarak çalıştır ve nazik ve kayıtsız bir biçimde tetiği çek.
Así que levantas tu arma, lenta y cuidadosamente haces que tu dedo trabaje independientemente de tu brazo y de su puño y gentil y de un modo indiferente, aprietas el gatillo.
- Sadece biraz daha yavaş, yorgun.
Sólo un poco más... - Lenta, cansada.
İş arama nasıl gidiyor? Biraz ağır.
¿ Cómo va la búsqueda de trabajo? Un poco lenta.
Gökyüzünde 12 kilometre yukarıya çıkabilir. Arkasındaki roket, melez yakıt kullanır. Ve sizi yumuşak bir şekilde dünyanın yörüngesine çıkarır.
Vuela a 12 kilómetros en el cielo, enciende el cohete híbrido en la parte trasera, y dejas que te lleve suavemente a una órbita lenta de la Tierra.
Yavaş ve acılı bir ölüm.
Una muerte lenta y dolorosa.
Elektrikli tencere.
Es una olla de cocción lenta.
Sanırım sevgilin kendine bir elektrikli tencere bulmuş.
Creo que tu novia Se consiguió una olla de cocción lenta.
Elektrikli tenceresin sen.
Tú olla de cocción lenta.
O kadın sana elektrikli tencere dediği için.
Porque esa mujer te llamó olla de cocción lenta.
Kendine bir elektrikli tencere bulmalısın.
Buscate una olla de cocción lenta.
Lux, biraz daha yavaş.
Lux, un poco más lenta.
Biraz yavaşsın bakıyorum da, Jackie.
Andas un poco lenta, Jackie.
- Hayırlı sabahlar, uyuşuklar!
- Buenos días, persona lenta.
- İstediğim gibi beni yavaş çekim hayal ettiniz mi?
¿ Me imaginaron en cámara lenta como les dije? - Sí.
Ağır kalan tepkimiz ile açık sözlülüğümüz ve hükmümüzdeki gecikmeden pişmanlık duyuyoruz.
Lamentamos nuestra lenta respuesta Y nuestro error en la franqueza y el juicio.
Makinelere bağlı bir şekilde yavaş yavaş ölmek istemiyor.
Ella no quiere tener una muerte lenta Enganchada a máquinas
Sakin şarkı ama bu.
Es una canción lenta.
Çok yavaşsın, acele et!
¡ Es muy lenta, apúrese!
İyileşmesi düşündüğümden çok daha uzun sürüyor.
La recuperación ha sido más lenta de lo que esperaba.
Sanırım senin bu davadaki tepkin, eyaletteki diğer şartlı tahliye kurulu üyeleri için, yavaş, sönük ve muhtemelen tehlikeli.
Pienso que su propia actuación en este caso ha sido lenta, mediocre, y potencialmente peligrosa para el resto de los miembros de la junta de libertad condicional del estado.
Gerçekten tam olarak ne olduğunu ancak uzman kişiler yavaş çekim kameraları ile anlayabilirler.
Por lo que sólo con super cámara lenta cámaras pueden los expertos comienzan a entender lo que está pasando.
Yavaş gösterimde, binlerce korku filmine ilham kaynağı olan yıldırımın nasıl şekillendiğini görebiliriz.
En cámara lenta, podemos ver lo que da un rayo de la forma que puesto en marcha un millar de películas de terror.
Özel kameralar fırtınayı neredeyse 300 kez yavaş çekimde kaydetmek için bekliyorlar.
Cámaras especializados creados para grabar en cerca de 300 veces en cámara lenta están esperando para capturarlo.
Ve, en başta, yavaş gösterimde bile gizem açığa çıkmıyordu.
Y, en un primer momento, incluso se ve en cámara lenta, el misterio no hay nada claro.
Sadece süper yavaşlatmada görebileceğimiz üzere aslında kendisi bir hayli akıllı
Sólo en súper cámara lenta podemos ver que en realidad es bastante inteligente.
Durgun bir gece miydi?
¿ Una noche lenta?
Yavaş mı gidiyorum?
¿ Iba lenta?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]