English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ L ] / Lion

Lion tradutor Espanhol

456 parallel translation
Lion's Head Hanı'ndan mı?
Desde la taberna, ¿ eh?
- Lion'dan gelmemiş miydi? - Hayır.
- ¿ No vino desde Lyon?
Lion'a gideceksin.
Usted irá a Lyon.
Aslanlar Körfezi, Aslan Yürekli Richard, Pygma-lion.
El golfo de León, Ricardo Corazón de León, Pigmalión, todo...
Telaşla Red Lion'a girip ormanda bir adam gördüğünü söylemişsin.
En el Red Lion, me aseguraste haber visto a un hombre en el bosque.
Sürünen Aslan nerede?
¿ Dónde está el Crouching Lion?
- Aslan Otel'de, çok rahat.
- En el Lion, muy cómodo.
Diğeri The Lion d'Or.
- Después... - Después, el "Hotel Lion d'Or".
GOLDEN LION VENICE FILM FESTIVAL 1966
LEÓN DE ORO DEL XXVII FESTIVAL INTERNACIONAL DE VENECIA 1966
Artık Red Lion'da içmek zorunda kalacak.
Ahora tendrá que beber en el León Rojo.
Bu Bay E.R. Bradshaw. Napier Court Black Lion Yolu, SE5'te oturuyor.
Este es el Sr. Bradshaw, de Black Lion Road.
Önümüzdeki yılın Lions Kulübü Başkanı'nı sizlere tanıttığımda kimsenin şaşıracağını sanmıyorum.
No creo que sea una sorpresa para nadie... Cuando presente al presidente de nuestro Lion's Club para el año que viene.
Bay Walters, Lions üyeleri.
Sr. Walters. Compañeros de Lion's.
Aslına bakarsanız iki gece önce, "white lion" da özel izni olan Jack Benn'e, sizi görmeye geleceğini söylemiş.
Hace dos noches, le dijo a Jack Beg, el dueño del León Blanco, que venía a verle a usted.
Papa Lion Xll, Rerum Novarum. Liberalizmi kınadı ve sanayi devriminin yolunu açtı. Para hırsına kaynaklık etti.
El Papa León XII, en su "Rerum Novarum"... condenó el liberalismo que provocó la revolución industrial y originó la ambición por el dinero.
- Bundan sonra sen "Lion," sın oldu mu?
Pues de ahora en adelante serás "Lion".
Şu surata bakar mısın? Güzel değil mi, Lion?
Lion, mira esta cara. ¿ No es hermosa?
Onun üzerinde dene. Hadi.
A ver, úsalo con Lion.
- Konsantre olmalısın.
- Ahora, Lion, debes concentrarte.
Hey, Lion!
¡ Oye, Lion!
Biraz daha kahve ister misin, Lion?
¿ Quieres más café, Lion?
Dinle, Lion, Max çok becerikli, ama çok aptal.
Max es muy práctico, pero es muy necio.
Biliyor musun...
Sabes, Lion...
Ortağım Lion'a verdin, değil mi?
El espectáculo que le diste a mi socio, ¿ no?
- Hadi.
- Lion, ven.
Merhaba, Lion?
Hola, ¿ está Lion?
Sen ne halt...
Lion, ¿ qué rayos...?
Hadi.
Lion, ¡ ven acá!
Sana ben bakacağım, Lion.
Lion, me voy a hacer cargo de ti.
lion'u yapmak istiyor.
¡ Su Pyg... ma... lion!
Lion kentinde tren faciası, 80 ölü.
Un grave choque de trenes en Lyon, 80 víctimas.
Yerinizde olsam, Lion d'Or Oteli'ne bakardım.
En su lugar, miraría en el Hotel León de Oro.
- Soran olursa, Lion d'Or'dayım.
Si alguien pregunta estoy en el León de Oro.
- Lion d'Or mu?
- ¿ León de Oro? - ¡ Sí!
Karınız yemeğini Lion d'Or'da yiyecek.
la señora come en el León de Oro.
O zaman, Lion d'Or'a geri dönüyorum. Burada işim kalmadı.
Pues adiós, vuelvo al León de Oro.
9 : 30'da, belediye başkanı. 13 : 00'da, trafik şefiyle Golden Lion'da öğle yemeği.
A las 9,30 el alcalde a la una, el caballero de la comisión de tráfico.
Bez parçası Aslan Brian mı?
Brian the Lion, un trapo de barras?
Gece yarısına kadar Griboyedov kanalını geçebilirsen Lion köprüsünde, bir Amerikan diplomat seni bekliyor olacak.
Si puedes cruzar el canal Griboyedov para medianoche te estará esperando un diplomático norteamericano en el Puente del León.
Şu an hepsi kampta onların genç lideri, Lion-O hariç.
Todos estan en su campamento excepto Leon-O, su joven lider.
Lion-O'nun onunla birlikte Thundera'nın gözünü Omens'in kılıcının kabzasına gömüp, sürekli taşımasından beri Thundercatleri yokedişimden önce kazayla yokedilebilme korkusu icap etmiyor.
Como Leon-O siempre lleva el Ojo de Thundera con eI incrustado en Ia empunadura de Ia Espada del Augurio no debo temer que pueda ser destruido accidentalmente cuando yo destruya a Ios felinos Cosmicos.
Thundercat kampından oldukça uzaktayız, Lion-O.
Nos estamos alejando mucho de Ia base de Ios felinos Cosmicos, Leon-O.
Tamam, ileriye yürü ve gül, ama duymaya devam ederim, Lion-O.
Bien, adelante, riete. Pero yo sigo oyendo cosas, Leon-O.
Lion-O.
Leon-O.
Seni çıkaracağım, Lion-O.
Te sacare, Leon-O.
Yakala, Lion-O. Kendini yukarı çek.
Sujetate, Leon-O.
Ben Lion-O.
Soy Leon-O.
- Şimdiye geri dönmemeli miydi, Lion-O?
- ¿ No deberia estar de vuelta Leon-O?
Yarasına basmak iyi bir fikir olmayabilir, Lion-O.
tal vez no sea buena idea hacerlo enojar, Leon-O.
Benim, benim, bu kesinlikle heyecanlıydı, Lion-O.
Vaya, vaya, eso fue muy emocionante, Leon-O.
Lion-O, hayır, lütfen.
Leon-O, no, por favor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]