English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ L ] / Lister

Lister tradutor Espanhol

153 parallel translation
Dr. Lister, bir saniye lütfen.
Dr. Lister, un momento.
Ne güzel, ne güzel. İngilliz Dr. Lister mi?
¿ Dr. Lister, de Inglaterra?
Basın demeç vermenizden minnettar olacaktır.
Alguna declaración... ¡ Lister!
Lister! Oldukça sıra dışı.
¡ Por ejemplo!
Bunu Pasteur'e kendiniz neden söylemiyorsunuz Doktor Lister?
Díselo tú mismo a Pasteur. Me encantaría.
Dr. Lister sizinle tanışmak istiyor.
El Dr. Lister. Desea conocerle.
- Dr. Lister'den, bakayım!
- ¡ Del Dr. Lister!
- Konuşmacıyı. İngiltere'den Dr. Lister'i.
Al orador, el Dr. Lister de Inglaterra.
Lister'i mi?
¿ Lister?
Lister bana karşı mı konuşacak?
¿ Lister ha venido a atacarme?
Büyük Lister!
Mi querido Lister.
Lister. - Burada.
Lister.
Kusura bakma Lister.
Lo siento, Lister.
Haklısın Lister, ikimiz de vaktimizi boşa harcıyoruz.
Tienes razón. Ambos estamos perdiendo el tiempo.
Ama bu mantıklı değil Müdür Bey. Lister kendi canına kıydı diye hepimizi cezalandırıyorsunuz. Neden?
Nos está castigando a todos por el suicidio de Lister.
Mahkûm Lister'in kendini asmasını sağlama emri aldın mı?
¿ Hacer que el recluso Lister se cuelgue?
- Lister'in hücresine girdiğin ve çıktığın görülmüş.
Se le vio entrar en su celda. Y volver a salir.
Dr. Lister ve Louis Pasteur ve Madame Curie.
Al Dr. Listery a Louis Pasteur. Y a Madame Curie.
İlk komünist ordu lideri Lister,... savaş boyunca herkesi öldürdü.
"El Ejército Mayor comunista, al mando del general Líster... "... ha quedado diezmada tras la última batalla ".
Lister'in güçleri, bölünme riski ile karşı karşıya kaldı. Sovyet Gen. Pavlov'un tankçı birliklerinin arkasında kümelenip savaştılar.
Frente al peligro, la división Lister se pone al frente, agrupada detrás de los tanques rusos del Gral. Pavlov, contraataca.
Ebro geçidinde Lister'in birlikleri milliyetçilerin savunmasına sızmıştı.
El paso del Ebro. La división Lister perfora las defensas nacionalistas y avanza a Gambeza, 40 Km detrás de las líneas enemigas.
Lister, subaylara şunları söylüyordu : " Eper biriniz bir metre toprağımızı kaybederseniz ya düşmanın kafasını kesip toprağı tekrar ele geçirirsiniz ya da kafası kesilen siz olursunuz.
Lister dice a sus oficiales : "Si alguien pierde una pulgada de terreno, debe recuperarlo a la cabeza de sus hombres o será ejecutado."
Barmeni Daniel Lister da aynı şekilde.
Phillips desde hace años... su camarero, Daniel Lister, también.
Tüm bunlar sizi utandırıyor mu Bayan Lister? - Evet efendim.
- ¿ Esto le molesta, Srta. Lister?
Tüm bunlardan size ne Bayan Lister?
¿ A usted qué más le da?
Bölge Başsavcısı James Lister, Ticaret Bakanı Christopher Bailey'in Long Islan'daki evinden ayrılırken, Bakanın arabasına yerleştirilen bombanın patlaması sonucunda yaşamını yitirdi.
El fiscal de distrito James Lister murió en la explosión del auto del secretario de comercio Bailey, al partir de la casa de éste. El Sr. Lister, murió instantáneamente.
Patlamada ölen Bay Lister'ın Perşembe günü Washington'da Senato kurulu önünde ifade vermesi bekleniyordu.
El acudiria a testificar....... ante un comité del senado de Washington.
Bay Gold, bildiğiniz gibi Bölge Başsavcısı James Lister Bailey Skandalında böyle vahşice öldürülen ikinci tanık oluyor.
Sr. Gold ¿ se ha percatado de que el Sr. Lister es el segundo testigo del Escándalo Bailey que muere súbitamente?
Hayatta kalanlar : Dave Lister ( facia sırasında hayati fonksiyonları durdurulmuştu ), ve onun ambarda güvenli bir şekilde mühürlenip, muhafaza edilen hamile kedisi.
Los únicos supervivientes son Dave Lister, que estaba en suspensión vital durante el desastre y su gata embarazada, que estaba encerrada en la bodega.
Lister üç milyon yıl sonra canlandırdı, yoldaşları : kedisinden evrilen bir yaşam formu ve Arnold Rimmer, bir hologram ölü mürettebattan birinin simülasyonu.
Reanimado tres millones de años después, los únicos compañeros de Lister son una mutación de la gata y Arnold Rimmer, un holograma de un miembro de la tripulación.
mükemmel plan, Lister. mükemmel plan.
Es un plan excelente, Lister.
Asla bulamayacaksın, Lister.
- No los encontrarás nunca.
Umarım harika vakit geçirirsin Lister.
Pásatelo bien, Lister.
- güncellenmiş çizelgem nerede?
Lister, ¿ dónde está mi organigrama de estudio?
- zaman çizelgem nerede Lister?
Lister, ¿ dónde está mi organigrama de estudio?
O Sigaraları Lister dönmeden geri koyuyorsun.
Vuélvelos a guardar, antes de que llegue él.
Zaten tartışıyoruz Lister.
- Ya lo estamos hablando.
siyah kartı kaldırıyorum, bu konuşma bitmiştir.
Tarjeta negra, Lister. Fin de la conversación.
Lister, renk kodlarını unutuyorsun.
Lister, has olvidado el código de colores.
Şu an burada değil Lister, ama biz burdayız.
Pero ahora él no está y nosotros sí.
- bu bir tehdit mi, Lister?
¿ Es una amenaza?
Aklını başına al Lister.
Ya, ¿ y qué más?
O gün geldiğinde, Lister, Şeytan işe buz pateni yaparak gidecek.
Cuando pase eso, Satán irá esquiando a trabajar.
Egzersiz Lister!
¡ Vamos, ejercicio!
Lister mi?
¿ Lister?
Lister.
Lister.
- 0ooooh! Lister, Titan aşkına bu gürültü de ne?
"Me quedado sin blanca..." ¿ Qué es todo este jaleo?
- LISTER!
¡ Lister!
- bak, Lister...
- Bueno, Lister...
Lister!
¿ Lister?
Lister nerede?
¿ Dónde está Lister?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]