Literatüre tradutor Espanhol
12 parallel translation
Çevirisini yaptıracağım zengin bir literatüre sahip.
Gran abundancia de literatura, que haré traducir y procesar.
Dante ile ilgili her şeyi öğren. Gerçek adıyla başla, ben de bu şövalyeliğini literatüre geçireyim.
Consiga información sobre Dante, empezando por su verdadero nombre, y haré que le hagan caballero.
- Yani, literatüre göre demek istedim.
- Según lo publicado.
Biz yunanlıların ve ummanlıların "Homoertotizm" ini literatüre.... Ah..
Estamos explorando el homo-erotismo en la literatura desde la mitología de Grecia y...
Sanırım hiçbiriniz literatüre de göz atmamışsınızdır.
Y doy por sentado que no han leído nada del tema.
Ancak, belli bir zaman içinde İngilizler ilk işsizlik yardımı olarak literatüre giren "Maaşa bağlama" yani tahsisat sistemini geliştirdiler. Ne var ki bu ödeneklerin kaynağı, genelin "vergi" olarak bildiği gönülsüz bağışlardı!
Pero, a medida que el tiempo pasó, los ingleses crearon un Sistema de Prestaciones, el primer subsidio de desempleo, sólo que esta vez se financió con contribuciones no voluntarias, más comúnmente conocidas como impuestos.
Son anda literatüre giremeyen bu yaratık beni, benim kurduğum ama senin yönettiğin şirketle senin aranda seçim yapmaya zorlarsa hayatımı mahvedecek olsa da şirketi seçmek zorunda kalabilirim. Sonuçta, acınası varsayımların ve güven anlayışın yüzünden böylesine tehlikeye soktuğun bu işi sana ben verdim.
Y si ese fiscal de segunda me hace escoger entre tú o la compañía que yo fundé y que tú diriges quizá me vea forzado a escoger la compañía aunque eso pueda destruir mi vida para siempre, lo cual es mi culpa por darte un empleo en el que tus suposiciones e ideas de confianza pueden causar semejante calamidad.
bu bizi literatüre sokar ve literatür limitsizdir bitti.
Por que remite a la literatura. Y no se puede hablar más de literatura.
Literatüre göre, solak biri gerçekten varsa yardımcı, takipçi, itaatkar kişiliğe sahip biridir.
De acuerdo a la literatura, si nuestro hombre zurdo existiese sería un acólito, un seguidor ; una personalidad sumisa.
Annemin ölüm nedeni, literatüre girmemiş tıbbi bir durum.
Mi madre murió a causa de una enfermedad, no por formalismos literarios.
- Ne yapıyorsun? Parmağımla patent işaretimi çizdim, çocuğum.. ... çünkü "poltergasm" sözcüğünü literatüre ben kazandırdım.
Acabo de dibujar un signo de marca registrada con mi dedo, niño, porque he registrado la palabra "poltergasmo".
İdeolojik saflık beraberinde bir zafiyet doğurur yobaz düşünce literatüre göre bilimi reddeder, gerçeklerle hareket etmez yeni bilgilere heves duymaz gelişime düşmanca bir korku besler eğitimi gözünde canavarlaştırır kadın bedenini kontrole çalışır..
Pureza ideológica. Ceder es debilidad. Una creencia literal fundamentalista de las escrituras.