Llamada tradutor Espanhol
36,053 parallel translation
Konferans çağrısı sızıntısı, itiraf etmeliyim ki, iyi bir... çok iyi bir dikkat dağıtmaydı.
Debo admitir que filtrar aquella llamada estuvo bastante bien, una bonita distracción.
Julie adında bir kız yeğenim vardı.
Yo tenía una sobrina... llamada Julie.
Çok geç aradım, kusura bakma.
Disculpe que demoré tanto en devolverle la llamada.
Öğlen, Sykes Vasiliği ile konuşacaksın.
La llamada de guardia de los Sykes es a mediodía.
Affedersiniz, bir dakika bekleyebilir misiniz?
Perdón, ¿ puede esperar un segundo? Tengo otra llamada.
- Demin aradılar da, sanırım yanlışlıkla eski maaş çizelge dosyalarının olduğu kutuyu yollamışsın.
- Sí. Acabo de recibir una llamada. Creo que has mandado una caja... con nóminas antiguas por accidente.
Gök baba, Toprak ana, Çağrımıza kulak ver.
Padre Cielo, Madre Tierra, escuchad nuestra llamada.
Ama şimdi bir erkek kardeşe bir anneye bir kız kardeşe ihtiyacım var. Ve bir de mitolojik sanatları seven birine. Tanrıları ve Yunanlıları.
Pero ahora necesito a un hermano, una hermana, una madre a mi llamada, alguien que sea adepto a las artes míticas, los dioses y los griegos,
Gelen çağrı :
LLAMADA ENTRANTE :
Biliyorsun Claudia, ülkenin bir uyanma çağrısına ihtiyacı vardı.
Sabes, Claudia, el país necesitaba una llamada para levantarse.
Eleanor Shellstrop adında birini aradığınızı tahmin ediyorum.
Supongo que has estado buscando a alguien llamada "Eleanor Shellstrop".
Bilmem. "Kölelik" denen acayip olaydan sonra etnik kimliğimin tamamı silindi.
No lo sé... Esa terrorífica cosa llamada "esclavitud" ocurrió, y toda mi identidad étnica fue borrada, así que...
Polis Jake tarafından bir 911 aramasına karşılık veriyor.
La policía está respondiendo una llamada al 911 de Jake.
Polis kocasının avukatı Jake Gregorian'dan bir 911 aramasına karşılık veriyor şimdi olay mahalline ulaşıyorlar.
La policía está respondiendo una llamada al 911 de Jake Gregorian, el abogado de su esposo y están llegando ahora a la escena.
Vurkaçtan 48 dakika önce sabit hattan bir arama yaptı.
¿ Qué? 48 minutos antes del atropello, hizo una llamada a una línea fija residencial.
- Öyle birini duymadım.
Estamos aquí por una mujer llamada Sarah Keaton.
Capone, Yale'in barına döner. Ve Mae Coughlin adında bir kızla görüşmeye başlar.
Capone regresa al bar de Yale... y comienza a salir con una chica llamada Mae Coughlin.
İnsanları uzaya göndermenin insanlık fedakârlığı denen antik insan alışkanlığının en yeni ifadesi olduğunu düşünüyorum.
Creo que enviar a los humanos al espacio es nuestra máxima expresión de una antigua práctica llamada sacrificio humano, pero realmente al servicio de algo mucho más importante.
Bir teklif, "uzay mekiği" adında bir uzay uçağı inşa etmemizdi.
Una propuesta era que construyéramos una nave espacial llamada Lanzadera Espacial.
Arama, bu ofisten yapılmış.
La llamada salió de estas oficinas.
Görüntülü konuştuk, iyi biri.
Tuvimos una vídeo llamada y es muy simpático.
Grace Kelly'i aramak için daha iyi bir şansım vardı.
Sería más fácil recibir una llamada de Grace Kelly.
Biliyorsun Japonlar'ın Kintsugi adında bir felsefeleri var.
Sabes, los japoneses tienen una filosofía llamada Kintsugi.
Bayan Casey, Leonard Bailey'nin avukatıyken size cinayetlerin işlendiği sırada dairesinde Maria Gomez ile birlikte olduğunu söyledi mi?
Srta. Casey, cuando fue la defensora pública del Sr. Bailey, ¿ le dijo a usted que en el momento de los homicidios estaba en el apartamento de una mujer llamada Maria Gomez?
Sahte Eleanor ise içki kokteyli ve bir dergi almak için oradaymış. "Estetik Faciaları : Oyuncak Bebeğe Dönen Ünlüler"
Y "la falsa Eleanor" estaba ahí comprando mezcla para margaritas y una revista llamada "Desastres de cirugía plática en bebés famosos".
Steve Young'ın haberi, taş denilen yeni bir kokain türü hakkında.
Steve Young informa sobre una nueva droga llamada crack.
Birçok açıdan, uyuşturucuya karşı savaş, beyaz olmayan topluluklara, siyah topluluklara, Latin kökenli topluluklara karşı verilen bir savaştı.
En muchas formas, la llamada guerra contra las drogas era una guerra contra las comunidades de color, una guerra contra los negros, contra los latinos.
Başkanlık kampanyasının ortasında Willie Horton adında bir kişi hakkında bir duyuru yayınlandı.
En el medio de la campaña presidencial, salió un aviso sobre una persona llamada Willie Horton.
Polis, Zimmerman'ı tutuklayamadı, çünkü Meşru Müdafaa adlı bu Florida kanununa göre kendinizi tehdit altında hissettiğinizde adam öldürebilirsiniz.
La policía no pudo arrestar a Zimmerman debido a la ley de Florida llamada Stand Your Ground, que dice que se puede matar a alguien si te sientes amenazado.
ALEC üyesi Wal-Mart, sözde Meşru Müdafaa kanunu kabul edildiğinde uzun süredir ALEC üyesiydi.
Y la corporación Wal-Mart era miembro de ALEC desde mucho tiempo cuando se adoptó la ley llamada Stand Your Ground.
Örneğin Maryland'da asgari ücret kazanıyorsanız on dakikalık telefon görüşmesi için bir buçuk saat çalışmanız gerekir.
Por ejemplo, en Maryland, si ganas el sueldo mínimo, tendrías que trabajar una hora y media para pagar una llamada de 10 minutos.
UNICOR adındaki küçük bir şirket yılda 900 milyon dolarlık iş yapıyor.
Una pequeña compañía llamada UNICOR, que hace negocios por $ 900 millones anuales.
Ben de az önce bir telefon aldım ama gülümsediğim falan yok.
Pues acabo de recibir una llamada muy interesante, pero no me hizo sonreír.
- Danbury Federal- -
Tiene una llamada de Danbury...
Telefon bağlanana kadar lütfen bekleyin. - Donna.
Por favor, espere a que su llamada sea conectada.
- Aradığın için teşekkürler ama doğum günüme bir hafta daha var.
Donna. Mi cumpleaños no es hasta la próxima semana, pero te agradezco la llamada.
Kocamın beni görmek istediğine dair bir gardiyandan telefon aldım. Neler olup bittiğini bilmek istiyorum.
Recibí una llamada de un guardia diciendo que mi esposo quería verme y quiero saber qué está pasando.
Danbury'den aradığını söyleyen birinden telefon aldınız ve arama da buradan yapıldı.
No, recibiste una llamada de alguien diciendo que era una llamada de Danbury, que es exactamente desde donde se hizo la llamada.
Jim Rogers senin telefonuna bakmaz ama benimkine bakar.
Y Jim Rogers no aceptará tu llamada, pero la mía sí.
- Danbury Federal Hapishanesi'nden aramanız var.
Tiene una llamada de la Prisión Federal Danbury.
Danbury Federal Hapishanesi'nden aramanız var. Ücretleri kabul ediyor musunuz?
Tiene una llamada de la Prisión Federal Danbury.
İnternet denen bir şey var akıllım.
Bueno, usé esta cosa llamada interweb.
Bir telefon görüşmesi yapmam gerek.
Debo hacer una llamada.
Bundan bahsetmen çok tuhaf oldu çünkü bugün heyecan verici bir telefon görüşmesi yaptım.
Qué curioso que lo menciones, porque recibí una llamada muy emocionante hoy.
Birini araman lazim, Sizz.
Necesito que hagas una llamada.
- Siktir. Telefonu açtigindaki o dogal duygularin beni çok etkiledi.
La emoción pura cuando recibiste esa llamada.
Hey, Bellihick ankesörlüden de arasa sağlam bir şey olur.
Una llamada Belichick es importante.
Ankesörlü telefon da olsa telefondur.
Una llamada es una llamada.
Bak ne diyeceğim? - Beklediğim bir telefondu. - Aç o zaman.
- Estoy esperando esa llamada.
Telefonun var.
Tienes una llamada.
Sana geri döneceğim.
"Te devolveré la llamada".