English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ L ] / Loft

Loft tradutor Espanhol

511 parallel translation
Safe and Loft Birliğiyle çalıştım... 22 yıldır da cinayet masasındayım. Fakat siz, sorgu ve soruşturma hayatım boyunca karşılaştığım... en büyük ve en istekli yalancısınız galiba.
Veintidós años en la criminal, pero en toda una vida de investigaciones e interrogatorios no creo haberme encontrado con un mentiroso tan empedernido como usted.
Go up and look in the loft!
Ve y mira en el desván.
Mateo Sokağı 544 numaralı çatı katında öldürüldü.
Fue asesinado en un loft en el 544 de la calle Mateo.
Yarın çatı katına gideceğim ve neler döndüğünü- -
Bueno, mañana iré al loft y veré si...
Alexandra, o dairede bir dublör varmış.
Alexandra, en ese loft había una doble.
Cinayet Masası'nın elinde bir saç örneği var. Dairede bulunmuş.
Homicidios tiene un pelo rubio que cogieron en el loft.
Ne yaptığımın farkındayım.
Estoy renunciando a un apartamento miserable... donde pasé la mayor parte de mi vida sola, y me estoy mudando a un loft hermoso... con un hombre maravilloso que me ama. Sé lo que estoy haciendo.
Şimdi Tino ile konuştum, bizi bu akşam o çatı katına sokabileceğini söyledi.
Acabo de hablar con Tino y dice que nos puede conseguir el loft para esta noche.
Bu akşam Tino'nun bulduğu dairede prova yapacağız, yani...
Ensayaremos esta noche en el loft que Tino ha encontrado. Así que...
Yani bu akşam sen de gelebilirsin mi demek istiyorsun?
¿ Quieres decir que debería ir a ese loft esta noche?
Ya da daha iyisi, New York'a taşınabiliriz ve nehir manzaralı bir köyde tavanarası odası kiralayabiliriz.
O... mejor, podríamos mudarnos a Nueva York y... vivir en un loft en el Village, con vista al río...
Burası benim fakiranem.
Este es mi loft.
- Bize saygı duymazsa, eve de saygı duymayacak.
- ¡ ¿ Qué? ! Si no nos respeta... no respetará el loft.
- Evde değil mi yani?
- ¿ El no está en el loft?
- Yakında eve gelir, değil mi? - Evet, ona bir şey olmaz.
Él va a aparecer en el loft pronto, ¿ cierto?
Selam. Belki bu partiden sonra evde kendi Şükran Günü yemeğimizi yeriz.
Oye, quizás después de lo de mañana podemos cenar en el loft.
Pekâlâ, bak, ben eve gidiyorum.
De acuerdo, mira. Voy a volver al loft.
Benimle eve gelmek istemediğine emin misin?
¿ Seguro no quieres ir al loft?
Eğer istiyorsan bir süreliğine bizde kalabilirsin.
Oye, si lo necesitas puedes quedarte en el loft por un tiempo.
Hayır, sen de orada olunca, yok.
- No, no contigo viviendo en el loft.
Hayır, partideydim, çatı katında veriliyor bu gece için hazırlanıyordum ve bir anda anladım sana çok kaba davrandım bugün.
No, estaba en el loft de la fiesta, preparándome para esta noche y me di cuenta... lo total y completa idiota que fui contigo hoy.
Eve geri döneceğim.
Voy a volver al loft.
Evinde yaşamama izin verdin.
Y me dejas vivir en el loft.
Merkezden bizim eve, stüdyo evi dönüşümü...
"De Bodega a casa, la Transformación de un Loft en Tribeca".
Duydum ki sanatçı olmuş. Gazetede anlattığım tavanarasını görmüş ve beğenmiş olmalı.
Como sea, oí que ahora es artista, debe haber debe haber visto el artículo y le gustó lo que hice con el loft.
Evet, tavan arası.
Sí, el loft.
Tavan arası olmalı.
Tiene que ser el loft.
Evet, bir ay önce kadar yaptığım tavan arasıydı.
Sí, fue un loft que hice hará un mes.
Thames yakınında bir ev var.
Tendría un loft cerca del Támesis, por los muelles.
Yarın eve bakmaya gidecek miyiz tatlım?
Entonces, ¿ Nos vemos mañana para ir a ver el loft?
Matteo'ya evden söz ettin mi?
¿ Ya le dijiste a Matteo lo del loft?
Hadi, daha önce de yapmıştın.
El loft es muy tranquilo.
Onu mutlu bir şekilde aradım evden söz edecektim ama o gelmek istemiyorum dedi.
Lo llamé, tan feliz, para contarle del loft... y ese cretino me dijo que no venía a Londres.
Mutfaktaki merdivenler tavan arasına çıkar.
La escalera de la cocina lleva a mi loft de edición.
Bakalım...
La escalera de la cocina lleva a mi loft de edición.
Evdeki deniz yataklarından daha çok mu sevdin?
¿ Te gusta más que los colchones inflados del loft?
Hayır. Evde değil mi? - Hayır.
- No. ¿ No está en el loft?
Beni idare edebilir misin? Akşama evde görüşürüz.
Te veré esta noche en el loft.
Sean'ın evinde olacak ve sanırım Ben de gelecek.
- Sí. Va a ser en el loft, quizás esté Ben.
2 saniyeliğine eve uğrasak olur mu?
¿ Te importa si vuelvo al loft por como dos segundos?
Tabi, rica ederim. Evdeki telefonu cebime yönlendirdim, sana.
Desvié las llamadas al loft a mi celular.
Benim evimde kalıyorsun.
Te estás quedando en mi loft.
- Ya Riverside'daki stüdyon?
¿ Y ese loft espantoso que tú tenías en Riverside Drive?
Evini satışa bile sundun.
Incluso pusiste tu loft en venta.
İnşallah evinde bırakmışsındır.
- Ojalá los hayas dejado en el loft.
Sean, Ben'le birkaç hafta evvel evde yaptığın röportajı hatırlıyor musun?
Sean, ¿ recuerdas la entrevista que hiciste a Ben en el loft hace unas semanas?
Bugün senin evdeydim.
Hoy estuve en el loft.
Bahsini duyduğum bir bayrak yapımcısını ziyarete gittim. Çok açık sözlü, dobra bir adamdı. Tatlı, sağlıklı görünüşlü birisiydi.
Fui a ver a un tipo que hacía banderas, un tipo muy normal, muy majo, un tipo sano, rubio y simpático, que tenía un loft en el Village lleno de banderas, y yo estaba con "El Principito" y le hablé de todo eso... y de por qué necesitaba la bandera y cómo la quería...
* Dünyaya baktığımda * - Evde görüşürüz, tamam mı?
Te veo en el loft.
Saçmalama şapşal.
Tonto. En el loft.
Eve dönmeden önce benimle depoma gelir misin?
- Gracias. Antes de volver al loft, ¿ puedes ir al depósito conmigo?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]