Lolita tradutor Espanhol
280 parallel translation
Sonra aniden : "Benim adım Lolita ve oğlanlarla oynamam yasak."
De repente dice : "Me llamo Lolita, y se supone que no juego con chicos".
Alkışlar Lolita için.
Una manita para Lolita.
Lolita!
¡ Lolita!
Lolita'ya on kez bunu odasından çıkarmamasını söyledim.
Le he dicho mil veces a Lolita que lo guarde en su cuarto.
Kenny Lolita'ya çıkma teklif edecekmiş. Lolita bana kabul edeceğini söyledi.
Lolita me dijo que está segura... de que esta noche Kenny le va a pedir que salgan juntos.
Lolita, doğru.
Lolita, eso es.
Lolita, Dolores'in kısaltılmışı. Gözyaşları ve güller.
Lolita, diminutivo de Dolores, las lágrimas y las flores.
Neyse, Lolita'yla Kenny de gelir mi diye soruyor.
El caso es que quiere saber si Lolita y Kenny pueden ir.
Lolita'nın Mona'yla kalmasına izin versene.
¿ Por qué no dejas que se quede en casa con Mona?
Aslında benim üstüme vazife değil, ama Lolita söz konusu olunca... kendimi bu ailenin bir ferdi gibi hissediyorum.
Sé que no es asunto mío, pero me siento casi... como un miembro de la familia en lo que respecta a Lolita.
Beni deli eden, bu gencecik su perisinin... belirsiz tavırları... narin Lolita'mdaki o müthiş çocuksu tavırlarla... ürkütücü kabalığın bu birleşimi.
Me vuelve loco la doble naturaleza de esa ninfa, de todas las ninfas, tal vez. Esa mezcla que tiene mi Lolita de ternura y soñadora puerilidad... y una especie de inquietante vulgaridad.
"Tatlı kız" lafı sanki "Lolita cicim" dermiş gibi.
Bueno, la rima de "avenida-hermanita" es como "Lolita-cielito".
Lolita da onunla gidiyor.
Lolita se va con ella.
Ödemeyi kabul ediyorum.
Acepto la llamada. Es Lolita.
Lolita arıyor. Şehirlerarası.
Es una conferencia.
Hum, keşke bana sormadan ona şeker göndermeseydin.
Hum, te agradecería que no le enviaras dulces a Lolita sin consultármelo.
Senin ve Lolita'nın isimlerini tamamen şans eseri kullandım... aklıma ilk gelen onlardı.
Puse tu nombre y el de Lolita por casualidad, porque los tenía a mano.
Hayatta tek başına kalan zavallı küçük Lolita'yı düşün.
Piensa en tu pobre Lolita, está sola en el mundo.
Küçük çocuklarım Jack ve Mary, Lolita'yla aynı sınıftalar.
Mis dos hijos pequeños, Jack y Mary, están en el mismo curso que Lolita.
Lolita adında bir kız tanıyor musun?
¿ Conoces a una chica que se llama Lolita?
Lolita, lütfen, lütfen ağlama.
Lolita, por favor, no llores.
Şimdi Ramsdale'i ve zavallı Charlotte'u ve zavallı Lolita'yı... ve zavallı Humbert'i unutup benimle Beardsley Üniversitesi'nde... Fransız şiiri üzerine ders verdiğim ikinci sömestre gelmelisiniz.
Ahora deben olvidarse de Ramsdale, de la pobre Charlotte, de la pobre Lolita... y del pobre Humbert, y acompañarnos a la universidad de Beardsley, donde mi cátedra en poesía francesa está en el segundo semestre.
Aradan altı ay geçti ve Lolita mükemmel bir okula gidiyor. Umuyorum onu çizgi roman ve foto romandan... başka şeyler okumaya da ikna edecekler orada.
Han pasado seis meses y Lolita asiste a un colegio excelente, donde espero que la convenzan... para leer otras cosas que no sean cómics y novelas rosas.
Senle ben çok eğleniyoruz, değil mi Lolita?
Yo. Tú y yo lo pasamos muy bien juntos, ¿ verdad, Lolita?
Ben zaten seninle gurur duyuyorum Lolita.
Ya estoy orgulloso de ti, Lolita.
- Seni seviyorum Lolita.
- Te quiero, Lolita.
Lolita'ya hayatın gerçeklerinden bahseden oldu mu acaba?
¿ Cree que alguien ha instruido a Lolita en los hechos de la vida?
Biliyorsunuz, Lolita tatlı, küçük bir kız... ama ergenlik çağı yüzünden... bazı sorunlar yaşıyor gibi.
Verá, Lolita es una niña encantadora, pero la llegada de la madurez parece que le está dando... una serie de problemas.
Belki Lolita okul dışı faaliyetlere daha çok katılarak... ilgisini yöneltecek yeni bir şey bulabilir, ne dersiniz?
Algún cambio que Lolita pudiera experimentar... ¿ tal vez si participara más en las actividades extraescolares?
Evdeki durum hakkında Lolita'ya sorular sorduğumuzda... tek kelime bile etmiyor, ağzını bıçak açmıyor.
Le hemos preguntado a Lolita sobre su situación familiar... pero no dice una palabra, tiene los labios sellados.
Özellikle de küçük Lolita.
Sobre todo la pequeña Lolita.
- Lolita'yı eve götürmeliyim.
- Tengo que llevar a Lolita a casa.
- Kapa çeneni Lolita.
- Cállate, Lolita.
Lolita, bilmek zorundayım.
Lolita, tengo que saberlo.
Lolita, bunu bilmeye hakkım var.
Lolita, tengo derecho a saberlo.
Tercihinizi, Kazk kızı Kiki, Amazon Annie, LoIita, Suzette Wong, Maumau Mimi ve elbette Irma Ia Douce yönünde kullanabilirsiniz.
Puede elegir entre Kiki la Cosaca, Annie la Amazona, Lolita, Suzette Wong, Mimí la Maumau, y, cómo no, Irma la Dulce.
Çek ellerini, Lolita.
Quita las zarpas, Lolita.
Lolita'yla birlikteydin.
Estabas con Lolita.
Erkek Lolita, seni!
¡ Pequeño gígolo!
"Lolita" dan beri en zeki, en seksi kitabın yazarı 16 yaşında bir kız.
Una chica de 16 años escribe el libro más inteligente y sexy desde el tiempo de "Lolita".
Lolita. Saçın uzadığında bundan bir tarak yapabilirsin.
Lolita, puedes hacerte una hebilla con esto cuando te crezca el pelo.
Alexandre'nın beklediği hamisi lolita değil.
Para padrino, Alexandre. ¿ Viste con quién vino?
Lorenzaccio geldi.
Esperábamos una lolita, y aterriza un apuesto galán.
Oyunlarınızdan ve küçük kız oyunlarınızdan bahsetti.
Sobre sus juegos comunes de Lolita.
Vietnamcada "pranga kaçkını" ne demek diye sorsana.
Eh, ¿ por qué no le enseñas a decir "lolita" en vietnamita?
Nane Likörü veya tekila veya Cafe Lolita seçme şansın var.
Café Lolita, tequila o crema de menta.
Lolita bu!
Una Lolita.
"Lolita"
"Lolita".
Gerçekten, ah, şok edici, bilirsin, Lolita gibi. Lolita'da kan bağları yoktu.
Es real, impactante, sabes, como Lolita.
Anlıyor musun, o zaman ben değişik bir şey yapıyorum.
- No había relaciones consanguíneas en Lolita. - Bueno, ves, entonces estoy haciendo algo distinto.
Bir gün Pollyanna gibi görünüyordu, diğer gün ne bileyim, Lolita gibi.
Un día parece "Pollyanna"... y al día siguiente parece... no sé, Lolita quizás.