English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ L ] / Luke

Luke tradutor Espanhol

10,629 parallel translation
Luke, hadi bebeğim.
Luke, vamos, chico.
Bu arsız davranışları yüzünden hayranları Luke Nakano'nun onu yenmesini umut ediyordu.
Es esa clase de comportamiento chulesco el que los aficionados esperan que Luke Nakano
Haynes'in seyirciyle alay etmesi de olabilir Luke'un yumruk yemekten sıkılması da.
Quizá fuera las burlas de Haynes hacia el público, o quizás Luke se haya cansado de recibir golpes.
Her ne olduysa, Luke Nakano son rauntta tek dizinin üstüne çöken boksör değil artık.
Sea lo que sea, Nakano parece un boxeador diferente al que vimos en la lona sobre una rodilla en el último asalto.
Anlaşılan Luke bir ivme yakalamayı başardı.
Pero parece que Luke puede haber encontrado su momento.
Kim derdi ki, dördüncü rauntta tek dizinin üstündeki...
Quién lo hubiera dicho en el cuarto asalto, - con Luke Nakano en la lona...
... bitmiş haldeki Luke Nakano kazanacak diye?
Sobre su rodilla, aparentemente derrotado.
Orta sıklette yeni dünya boks şampiyonu Luke Nakano oluyor! - İyi misin?
¡ El peso wélter tiene nuevo campeón del mundo y es Luke Nakano! ¿ Estás bien?
Evet! Luke Nakano, artık şampiyon olduğunuza göre...
¡ Sí! Luke Nakano, ahora que eres el campeón...
Luke!
¡ Luke!
Luke, bir açıklama yapacak mısın? Yaşasın! Bence gayet iyi iş çıkardık beyler.
Luke, ¿ algo que declarar? Creo que ha sido un trabajo impecable, caballeros.
Luke tutuklanmış.
¡ Luke ha sido arrestado!
Benim efendi oğlum Luke ehliyeti yokken arabamızı kaçırıp tutuklanmazdı.
Sé que no es mi bien educado hijo, Luke, quien nunca cogería el coche sin tener licencia y sería arrestado.
Evet, her yerdeyim. Luke'un üstüne biraz fazla gitmiyor musun sence?
¿ No crees que quizás estás siendo un poco duro con Luke?
Luke'un asilik yapması hoşuma gidiyor derken sanki şey diyorsun...
Cuando dices que te alegra que Luke sea un rebelde, suena un poco como si estuvieras diciendo...
Luke'un tutuklandığını duyduğunda tepki bile vermedi resmen.
Apenas reaccionó cuando escuchó que Luke había sido arrestado.
Luke'un cezasını ödemeye çalışıyorum ama bu otomatik telefon sistemi dediklerimden hiçbir şey anlamıyor.
Estoy intentando pagar la multa de Luke, pero este contestador automático no entiende nada de lo que digo.
- Luke'un inek arkadaşı Reuben.
! ¿ Quién? Reuben, el amigo idiota de Luke.
Sen de Luke'la banyo yapmamış birini hak ediyorsun.
Y tú te mereces a alguien que no se haya bañado con Luke.
Konu şu ki, bütün hafta St. Luke'taki toplantıya katılmadı.
Bueno, la cosa es que él no ha sido el de St. Luke en toda la semana.
Evet, hafta boyunca St. Luke'a gitmemişsin.
Dijo que no había estado en St. Luke toda la semana.
St. Luke'un o caddede olmasına rağmen mi?
A pesar de que San Lucas está a la altura de la calle?
Önceki gün Alfredo Brownstone'a geldiğinde sana geçen hafta St. Luke'daki hiç bir toplantıya katılmadığımı söylediğine emin misin?
Cuando Alfredo llegó a la casa de piedra rojiza, el otro día, usted está seguro de que él me dijo que no había estado en ningún de las reuniones en la semana pasada de San Lucas? Sí.
Geçen gün, Watson'a bütün hafta boyunca St. Luke'daki toplantılara katılmadığımı söylemişsin.
Um, el otro día, que le dijo Watson que yo no había estado en ninguna de las reuniones en esa última semana entera de San Lucas.
St. Luke bir haftada beş toplantı yapar.
Correcto. San Lucas sostiene cinco reuniones a la semana.
Manny, Luke, kesin şunu.
¡ Manny, Luke, dejadlo!
Benim, Luke.
¡ ¿ Hola? ! Soy yo... ¡ Luke!
Darth orada, genç Luke da öyle.
Ahí está Darth. Ahí está el joven Luke.
Luke'un Yoda'yı sırtında köylü karılar gibi taşıması gibi.
Pegado a mi espalda, como Yoda sobre Luke.
Başka kimseden isteyemem, Jillian'a sorarım ama cinsiyetten anlarlar Ethan hasta, Luke temiz değil, Charlie desen müptela.
Papá, no se lo puedo pedir a nadie más. Lo mío con Jillian pende de un hilo, y puede que detecten el sexo. Ethan está contaminado, Luke no está limpio y Charlie es radioactivo.
- Bak, durum kötü, babamı bulmamız lazım.
Sí, esto es malo. Luke, tenemos que encontrar a mi padre.
Peki, Luke, senin bahanen ne?
¿ Y cuál es tu excusa, Luke?
Gelmek istiyor musun?
¿ Y tú, Luke? ¿ Quieres ir?
- Luke, o çalışıyor.
- Luke, ella está trabajando.
- Evet, kız bir fahişe, Luke.
- Sí, es una prostituta, Luke.
- Luke.
- Luke.
- Ben Luke.
- Soy Luke.
- Ya Luke?
- ¿ Y Luke?
Luke bir üçlüyü iptal etti... gerçek bir arkadaşın yapacağı gibi.
Luke canceló un trío... como lo hubiera hecho un verdadero amigo.
- Adını dahi bilmiyorum.
Ni siquiera sé tu nombre. Luke.
Luke seni lobide gördüğünden emin ol.
Luke, asegúrate de que te vea en el lobby.
Luke arabaya yan girişe getir.
Luke, lleva el auto a la entrada lateral.
Üç kişi tepeden iniyor!
¡ Luke! Vienen tres bajando la colina.
- Luke.
- ¿ Luke?
Luke'u eşliğe kabul ediyor musun?
¿ aceptas a Luke? - Sí, acepto.
S.ktir git Luke. Canı cehenneme.
Que lo jodan.
Çünkü Luke seni terk ettiğinden beri eski sen değilsin.
Desde que Luke te dejó, no has sido la misma.
- Luke? !
- y saldré de aquí tan pronto como...
- Luke? !
¿ Luke?
Ya sen Luke?
Lo siento.
Yok artık.
¡ Qué te jodan, Luke!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]